238 syf.
·
Puan vermedi
. . . PUSLU KITALAR ATLASI . . .
Hayal mi gerçek? Gerçek mi hayal? İkisi de mi gerçek? İkisi de mi hayal? . . . Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,9bin okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
Ebedi yaşam arayışı eskiden beri süregelen bir tutku. Günümüze kadar gelebilen en eski mitolojilerden bir tanesi de Gılgamış Destanı: Egoist bir kralın ölümsüzlük bitkisini arama yolculuğunu anlatan destan. Ölümsüzlük sadece bir alt başlık. Esas hikaye bencilliğin alçak gönüllüğe dönüşümü. Ama öyle görünüyor ki, ne kadar nafile bir çaba olursa
Ölümü İnkar
Ölümü İnkarErnest Becker · İz Yayıncılık · 2014121 okunma
Reklam
356 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
SÖZÜ BULDUNUZ !!ŞİMDİ SESİMİZ OLUN
ÖNCE SÖZ VARDI !! Güzel İnsanlar Merhaba Oya Baydar 1940 doğumlu (yani 80. yaşında yazarımız) ilk gençlik yıllarından beri sol/sosyalist cenahta yol almış ve insanların çoğunun fikir olarak yaşadığı savrulmayı yaşamamış nadir kalemlerden biri kendisi.. Oya Baydar'ın ülke gündemi ile ilgili yazdığı günlük köşe yazılarını yıllardır beğenerek takip
Kayıp Söz
Kayıp SözOya Baydar · Can Yayınları · 2007332 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
ALTINCI KOĞUŞ ANTON ÇEHOV
Kitabın Adı :
Altıncı Koğuş
Altıncı Koğuş
Kitabın Yazarı:
Anton Çehov
Anton Çehov
Tür : Hikaye Sayfa Sayısı : 68 Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları- Modern Klasikler Yayınlanma Tarihi : 1892 Anton Pavloviç Çehov 1860-1904 yıllarında yaşamış, Rus oyun ve kısa öykü yazarıdır. Kısa öykü alanında tarihteki en büyük yazarları arasında sayılmaktadır. Hikayelerinde ortaya koyduğu
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202271bin okunma
Bu derdin bir çaresi yok. Ne ölümsüzlük iksiri yaratabilmişler ne de aşk acısı merhemi.
Komedyalar da oynanırdı Dionysos tiyatrosunda; ama tragedyalar sayı bakımından daha çoktu her zaman. Mitologyadaki her olay gibi, bu da bir sebebe dayanmaktadır: Garip tanrı Dionysos, Demeter gibi, acı çeken bir ölüm­süzdü; acısı, başkasından ötürü değildi, doğrudan doğruya kendinden gelmekteydi. Asma, meyve veren öteki ağaçlara, bitkilere benzemez, hepsinden çok budanır. Kışın yapraksız, çıplak, eğri büğrüdür... Asma Dionysos, soğukların gelişiy­le Persephone gibi ölürdü; ama çok daha korkunç bir ölüm­dü bu; bazı öykülere göre Titanların, bazı öykülere göre de Hera'nın buyruğuyla, paramparça edilirdi. Aylar geçer, ye­niden canlanırdı Dionysos; sonra aylar geçer, yeniden ölür­dü. Tiyatrosunda, onun yeniden hayata dönüşünü kutlar­larken, her yıl durmadan öldüğünü unutmazlar, o yüzden tragedyalar oynarlardı. Şarap tanrısı, acı çekmenin çok ötesindeydi; "trajik" bir tanrıydı. Bu yanıyla ölümün hiç sona ermediğini de gösterirdi. Dionysos. Ona tapanlar, ölümün ötesinde bir hayatın var olduğuna inanırlardı. Bu inanç, Eleusis törenlerinde de sü­rüp gitmiştir. Önceleri, Persephone'nin dirilişi kutlanmış, yıllar geçtikçe onun "ölüm" özelliği de hatırlanmıştır. Kişi­liğinde esen ölüm havasıyla Persephone nasıl olmuş da ha­yatı, dirilişi bütün parlaklığıyla saklamayı başarmıştır? Bü­yük bir güçtür bu. Dionysos'un ölüler ülkesinde o kadar güçlü olduğu söylenemez. Şarap tanrısı, dirilen bir ölü değil, ölen bir diriydi. Ölümsüzlük inancını sağlayan da, Persephone'den çok, kendisiydi.
Sayfa 44
Reklam
157 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.