Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkeş ve Arkadaşlarının Tasfiyesi-Gelişen Olaylar: Olaylar hiç de Atsız'ın düşündüğü veya ümit ettiği şekilde gelişmedi. Madanoğlu grubu komiteye hâkim oldu ve 13 Kasım 1960 tarihinde Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'ni feshettiğini bir bildiri ile kamuoyuna açıkladı. Türkeş ve 13 arkadaşı ordudan emekli edilerek müşavirlik göreviyle
L-Taaddüd-i Zevcât (Poligami, Çok Kadınla Evlilik)
Tarihte poligami, hemen her cemiyette mevcut olmuş ve evlenilecek kadınların sayısı cihetinden bir sınırlama getirilmemiştir. Eski İran, Çin, Brehmen hukukunda ve Bâbil'de Hâmurâbi Kanunu'nda poligami kabul edilmişti. Roma hukukunda evli olmaksızın çok sayıda kadınla birlikte yaşamak câiz görülmüştür. Yahudi ve Kilise hukukunda da
Reklam
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Şairin cenaze törenindekiler:
Cenaze törenine katılmak üzere Beyazıtta toplananları tefrik etmek artık zorlaşmıştı. Bu arada Şehir Meclisi üyeleri, Ferdi Öner, Recep Bilginer, Orhan Mete, Üniversite profesörlerinden Ah- met Hamdi Tanpınar, Mazhar Şevket İpşir, Sabahattin Eyüboğlu, Mina Urgan, Burhan Toprak, Rıfkı Melûl Meriç, sanatçı ve muharrirlerden Asaf Hâlet Çelebi, Fikret Adil, Reşat Ekrem Koçu, Nizamettin Nazif, Sait Faik, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sabahattin Kudret, Münir Süleyman, Feridun Fazıl Tülbentçi, Behçet Kemal Çağlar, Hüsamettin Bozok, Abdülbaki Gölpınarlı, Lutfi Erişci, Muvaffak İhsan Garan, Orhon Arıburnu, Rifat Ilgaz, Sinan Korle, Cavit Yamaç, Fahir Onger, Râkım Çalapala, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Bedri Rahmi, Eren Eyüboğlu, Sabri Berkel, Cemal Tollu, A. Arad, Nuri İyem, Halil Dikmen, Necmi Rıza, Ercüment Behzat, Şehir ve Ses tiyatroları sanatkârları göze çarpıyordu. Biraz sonra kalabalık adam akıllı artmış, gelenleri farketmek imkânsız bir hal almıştı.
Çalışma Hürriyeti
İslâm ekonomik nizâmı, sosyal adalet üzerine kurulmuştur. Ferdî teşebbüse, herkesin meşru dairede dilediği işi yapmasına imkân verir, herkesin çalıştığına erişeceğini söyler. Alın teri ile elde edilen bir kazanca kimse müdahale edemez. Tasarruf ve temellük hürriyeti vardır. Kimse kimsenin malına el uzatamaz. İslâm hukukunun kurduğu ekonomik sistemin prensipleri, hür dünya ülkelerinde tatbik edilen liberal ekonomik sisteme yakındır. Ancak başı boş bir liberalizm de değildir. Üretimde mümkün olduğunca hususi teşebbüsü; millî gelirin ferdlere taksiminde de sosyal adaleti esas almaktadır. Devlet yolların emniyetini sağlar, bir soygun vuku bulduğunda tüccar ve yolcuların mallarını tazmin eder. Liberal batı ülkelerinde kapitalizmin mahzurlarını gidermek ve sosyalizm tehlikesini bertaraf etmek maksadıyla XIX. asrın sonlarında birer emniyet sibobu olarak kabul edilen sendika ve grev hakkı ile kıdem ve fesh tazminatları, şer'i hukukun hizmet akdi hükümleri ile örtüşmez", Hizmet akdi karşılıklı rıza ile muayyen müddet için kurulan bir akiddir ve yine karşılıklı rıza ile bitirilebilir veya müddet yahud iş tamamlanınca sona erer. İşçinin sözleşilen ücretten, işverenin de istediği işten başka talebi olamaz. Çalışma saatleri ve işçiye verilecek yemek gibi hususlar da örfe göre tayin olunur.
"Ekrem, hayatında biri varsa söyle oğlum, biz senin abiniz, kırk tane yalana gerek yok. Yok Rıza'ymış, lastikmiş" dedi abim gülerek. Abimden böyle bir şeyi beklemiyordum. Ekrem'e kızacak diye düşünürdüm ben şahsen. Emin Öğretmen bu. "Bunca yıllık eğitim hayatım bana gösterdi ki eşini aldatmak, kendini aldatmaktır..." falan, böyle cümleler gelir diye bekledim. Hiç değilse konuyu deşmez, kaşımaz, benim gibi gülüp geçer dedim ama üstüne gitti. "Çekinme anlat, kardeşlik bugünler için" dedi. Hangi günler için ya kardeşlik? Bak ben buna takılırım. Abimin aklına kardeş olduğumuz geldi. Vay anasını... Kimsesizden hallice bir hayat sürüyoruz hepimiz ayrı evlerde yıllardır. Şimdi diyor ki biz kardeşiz.
Reklam
annan planına evet diyen hainlere
Yıl 1933... Cumhuriyetimizin 10. yılı Türkiye'nin her yerinde coşkuyla kutlanmıştı. O kutlamaları yaşayanların, bu ana tanıklık edenlerin 'muazzam' diye tarif ettiği o gün, Türkiye tarihine kazınacak bir olay daha yaşanmıştı. 1927'de Ankara Ulus meydanındaki Atatürk'ün o meşhur heykeli dikilmişti. Fakat meydan henüz
Sayfa 191Kitabı okudu
Şu hayatta annem yok, babam yok, karım yok, kardeşim yok... Bunca yokluk içinde var olmaya çalışıyorum. Abim şimdi gelmiş diyor ki kardeşlik bugünler için... Abi bu kardeşlik ben evlenirken neredeydi? Abi bu kardeşlik ben inşaatlardan demir toplarken neredeydi? Abi ben dükkânı kurarken, onca borca harca girmişken, her ay krediyi ödeyemezsem ne yaparım diye düşünürken neredeydi bu kardeşlik? İkinizden de para istemezdim, gelin şu işin ucundan tutun demezdim, "Yoruldun" deseniz yeterdi be, "Aferin" deseniz yeterdi, "Sıkışırsan ben varım" deseniz yeterdi. İlla karımızı mı aldatmamız gerekiyordu kardeşlik bugünler içindir sözünü duymamız için, birbirimize açılmamız için. Eeee Ekrem, aldın abinden icazeti, dökül bakalım aslında kimmiş Rıza'nın kızı?
Sıkıntı Rahmettir
Resûl-i Ekrem bu gerçeği şöyle dile getirmiştir: Allah, iyiliğini dilediği kulunun cezasını dünyada verir. Fenalığını dilediği kulunun cezasını da, kıyamet günü günahını yüklenip gelsin diye, âhirete bırakır. Mükafatın büyüklüğü belânın şiddetine göredir. Allah sevdiklerini sıkıntıya uğratır. Kim başına gelene rıza gösterirse, Allah ondan hoşnut olur. Kim de buna râzı olmazsa Allah'ın gazabına uğrar.
Sayfa 173 - Tirmizi, Zühd 56; İbni Mace, Fiten 23; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 427, 428, 429; Elbâni, Sahihu't-Tergib ve't-terhib, III, 331Kitabı okuyor
118 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.