Gel gör ki gençliğimizin en fırtınalı günlerinde okyanuslar geçen biz, yıllar sonrasında metal aşınmasına yenik düşüp derede boğulacaktık.
74 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
DEFNE'NİN AĞACI +8 Yaş Herkese Merhabalar... Sizlere harika tatlış bir kitap ile geldik. Biz bu kitabı çok sevdik. (Kısa süre önce aramıza katılan küçük yeğenimiz Defnemiz için de güzel bir hatıra olacak.) Yazarımızın kitaba çok güzel bir giriş yapıyor. Her çocuk bir ağaç ekse ve bütün sorumluluk ona verilse böyle de daha duyarlı bireyler yetişir diyor. Ne kadar haklı o bilinci küçük yaşta aşılamak önemli eee atalarımız boşuna "ağaç yaşiken eğilir " dememiş. Kitabımız çocuklara ve onların duyarlılığına dikkat çekmek için özenle yazılmış. Defne'nin doğumu fırtınalı bir kış günü olur. Henüz ismini bile bulamayan anne ve babası o doğduktan sonra gelen hediye bir " Defne Ağacı " fidesi ile ismini alır. O gün artık yıllar sonra onunla aynı yaşta olacak bir ağacı vardır. Küçük Defne zamanla büyümüş ve ağacına olan sevgisi de büyümüş ve de o ağacın altında arkadaşları ile güzel anılar biriktirmiş. Her ne kadar arkadaşlarım bizim neden adımız ile ağacımız yok deseler de zamanla onlar da öğrenmiş. Bir fırtınalı günde dünyaya gelen Defne ve ağacı için çok zor geçen bir kış ayı gelmiş bu zamanda olanlar ona ve arkadaşlarına çok şey öğretmiş acaba neler öğretmiş dersiniz? Cevabını bu güzel anlatım içerisine bulacaksınız. Resimler ile desteklenen çocuklara sorumluluk ve doğa sevgisini yaşanan olaylar ile anlatan güzel bir hikaye ... ️Lütfen Kitapları Çocukların Erişebilecekleri Yerlerde Tutunuz...
Defne’nin Ağacı
Defne’nin AğacıHediye Tekin · Dorlion Yayınları · 20243 okunma
Reklam
The Man Who Sold The World
"Amma velakin mebzul miktarda acı, gözyaşı, hiddet ve niyahetinde nedamet yaşadıktan sonra Nergis beni affetmiş, bir şekilde bu meselenin üstesinden gelmeyi başarmıştık. Gel gör ki gençliğimizin en fırtınalı günlerinde okyanuslar geçen biz, yıllar sonrasında metal aşınmasına yenik düşüp derede boğulacaktık."
Sayfa 8 - AlfaKitabı okudu
Aşklarını uzun yıllar devam ettiren çiftler, fırtınalı dönemler yaşasalar da gemiyi terk etmemiş ve bağlılıklarından taviz vermeden beraberliklerini sürdürmüşlerdir. Bu da ancak ilişkiye emek vermekle mümkündür.
