Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah'ın kelâmından ve zikrinden usanmayın. Allah'ın kelâmından kalbinize kasvet gelmesin. Zira kelâmullah, her şeyin en iyisini ayırıp seçer; amellerin hayırlısını, kulların güzidesi olan peygamberleri ve kıssaların iyisini zikreder. Ayrıca helâl ve haramı açıklar.
Sayfa 14 - İbn Hişam ,sire ,2/146-47; ibnül esir ,el - Kâmil,2/107Kitabı okuyacak
Kim kendisiyle Allah Teâlâ arasındaki işleri ıslah ederse ,insanlarla arasındaki işler konusunda Allah ona yeter .Zira Allah insanlar hakkında takdirde bulunur ve hükmeder ; insanlar Allah hakkında takdirde bulunup hükmedemezler !
Allah'ın elçisi sallallahu aleyhi ve sellem böyle seslendiKitabı okuyacak
Reklam
"----kaldırım gülü, kepaze. ---------kaldırım gülü! böyle seslendiler arkasından o kızın. kaldırım gülü! ------arsız! mutlak sirayet eder, o, kahvecilerin önünden eteklerini inatla----sallayıp geçti. fırfır elbiseli, ------göz alan cinsten hani. bağırdı bir çocuk---------dalga geçer ses tonuyla ammman abim salyanız damlamasın! bardakları farkında olmadan deviren umutsuz esnaf. oynadığı oyun gibi kendi de----- batak cemal. takunyalı----deli erol. hepsi dondu kaldı. bunların hiçbirinden zarar gelmez---- anca bakmakla yetinirler ama biri var ki, şeytandan üç dakkka önce doğmuş abicim. telgraf teli derler, ---ölü sebahat yetmiş yaşında ama diline düşmeye gör. bütün mahleye adın çıkar bir sözüyle. onun kavruk vicdanına kalmış icabında, ama sorsan kalbi temiz. peh! genç kızlar kıskandı-----kaldırım gülünü. mahle sıfır çizdi, herkesin ağzı yarım----gönlü kesik. bi kaldırım gülüne. çapraz etekleri kaldırım gülünün.."
CENÂB-I HAK NEFSE DEMİŞ Kİ...
"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Sayfa 294 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Karşıma ne kadar da çok vazgeçmek bırakmakla alakalı şey çıkıyor. Çok değil daha 50 yıl önceki edebiyat bile vazgeçilememezlik üzerine kuruluydu. Ne oldu da insanlar artık vazgeçmeyi bırakmayı terk etmeyi iyileşme denen tuhaf hali üstün gördü. Hatta başarılı olmayı burada bile görüyoruz. En kısa sürede bırakabilene, acısını çekmeden atlatma
4.cilt
849. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”  Müslim, îmân 93. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb
Reklam
68/Kalem Suresi
17. Kuşkusuz Biz onları belalandırdık. Tıpkı, bahçelerinin ürünlerini sabah erkenden toplayacaklarına dair sözleşen bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi. 18. Bir istisna da yapmıyorlardı. 19. Fakat onlar daha uyanmadan, Rabb'in tarafından bir dolaşan onun üzerinde dolaştı. 20. Böylece, bahçeleri, üzerinde hiç ekin olmayan kara toprak gibi
Sadık Krallığı'nın halkı şaşkınlığa uğramıştı, herke­sin gönlünde sevinç vardı. Bir gün, yaşlılar ve gençler gelip kralın kulesini sar­ dılar ve seslendiler ona. O, bir elinde taeı, bir elinde asası, merdivenlerden indi. Şöyle dedi onlara: "Şimdi ne bekliyorsunuz benden? Bakın, taşımanı istediğiniz şeyi size geri veriyorum." Ama onlar "Hayır, hayır!" diye bağrıştılar, "Siz bizim meşru kralımızsınız. Ülkeyi engereklerden temiz­lediniz ve kurtları yok ettiniz; biz de size şükranlarımızı sunmaya geldik. Taç görkemiyle sizindir, asa şerefiyle sizindir." Kral, bunun üzerine şöyle dedi: "Hayır, ben değil. Siz kendiniz kralsınız. Siz beni zayıf ve kötü yönetici olarak gördüğünüzde, siz kendiniz zayıf ve kötü yöne­ ticilerdiniz. Şimdi, ülkenin durumu iyi, çünkü sizin ira­ deniz böyle. Ben hepinizin zihnindeki bir düşünceyim sadece, sadece sizin eylemlerinizde varım. Gerçekte, yönetici olarak böyle bir kimse yok. Sadece, kendilerini yönetmek üzere yönetilenler var.
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hz. Ali (radiyallahu anh)
Hak neyi gerektiriyorsa onu yapın ki ehl-i haktan olasınız.
Sayfa 214 - SemerkandKitabı okudu
Hz. Ali (radiyallahu anh)
"Dünya sırtını döndü, veda etmek üzere. Ahiret ise karşı taraftan bize doğru yöneldi, bakıyor. Bugün hazırlık günüdür, yarın ise müsabaka var."
Sayfa 205 - SemerkandKitabı okudu
Reklam
Hz. Ali (radiyallahu anh)
"Marufu emredip münkeri yasaklamak ne rızkı keser ne de ölümü yaklaştırır."
Sayfa 200 - SemerkandKitabı okudu
Hz. Ali (radiyallahu anh)
"Oruç yalnızca yemekten ve içmekten kaçınmak değildir. Oruç yalandan, bâtıldan ve boş sözden de uzak durmaktır."
Sayfa 197 - SemerkandKitabı okudu
Hz. Ali (radiyallahu anh)
O (Allahu Teâlâ), gönüllere gelenleri, göz ucuyla yapılan hırsızlama bakışları, kalplerin gizli katlarında kalanları, küçük karıncaların yerlerini ve ufacık böceklerin yerlerini bilir. Yavrularını kaybetmiş kadınların iniltilerini, sessiz ayak tıpırtılarıni, deniz diplerindeki sedeşerin içinde bulunanları, her adımın izini, her hareketin sesini, her kelimeyi, her dudak okumayı, her zerrenin miktarını duyar ve bilir.
Sayfa 195 - SemerkandKitabı okudu
Hz. Ali (radiyallahu anh)
" Allah Azze ve Celle'ye itaat edin; O'na âsi olmayın! Bir hayır görürseniz ona yapışın; bir şer görürseniz bırakın."
Sayfa 188 - SemerkandKitabı okudu
Hz. Osman (radiyallahu anh)
"Dünyanın mayasında aldatıcılık vardır. Öyleyse dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. Gaflet sizi Allah Teâlâ hakkında aldanışa sevketmesin."
Sayfa 157 - SemerkandKitabı okudu
1.131 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.