Veronika Ölmek İstiyor adlı kitabı ikinci kez okuyorum. Üç yıl sonra tekrar okurken fark ettim ki, kitap hakkında fikirlerim değişmiş ve daha olgun düşünmeye başlamışım...
Veronika, artık yaşamak istemeyen genç bir kız. Görünürde yaşamında bir problem yok fakat iç dunyası tıpkı kuvvetli dalgaların hüküm sürdüğü bir deniz gibi. Ruh halindeki bu çalkalanmaya daha fazla dayanamıyor ve kendini öldürmeye karar veiyor, kitabımız da burada başlıyor.
Veronika intiharından önce alaylı bir not yazar, dört kutu uyku ilacı içer ve ölmeyi bekler... Ancak sonuç umduğu gibi olmaz ve kendini bir akıl hastanesinde bulur. Doktor; içtiği ilaçların kalbine tesir ettiğini, en fazla bir hafta ömrü kaldığını söyler. Veronika yaşamdan öyle bıkmış durumdadır ki, bir hafta yaşamaya katlanamayacağını düşünür. Yeni bir intihar teşebbüsü için ilaç aramaya koyulur, bu esnada hastanede yatan diğer hastalarla da tanışır...
İlk okuyuşumda, kitaptan nefret etmiştim. Geçen günlerde rafta gördüm ve bir şans daha vermek istedim... İyi ki vermişim diyorum çünkü bu kitabı kaçırmak benim için büyük ahmaklık olurmuş. Romanda; Veronika'nın hayatı yavaş yavaş sevmesini, Eduard ile olan ilişki dinamiğini, Mari'nin yaşam deneyimini ve Zedka'nın öyküsünü de çok güzel işliyor yazar. Paulo Coelho'nun ne kadar iyi bir romancı olduğunu söylemeye zaten gerek yok. Üzerine bol bol düşünülebilecek keyifli bir okuma oldu benim için, romana başlayacak diğer okurlara da aynı keyfi vermesi dileğiyle