Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her yaşın kendine göre bir giyim tarzı vardı; ama yaşlılığın tarzı erginlikten hemen sonra başlıyor, ta mezara dek sürüyordu. Yaşın da ötesinde, bir toplumsal saygınlıktı bu. Gençler tıpkı dedeleri gibi giyiniyorlar, vakitsiz taktıkları gözlüklerle kendilerini daha saygıdeğer kılıyorlardı; otuzundan sonra baston iyi gözle görülen bir şeydi. Kadınlar içinse yalnızca iki yaş vardı; evlenme yaşı - ki bu yirmi ikiyi geçmiyordu - bir de sonsuza dek erden kalma yaşı: evde kalmış kızlar. Ötekiler, evli olanlar, anneler, dullar, nineler, onlar ayrı bir türdü; yaşlarını yaşadıkları yıllara göre değil, ölmek için geri kalan yıllara göre hesaplıyorlardı.
"... köpek beslemek hiç iyi bir şey değil. Bir kez bize yakışmaz. Yabancılara özgü bir adet bu. Sonra evde kalmış kızlar, dullar köpek besledi mi hiç iyiye yorulmaz. Kuş, anlarım. Hele, kanarya olursa... Kanarya temiz hayvandır. Kendi kendine yıkanır her sabah. Yıkanır, kurulanır..."
Reklam
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Allah Allah Türkiye'de çok garip :D
Doğan Cüceloğlu neden bunu gözlemlemiş acaba? Çok uzun değil bundan 10 yıl önce 30 yaşına ulaşmış ve bekar kadınlara 'evde kalmış' yaftası yapıştırılıyordu. Çoğumuzun annesi 20li yaşlarda evlenirken, babaannemiz/anneannemiz 15li yaşlarda evlendiriliyordu. Babalar, kızlar belli bir yaşa geldiğinde 'ben bakmam kocası baksın' diye kim bilir kaç kadın evden atılır gibi evlilik yaptı? Dul erkekler veya kadınlar peşinden at koşturur gibi tekrar evlendiriliyordu. Daha geçenlerde psikolog bir arkadaşımla konuşurken çoğu danışanının yalnız kalma korkusu sebebiyle toksik ilişkilerine devam ettiği ve sürekli fedakarlık yaptıklarından bahsetti. Yani daha ilişkiler bile normal başlamıyor ki, evlilikler sağlıklı devam etsin. Kısaca ülke olarak bir dönemin evliliklerini berbat edip, bir nesili katletmişsiniz. Tavsiyem yalnızlıktan korkmayın sadece istediğiniz ve size değer veren insanla birlikte olun teşekkürler sjskekw
Burak

Burak

@Buraksmkss
·
13 Mayıs 15:28
Cut
Etrafıma baktığımda birbirlerinin hayattaki duruşuna ve çabasını hiç saygı göstermeyen, anlamayan çok fazla çift görüyorum. Bir sürü ziyan olmuş kadın ve erkek...
bu eski püskü yapılarda emekli albaylar, yaşlı dullar, kedi köpek besleyen, hayatlarında bir erkeğin ağırlığını üzerlerinde duymamış, evde kalmış kızlar oturur.
Güüüüü naaay dıııın
HIDIRELLEZ NEDİR? Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü,
Reklam
“Etrafta koca arayan, iffetsiz bir kız ya da mutsuz bir eş olacağınıza mutlu evde kalmış kızlar olun çok daha iyi.”
Evde kalmış hanımlarla alay etmeyin sevgili kızlar, Çünkü o gösterişsiz ve süssüz elbiselerin altında sessizce atan yüreklerin derinlerinde çoğu zaman hassas ve dokunaklı aşklar gizlidir;Sessizce feda edilen gençlik,sağlık, hırs ve aşklardır o solgun yüzleri Tanrı'nın gözünde güzelleştiren. Yaşamın en tatlı anını ıskalamış,üzgün ve asık suratlı ablalarımıza sırf bu sebeple dahi olsa merhametli davranmak,onlari küçümseyerek değil şefkatle yaklaşmak gerekir,zira tüm kızlar gün gelir yaşlanırlar...
Sayfa 284 - Dram quin:)Kitabı okudu
Evde kalmış kızlar gibidir, kitaplar; değeri bilinmediğinden, görücüsü falan da gelmez.. :)
Cidden, evde kalmak nasıl bir duygu, kızlar?..😆😆
319 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.