Saat Çini vurdu birden: pirinççç Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan Kasketimi eğip üstüne acılarımın Sen yüzüne sürgün olduğum kadın Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi. Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman Sen tutar kendini incecik sevdirirdin Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa Yalnız
İçimde incinmiş bir çocuk ağıdı Avuç avuç cam kırıkları gözbebeklerimde Düşmemek için kendime tutunuyorum.
Sayfa 53 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Dünyamn dört bir yarımda çeşitli tarzlarda ve çeşitli zamanlarda bir annenin sevdiklerim cam nasıl isterse öyle sevip korumasına izin verilmemesi gerektiğini söyleyen yasaklamalar olmuştur. Kadınların ruhsal hayatlarının üzerinde-pek-konuşulmayan baskılarından biri, Birleşik Devletler dahil, dünyanın her yanındaki milyonlarca evli olmayan (ya da hiç evlenmemiş) anneyle ilgilidir. Yalnızca bu yüzyılda, bu anneler kültürel töreler yüzünden durumlarım ya da çocuklarım gizlemeye, yavrularım öldürmeye ya da teslim etmeye veya sahte kimlikler altında, hakarete uğramış ve yetkilerini kaybetmiş yurttaşlar olarak bir yanm-hayat sürdürmeye zorlanmıştır. Dipnot: Bunların içinde yaşları on ikiden başlayan küçük yaşlardaki çocuk anneler, yeni-yetmeler, daha büyük kadınlar, bir aşk gecesinden ya da zevk gecesinden gebe kalanlar kadar ensest-tecavüzünün kurbanları da vardır. Bunların hiçbiri annelik görmemiş ve hepsi de kötü niyetli saldırılara uğramıştır, çünkü kültürlerinin dengesi hem çocuğu hem de anneyi iftiralarla ve dışlamayla zarara uğratacak bir şekilde kurulmuştur.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Her şey beni yoruyor, yormayan şeyler bile. Neşeyle acının tadı, benim için bir. Ne kadar da isterdim bir bahçedeki havuzda, kâğıttan gemilerini yüzdüren bir çocuk olmayı... Hayatla aramda ince bir cam var. Açıkça görmeme ve anlamama rağmen, dokunamıyorum hayata. Düşlerim saçma birer sığınak. Öylesine cansız, öylesine acınacak durumdayım; hareketlerden, çaba harcamaktan öylesine uzağım. O kadar sık düş kurduğum halde, ben bile düşleri elimden kaçırdığım boşluklara düşüyorum. Hayatım dayak yemekle geçiyor sanki
Sayfa 122 - Can Yayınları
Duydun mu? Bursalı oto tamircisi Mehmet'in duyduğunu?  Katran, balık ve çam tahtası kokulu,  Yatışmamış çayırsı kadın kokulu kentin  Önceden bildi diye yakılacağını, Ağulu yılan sokmuş Laokoon'u. Kıvranıp duruyorlarmış çoluk çocuk  Rüzgârlı ilion kıyısında.
İçimde incinmiş bir çocuk ağıdı Avuç avuç cam kırıkları gözbebeklerimde Düşmemek için kendime tutunuyorum.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.