Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
464 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
6 kuşak boyunca hikayesine tanık olduğumuz Buendia ailesinin etrafında dönen, tarihle çevrili bir olay örgüsü okuyoruz. Marquez bu eserinde çocukluğunda babaannesinden dinlediği öyküleri; o büyülü dilini tarih ile harmanlayarak bizlere aktarıyor. Bugün çokça kullanılan “Muz Cumhuriyeti” kalıbının kaynağını aldığı olaylardan tutun da yerlilerin topraklarının sömürüsüne varan durumları Marquez kurgusunun içine ustaca yediriyor ve okuruna sadece bir büyülü-gerçeklik değil aynı zamanda bir eleştiri eseri de sunuyor. Yazarın eleştirisi gereken sesi getirmiş olacak ki bu eseri nedeniyle hapse atılma tehlikesiyle karşı karşıya geliyor ve ülkesine dönemiyor. Anlam arayışları, aşk, tutku, acı, ölüm, savaş, muhafazakarlık, liberalizm, kör kütük din, ensest ilişkiler… Kitapta gerçekten ne ararsak var. 6 kuşak boyunca süren hikayeyi ve Macondo kasabasını ustalıkla işleyen Marquez, bu kadar kalabalık bir ailenin aslında her biri ayrı ayrı yalnız fertlerinin portresini de ustalıkla çiziyor. Jose Arcadio Buendia ve Ursula’nın bir araya gelmesiyle başlayan bu hikaye kuşaktan kuşağa ilerleyerek bizi de içine çekiyor ve etkileyici bir sonla bitiyor.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,4bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, bir gencin çocuk yaşta bacağında başlayan rahatsızlığın uzun süre hayatını etkilemesi sonucu yaşadığı fiziksel ve ruhsal sıkıntılarını anlatıyor. Kitabın ilk başlarında hastalık o kadar iyi tasvir edilmiş ki, resmen o acıyı hissediyorsunuz ve o korku bütün bedeninize yayılıyor.Pansuman olurken yanında siz de varsınız ve bütün süreçte siz de acı çekiyorsunuz gibi.. Doktor doktor gezip, bacağını kaybetme ihtimalini duyan genç, stresten uzak durması sonucu iyileşebileceğini de biliyor. Ama bu strese aşk ve yalnızlık da eklenince maalesef hastalığı daha da ilerliyor ve sonucunda uzun bir süre hastanede tedavi ediliyor. Bu tedavi sonucunda ayağı kurtuluyor ama sevdiği kişi başkasıyla evleniyor. Peyami Safa’nın şaheserlerinden olan bu eser Türk edebiyatında “insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman “olma özelliğine sahip. Aynı zamanda Tanpınar tarafından “acının ve ıstırabın yegane kitabı” şeklinde tasvir ediliyor. Peyami Safa’nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden izler taşıyan eser de, duygular yoğun bir şekilde aktarılmış ve bilinmeyen kelimelerin anlamları verilerek okuma daha da keyifli hale getirilmiş. Bu kitabı okuduktan sonra Peyami Safa’nın diğer kitaplarına da merakım arttı. Umarım en kısa zamanda okurum.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,1bin okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tokat gibi insanın yüzüne hayatın acımasızlığını, kötülüğünü, çirkinliğini vuran bir kitap. Fahişe diye kınanan insanları, o noktaya getiren olayları ve insanları çok güzel anlatıyor. Ve asıl kınanması gerekenlerin, ayıplanmasını gerekenin onlar olmadığını sade, samimi ve acı bir şekilde anlatıyor.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,5bin okunma
536 syf.
5/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitaba sevgili
Aylin Büyüksavaş
Aylin Büyüksavaş
'la epik fantastik bir kitap okuyacağız hevesiyle başladık ama kısa süre içerisinde aradığımızı bulamayacağımızın farkına vardık. Sova İmparatorluğu'na bağlı çalışan Konrad isminde bir yargıcımız var. İki yoldaşıyla birlikte yıllardır köy, kasaba dolaşıp imparatorun adaletini dağıtıyor. Karşılaştığı davalarla, ölümlerle ilgileniyor. Konrad'a göre imparatorun üzerinde hiçbir güç yok, adamın adalet duygusu çok kuvvetli. Fakat yıllardır imparatorluktan uzakta, görevden göreve koştuğu için aslında birtakım şeyler değişmiş durumda ve Konrad olanı biteni ne kadar reddetse de acı gerçekler eninde sonunda gün yüzüne çıkıyor tabii. Olayları Konrad'ın iki yoldaşından biri olan ki bu yoldaşlar aslında yargıcın maaşlı personeli oluyorlar, kâtibi Helena anlatıyor. Yani kitapta fantastik ögeler var ama tam bir fantastik değil. Polisiye bir durum söz konusu ama tam bir polisiye değil. Karakterler ağırlıkları olan, akıllı, zeki insanlar olarak lanse ediliyor ama tam olarak değiller. Yani yazar nereye dokunduysa yüzeysel geçmiş. Zaten bilinen, öncesinde görülen şeylere verilen tepkiler çok alakasızdı. Kitabın o kısımları beni sinir etti, ne yalan söyleyeyim. Ben farklı beklentilerle kitaba başladığım için bana yetmedi kısacası. Ama böyle biraz ondan biraz bundan olsun, kafamı fazla yormasın diyenler için ya da kitabın türüne yeni giriş yapacaklar için tercih edilebilir sanırım.
