Poetika burada edebi uygulamanın kuramı olarak anlaşıl­malıdır. En bilinen poetika modelinde dört unsur vardır: Evren, yapıt, yazar ve okur. Yapıt merkezde yer alır. Yazar ve okur, merkezde yer alan yapıt ile hepsini önceleyen ev­ren arasında aracıdırlar (Abrams 1953, Moran 1972). Gös­tergebilim, tüm unsurları kapsayan dilin ve ona ait yapıla­rın merkeziliğini vurgulayarak modeli yeniden düzenler. Osmanlı şiiri genellikle bu fani dünya ile öteki kutsal ve ebedi dünya arasında bir mesafe varsayar. Ayrıca, evrenin yapısı ya da makrokozmos insan mikrokozmosuna karşılık gelmektedir. Modelimiz Osmanlı'ya uyarlandığında, yapıt değil, makro ve mikrokozmoslar merkeze yerleşecek ve her unsurun "öteki dünya"yla bağlantılarına aracı olacaktır.
Reklam
ZEUS'UN ÇEVRESİNDEKİ TANRILAR
Themis: Uranos'la Gaia'nın kızı, dolayısıyla dişi bir titan. Hesiodos'a göre Metis'ten sonra Zeus'un ikinci karısıdır. Homeros'ta ise durum değişiktir. Zeus'un tek karısı vardır, o da Hera'dır. Themis, Zeus'un danışmanlığını ve yardımcılığını yapar, törenleri düzenler, tanrıları toplantıya çağırır, insanlar arasındaki ahlak düzenini korur ve bu nedenle de hiçbir zaman Hera'nın kıskançlığını depreştirmez. Tapınmada, adalet tanrıçası olarak, Homeros'un Themis'i üstün gelmiştir. Soteira (Kurtarıcı) Themis, ezilenleri korudu. Themis, gelip geçici olmayan tanrısal yasadır. Heykellerinde görkemli, ciddi ve ağırbaşlı bir kadın olarak görülür. Ayırt edici işareti terazidir. Hesiodos geleneğine bağlı Themis, aynı zamanda Hora'ların annesi olarak gösterilir. Yunancada, zamanın bir bölümü demek olan 'hora' sözcüğü, mevsim, yıl, günün bölümü (saat) anlamına gelir. Hora'lar iklim ve zamanın üç tanrıçasıdır. Homeros'ta, Olympos'un kapılarını açıp kapamak ve Hera'ya hizmet etmek gibi görevler yüklenirler. Hesiodos'a göre bu üç Hora şunlardır: Eunomia (iyi düzen), Dike (hak ve adalet), Eirene (Barış). Hora'ların sayı ve adları zamanla değişmiştir. Örneğin, Helenistik dönemde, dört mevsime karşılık dört Hora olmuştur. Ellerinde birer çiçek, ya da yemişle canlandırılırlar. (Sayfa: 53-54)
Aşığın derdi, derdinden şifa bulamamak değildir.. Çünkü o, dert içerisinde şifa bulmaktadır. Şifası derdin ta kendisidir.
Şeb-i Arus Hz. Mevlâna’yı sevenlere, Mevlevilere, muhibbilerine ve gönül dostlarına kutlu olsun. semazen.net/vakt-i-serif-ha... Pîşter â pîşter â cân-ı men Peyk-i der-i hazret-i Sultân-ı men Vakt-i şerîf hayr ola, hayırlar feth ola, şerler def‘ ola. Leyle-i arûs-i rabbânî, vuslat-ı halvet-serâ-yı
İstanbul dedik de özendik geldik Kalıdırım taşına uzandık kaldık Canımızı verdik harçlık kazandık Onu da elimden aldın İstanbul İstanbul dediğin zenginin tahtı Hükümet halkasın boynuma taktı Nedir bu zavallı Yaşar’ın bahtı Beni özlemlere saldın İstanbul Kaldırım taşları dizime zarar Su kurşundan akar özüme zarar Güzeller çoktur gözüme zarar Gözümde gönlümde kaldın İstanbul Hey Anşe’m yavuklun uzattı sözü Ağlamaktan görmez Yaşar’ın gözü Yakar tüm dünyayı içimin közü Dert olup gönlüme daldın İstanbul
Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.