Ya Resulallah biz seni bırakmayız!
Sayfa 212Kitabı okuyor
Mehmed Reşad
Asker evlatlarım;
Bugün size düşen görev, şimdiye kadar hiçbir orduya nasip olmamıştır. Bu görevi ifa ederken, bir zamanlar dünyayı titretmiş olan Osmanlı Ordularının torunları olduğunuzu gösteriniz ki, din ve devlet düşmanları, bir daha kutsal topraklarımıza ayak basmaya, Kâbe-i Muazzama'ya ve Peygamberimizin mübarek kabrinin bulunduğu Hicaz topraklarını rahatsız etmeye cesaret edemesinler.
Dinini, vatanını ve askerlik namusunu silahıyla savunmayı ve Padişah uğrunda ölümü hiçe saymayı bilir bir Osmanlı ordu ve donanması olduğunu, düşmana etkili bir biçimde gösteriniz.
Hak ve adalet bizde, zulüm ve haksızlık düşmanlarımızda olduğundan, düşmanlarımızı kahru perişan etmek için Allah'ın kesin adaleti ve Yüce Peygamberimizin manevi yardımları bizimle olacaktır.
Bu savaştan geçmişin zararlarını gidermiş, şanlı ve sağlam bir devlet olarak çıkacağımıza eminim.
Bugünkü savaşta birlikte hareket ettiğimiz dünyanın en cesur ve azametli iki ordusuyla silah arkadaşlığı ettiğinizi unutmayın. Şehit olanlarınız önceki şehitlerimize zafer müjdeleri götürsün. Gazi olanlarımızın da savaşı mübarek kılıcı keskin olsun.
Sayfa 29Kitabı okuyor
Sırat Köprüsü Nasıl Bir Yer? İlk Kimler Geçecek?
Bundan sonra cehennem köprüsü kurulur. Ümmetini onun üstünden en evvel geçiren ben olurum. O gün rasûllerin duaları “اَللّٰهُمَّ سَلِّمْ سَلِّمْ: Allâhumme sellim sellim: Allah’ım, selâmet ver, selâmet ver!”dir. Sırat Köprüsü’nde saʻdân dikenlerine benzer birçok çengeller vardır. Sizler saʻdân dikenlerini gördünüz mü?”
Sahâbîler:
“‒ Evet gördük
"Derler ki çocuklara masallar onları uyutmak için büyüklere masallar uyandırmak için anlatılır."
Kısacası dindar görünümlülerin dinimizi öğrenme, anlama, iyi ve doğru kul olma, Rasûlullah'ın (s.a.v) örnekliğine tâbi olma dertleri yok. Bunların din derdi yok, din ile derdi var. Dine uymak yerine onu kendilerine uydurmaya çalışıyorlar. Çünkü bunlar dinlerinden hicap duyuyorlar. Halis müslüman olmanın modern, makbul ve şık olmaya engel olduğunu düşünüyorlar.
Sayfa 53 - Savaş Barkçin
Madam Pera
Belki birçok gül bahçesini talan etmiştir, doğru ama Kosta dindar biridir; dindardır çünkü din onun gibilerin yaşantısını lanetler. Kosta masumiyeti yüceltir çünkü masumiyeti her zaman günahkârlar yüceltir. O, biar olmaktan bizardır.
Sayfa 42 - Armoni Yayınevi
Din- Sermaye -Devlet
Rönesans Dönemine kadar,Din yetkilileri Avrupa'da bir çok şehir ve devlette derin devlet sistemi oluşturarak işini yürütüyorlar.
İşin çarkı tam dönsün diye; faili meçhuller, işgaller, hapisler gibi birçok hukuk dışı yönteme başvuruyorlar.
Temel amaç sermaye eksenli bir dünya belirlemek kendilerine.... 
Botticelli'nin Sırrı
Şeriat, Allah tarafından konulmuş kanun, ahkâm, hükümler demek.
Şeriat din demek, dinin ahkâmı demek.
Dindar olan bir insan ona karşı olamaz.
Sayfa 239 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Abdullah b. Amr'dan merfu olarak rivayet edilmiştir: "Ümmetimin zalime, 'Ey Zalim!' demekten çekindiğini gördüğün zaman bil ki, artık onların sonu yaklaşmıştır."
Sayfa 238 - Ahmed, Müsned'de rivayet etmiş, Ahmet Muhammed Şakir ise isnadını sahih kabul etmiştir. (6521)
1616- Soru: Namazların farzlarında okunacak Kur'ân-ı Kerim'in miktarını belirtirken çözemediğimiz bir tabir var. "Tıvâl-i mufassal", "Evsât-ı mufassal" ve "Kısar-ı mufassal" tâbirleri hangi sûreleri içine almaktadır?
Cevap: Tivâl" kelimesi tavil'in cemilenmiş şeklidír. Tavil ise Uzun" mânâsına gelmektedir. “Mufassal" lâfzı ise, fasılları çok olan mânâsına gelmektedir. Bu sûreler şöyle tasnif ve tesbit edilmiş bulunmaktadır: "Tivâl-i mufassal", Sûre-i Hucürât'dan Büruc Sûresi'ne kadar olan sûrelerdir. Târik Sûresi'nden "Lem yekün" sûresine kadar olan sûrelere "Evsât-ı mufassal" adı verilmektedir. Bundan itibaren nihâyete kadar olan sûrelere ise "Kısâr-ı mufassal" denilmektedir.
Sayfa 438Kitabı okudu
Mâlik bin Dinar Hz. buyurdu ki: Bazı semâvî kitaplarda okudum, buyuruluyor ki:
“Hikmet, şerefi çoğaltır ve köleyi sultanlar meclisine oturtur.”
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Ama kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
| Tevbe 32