Kralların Adaleti 
Kralların Adaleti Richard Swan · Athica Yayınları · 20242 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
hayatımın ters köşesini bu kitapta yedim
Bir Agatha Christie klasiği. Ters köşe yememek mümkün değil. Yazarın acı kahve adinda kitabını da okumuştum onda da hiç beklemediğim biri katil çıkmıştı. Yazar bu işi iyi biliyor. Sürükleyici anlatımıyla olay sizi kendine çekiyor ve bir bölüm daha okumadan duramıyorsunuz.
On Kişiydiler
On KişiydilerAgatha Christie · Altın Kitaplar · 202132,4bin okunma
188 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
“Saç Örgüsü” Coğrafya kader midir? Evet bence coğrafya kaderdir. Ama bu kaderi umutla ve azimle yeniden inşa etmek çok büyük ve övünülecek bir başarıdır. Hele de kadınsan… Kitabımızda birbirinden hiç haberi olmayan ama birbirine saç örgüsü ile bağlanmış üç kadın karakter var. Saç bir metafor olarak kullanılıyor üç tutam saçın birbirine dolanması
Saç Örgüsü
Saç ÖrgüsüLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 20206,5bin okunma
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Yeraltından Notlar kitabının çok karamsar ve depresif bir eser olduğunu düşündüğümden erteliyordum. Yakın zamanda okudum ve bitirdim. Beklediğim kadar ben de olumsuz bir etki uyandırmadı. Genel anlamda iyiki de okumuşum diyebileceğim bir kitap. Kitabı okurken kahramanın bazı cümlelerini, düşüncelerini kendime yakın hissettim. Bazılarının ise okurken pek anlamsız ve benim düşünce yapıma uymayan cümleler olduğunu fark ettim. Karakterimiz haklıyken dahi kendisini suçlayan, karşı taraf suçluyken ondan özür dileyen birisi. Ancak bunun temelinde kendisinin bazı patavatsız davranışları yatıyor. (Kitabın son sayfalarında bu patavatsız davranışlarını “Ben kendi hayatımda, sizin cesaret edemeyip yarıda bıraktığınız şeyleri sonuna kadar götürdüm, o kadar…”şeklinde tanımlıyor.) Ve bu davranışların temelinde de hayatında pek atraksiyon olmaması, hayatının pek durağan geçmesi, bundan ötürü de aslında içten içe hiç yapmak istemeyeceği davranışları sergilemesi yatıyor. Örneğin kendisini küçümseyen oysa zihniyet bakımından kendisinden çok aşağı olan sözde eski okul arkadaşları ile bir yemeğe çıkıyor. Oraya kendisinin gelmesini diğerleri istemeselerde bir şekilde kabul ediyorlar ve gene bir ton anlamsız ve lüzumsuz olay yaşanıyor. Ve bu olayların sonucunda gene özür dileyen kendisi oluyor. Sorunun kaynağını belki de biliyordur karakterimiz. Ki bence biliyor. Ama bunu hâlâ kabullenebilmiş değil kendisi. Onun yerine başka zor durumda olan, zor şartlar altında yaşamını idame ettirmeye çalışan kişilere yaşam dersi vermekle meşgul. Bu durumdan hem zevk alıp hem de acı çektiğini görebilirsiniz.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,5bin okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Söyleme Bilmesinler yaşarken öldüğümü
Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar? Aynı ana babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardeş olur mu çocuklar? Yıllar kalbimi dağlasa da içlerindeki o kor söner mi aşıkların? Her şeyi aşikar olanların sakladıkları sırlar daha mı çoktur? Öyle güzel bir roman okudum ki kimin derdine derman bulayım, kimin derdine ağlayalım,kime hak vereyim bilemedim. Gerçek hayatın bir yankısı gibi bir roman. Herkesin penceresinden farklı durumlar, serzenişler, huzursuzluklar… Herkesin yüzünde acı bir gülümseme olmalı bu romanı okurken. Ethem, Emin, Ekrem,Nurten, Hülya, Sevgi, Kazım, Mürüvvet, Çiğdem hepsi teker teker anlatıyor. Herkesin hikayesini dinledin. Haydi şimdide sen anlat sıra sende der gibi yazarımız. Ethem karakterini çok benimsedim. Kendi benliğini arıyor bunu yaparkende kimseye zarar vermiyor, saygı duyuyor hatta. O kadar benzemiyor ki kardeşlerine karakteri, duruşu.. Sadece bilmek istiyor ben kimim diye öğreniyor tabi sonra içi ferahlıyor dünyaya daha farklı bakıyor. Özellikle ailesine. İşte roman Ethem ve Nurten sayesinde güzelleşiyor.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,620 okunma
556 syf.
·
Puan vermedi
Dehliz, payanda, verilen üç kuruş metelik… Kitaba başladığımdan beri beynimin içine yerleşmiş gibi bu kelimeler. O kadar güzel, o kadar mükemmel bir anlatım tarzı var ki Emile Zola’nın kitabı bitirene kadar, okumadığım saatlerde bile sanki kitapla bütünleşmiş gibi kitabın sahneleri kafamın içinde dönüp durdu. Emile Zola'nın
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,9bin okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Siyah Lale aşığı adama
Kitapla çok farklı bir şekilde tanıştım. Kitabı daha önce duymuştum ama açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Alexandre Dumas tarafından 1850 yılında kaleme alınan romantik bir eser. Çok detaya girmeden bahsedeceğim(spoiler içerir!) Ben bu kitabı kısa sürede elime alıp bitirdim. Şunu söyliyeyim kitabın başı başta sıkıcı geliyor sarmıyor gibi hatta
Siyah Lale
Siyah LaleAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202114bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.