Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Artık fırsat ve nusret senindir Hidayet menzili nimet senindir Sana verildi taht düşmesin baht Ezelî ta ebed devlet senindir Yansın çerağların âlem içinde Döşene sofralar davet senindir İki cihanda hayırla anılmak Nesep ve nesil ile burhan senindir Çocukken erdi sana baht-ı devlet Cihanda olan devran senindir Süleyman zamanının menbağısın Hem inse hem cinne ferman senindir."
... Çavê xwe vekın dınya dirêj e û dem hê wê bê Fermandari û milet fermana sitemê wê rakın Li ber sehpayê edalet ferman di gerdena we hey bextreş Kes mehdera we naki, her çıqasi hûn bakın Gund û zor û zêr û zaro ari we nakın Û dost ji ser sıtıwê we şûrê edaletê ranakın ...
Sayfa 282Kitabı okudu
Reklam
Tarih yazar Asım, bu konuda şunları yazıyor: «Osmanlı devleti ile ecnebi devlet, elçi ve konsolosluklarının yanında beratla göre yapan tercümanlar, bunların aileleri ve ikişer hizmetlileri vergilerden muaftılar. Bunların ev, bağ ve bahçelerinden vergi alınmazdı. Sarraf, tülbentçi vesair esnaf ve reayanın çoğu tercümanlık veya tercüman hizmetlisi olma vesilesiyle elçilere çıkar göstererek berat ve ferman alırlardı. Reâyalık geleneğine aykırı, frenkçe davranışlar icat et­mişlerdi. Bunlar eskiden oturamadıkları yerlerde, hanlar­ da, dükkânlarda esnaflık, taşralarda da kocabaşılık, mültezimlik yaparlardı. Örneğin, yeni handa müteaddit odaları olan meşhur sarraflardan Tıngıroğlu Simiyon, İnebahtı konsolosunun maiyetinde berat alarak ben himayedeyim diye tafra gösterirdi.»
Sayfa 278Kitabı okudu
Günün Ehemmiyetine Binaen
Peygamberimiz (s.a.v.) ferman etmiş: Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Cuma gecesi, *Regaib gecesi,* Berat gecesi, Ramazan bayramı gecesi ve Kurban bayramı gecesi. (Beyhaki, Şu'ab'ul-Îman, Hadis No: 3558)
Bugün bir kargo gelmiş, evde yoktum. Açtım baktım kargoya, kalbimi bırakabileceğim iki muazzam kitap bir arada gelmiş. Erdoğan ve Aşık Veysel yan yana... Önceden bana deseniz ki, Cumhurbaşkanın(😍🥰💚🤩🤲🫦) ile Aşık Veysel'i ilgilendiren iki kitabı tek bir kargoda alacaksın diye, hayatta inanmazdım. Fantezi gücüm yüksek olabilir, ama ikisinin nasıl bir ortak özelliği var düşünüyorum düşünüyorum... Aynı ceketi mi giydiler daha önce? Hayat bu, yarın ne ile karşılaşacağını bilemiyorsun. 7 ay önce yaptığım bir inceleme geldi aklıma, 2.resme koydum onu da. Şaşırmaya devam ediyorum. Yarın ne gelecek başıma? Ferman Akgül dinlerken İbrahim Tatlıses ile Adolf Hitler baklava mı yollayacak iş yerime. Tövbe estağfurullah.
AŞKA II
Bir geliş ki kalp aynamın, buğusunu silecek Kimdir yolun sahibesi, kimdir âlem bilecek Virane yalnızlığıma o kadar hoş geldin ki Bundan sonra kim gelirse elleri boş gelecek. Güneş doğar ay tutulur, âlem sığar özüne Sen gülersen bahar gelir, cemreler yeryüzüne Bakışların bulutlardan yağmur sağar çiy tanem Sen baktıkça çoğalırım sığamam yâr
Sayfa 54 - efsus Mehmet Ali Güneş SerayeKitabı okudu
Reklam
Ekber Şahın dini hoşgörüsü
Hindu Racpût eşlerin haremde artan sayısı ve bu eşlerin erkek akrabalarıyla diğer Racpût ve Racpût olmayan Hinduların yönetiminde giderek daha etkin bir şekilde yer alması, Ekber'in saltanatının başında ortaya koyduğu dinî ve siyasi politikalarla ilişkilidir. Ekber Hindu, Jain, Parsi ve diğer gayrimüslimlere yönelik yeni tapınak ve ibadet yerleri inşası yasağını kaldırttı ve gayrimüslimlere karşı ayrımcılık içeren birçok vergi ve yasal düzenlemeyi sonlandırdı. Dahası toprak geliri bağışı anlamına gelen in amlarını Vrindavan'daki de dâhil olmak üzere Hindu tapınakları ve gayrimüslim din adamlarını içerecek şekilde genişletti. Ekber 1564'te imparatorluğun artan sayıda Racpût görevlisi de dâhil olmak üzere pek çok gayrimüslim tarafından ayrımcı bir vergi olarak görülen cizyenin toplatılmasını da durdurdu. Buna karşın cizyeyi İslamiyet'e girmeyi reddeden kişiler için meşru ve yerinde bir ceza olarak gören bazı dindar Müslümanlar, bu vergiyi yeniden uygulamaya koyması için Ekber'i 1575'te ikna ettiler. Ne var ki cizyenin tekrar yürürlüğe girmesiyle ilgili ferman büyük ölçüde uygulanmadı ve Ekber 1579'da cizyenin kaldırılmasını yeniden onayladı.
Sayfa 139Kitabı okudu
Bol köpüklü bir sohbet başladı. Zaman nedir bilinmeyen bu bükte sanki ömür boyu ferman dinlememiş gönüllerimizin bir boşluğunu daha onardık. Zahit çayları getirdi. İsmet Bağarası'ndaki zeytinliği İstanbulluya satmış dedi ortaya. Ön masada oturan iki adam telefonlarından başlarını kaldırıp baktılar. Huysuz bir mağlaç cırlayarak geçti yukarıdan. Uzaklarda denizi yaran balıkçı motorunun pat patları duyuldu. Menekşe'nin kızı Meryem, yüzünde yumuşak ibrişim gülümsemesiyle öbür bahçeden istenen gözlemeleri götürüyordu. Batakçılar kendi alemlerindeydi.
Sayfa 119 - Seyrek YolcuKitabı okudu
Dünya zevkine tamah edipte , her şeyi mübah görenler hani…
Şu fâni dünyanın telaşına bak Gidenden haber yok, dönenler hani? Candan ağlayanın gözyaşına bak Dün ah çekip bugün yananlar hani? Kutnu ipek giyip gezip tozanlar Devrine hükmedip ferman yazanlar Nefsi nimet sayıp insan ezenler "Devran benim" diye, sananlar hani? Muhteşem konaklar, nice saraylar İpekle çürümüş sultanlar, beyler Variyet ardına saklanan soylar Altın kâse ile yunanlar hani? youtu.be/3IVAc5zsRZU?si=...
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.