Sayfa 282Kitabı okudu
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Violeta, 1920 yılının fırtınalı bir gününde, beş oğlu olan bir ailenin ilk kızı olarak dünyaya gelir. Daha doğduğu andan itibaren olağanüstü olaylar hayatına damga vurur: Birinci Dünya Savaşı’nın etkileri hâlâ hissedilmektedir, İspanyol gribi Güney Amerika kıyılarına çoktan ulaşmıştır. Ve masal gibi yüz yıllık bir yaşam öyküsü başlamıştır. Torununa bırakacağı anlatıyla daha ilk sayfalarda bu yaşam öyküsünün içine çekiliyor okur. Romanlara, filmlere konu olacak (ki olmuş:)) bir hayat yaşamış Violeta. 1920-2020 yıllarını içeren hiçbir şey olmasa bile iki pandemiyi yaşamış bir kadın. Latin Amerika'nın koskocaman tarihiyle harmanlanmış, siyasi, sosyal, doğumlar, ölümler, yoksulluk, zenginlik, mecburi sürgün ve göç ile geçen yıllar, aşklar, ayrılıklar, delice tutkular, hayal kırıklıkları ve mutluluklar...Aile olmak, aile içi şiddet, kadın hak ve özgürlükleri için verilen savaşlar, siyasi olaylar yüzünden yok olan hayatları her kitabında olduğu gibi büyülü bir şekilde anlatıyor Allende. Ruhlar Evi'nin Niveası'nın torunu Violeta. Pek içaçıcı bahsetmese de Nivea'nın ismi geçince ah seni tanıyorum Nivea diyip, sevindim de. İsabel Allende'nin kitaplarını okumayı çok seviyorum. Okuduğum her kitabını elimden bıraktığım an aklım kitapta kalıyor. Bu kitabında da öyle oldu. Violeta'dan hiç ayrılmak istemedim. Muazzam anlatılmış bir kadın hikayesi. Çok ama çok sevdim.
Violeta
VioletaIsabel Allende · Can Yayınları · 202376 okunma
864 syf.
9/10 puan verdi
·
21 günde okudu
ıstırap dolu bir serüvendi. yer yer mide bulantısından ara verme ihtiyacı hissettiren eser, kendini kurban olarak sınıflandırılmaya bile layık görmeyen bir kurbanı, yaşananların istismar olmadığı öne sürülecek istismasları, yardım tekliflerini geri çeviren bir muhtacın çevresinde dönen azap verici bir hayatı anlatıyor. manipülasyonları iyilik
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,942 okunma
Reklam
Fırtınalı Yıllar...
Ve binlerce insanın işkence tezgahlarından hun­harca geçirildiği, zindanlara, toplama kamplarına kapatıldığı bir dönemde...
Sayfa 115 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Cahide Sonku, zirveden bulaşıkçılığa
Asıl adı Cahide Serap’tı. Sinema tarihimizde ulaşılması zor ilklerin sahibiydi. İlk kadın stardı; ilk kadın film yönetmeniydi; ilk kadın film yapımcısıydı. Türk Marlene Dietrich’i de denilen Cahide Sonku; sinema dünyamızda zirveyi ve batağın dibini gören en ünlü isimdi. Yeşilçam yapımı İhtişam ve Sefalet’in kadın başrol oyuncusuydu, denilse de
Kuşluk vakti ekspresi uçsuz bucaksız ve gürültüyle geçti aşağıdan, bir bölük serçe ile karga havalandı, ahlatın çiçekleri arasında bahardan sarhoş olan, coşan anların sesi duyulmaz oldu, sonra her şey eski haline döndü, karşı dağın böğründeki yaranın hoyrat yüzü, taş ocağı sahibi Hayati Bey'in mümin ve mülayim yüzü, oğlu Akın'ın bıçak yaralı yüzü, bizim oğlanın her zaman soru işareti biçimindeki yüzü, kalkık kaşları, Nazlı'nın kimi zaman fırtınalı, kimi de ahlat çiçeği saflığındaki beyaz yüzü sakince gelip karşımda durdular. Hayati Bey'le Akın, taş ocağından dolayı görüş alanıındaydılar, çıkmaları için taş ocağına sırtımı döndümse de biraz daha kaldılar, ama bu kez de artık tamamen boşaltılmış, sadece girişteki bekçi kulübesinde Hüseyin'in kaldığı fabrikamızın hayaletini gördüm uzaktan. Fabrikamız derken, lafın gelişi, devletin fabrikası ama, yıllar yılı biz çalışmışız içinde, iyi kötü günlerimiz olmuş, bizim bellemişiz. Hasılı, temiz bir ufuk yok. Turna da geçmez havadan. Bunaldım.
Sayfa 55 - Ahlat AltıKitabı okudu
Hüseyin İnan'ın son mektubu
Bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar, sevgiler! Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil... Candan selamlar. Hüseyin İnan
347 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.