Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bir karış dahi olsa Filistin topraklarını düşmana satanlara karşı Rabbimiz bize yeter. O, ne güzel vekildir. Hz. Ömer'in fethettiği, Selahaddin Eyyubi'nin Haçlı işgalinden kurtardığı Filistin topraklarını, Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı VIP kartlarına ve koruma araçlarına sahip olabilmek için sattılar. Ceplerini ve banka hesaplannı dolarlarla doldurdular. Filistin topraklarında dökülen her damla kanın üzerine oturup bu değerli kanı kendi menfaatleri için kullandılar."
Sayfa 59 - EkinKitabı okuyor
Sonuçta 7. yüzyıla gelindiğinde Fars ve Bizans gibi iki süper devletin yanısıra, bunların kültürleri de insanların hayranlık ve ilgilerinin muhatabı olur. Böylesi özelliklere sahip Fars'ın, savaş alanında müslümanlara yenilse bile, kültüründe de aynı akıbete uğraması gerçekleşmez. Bundan dolayıdır ki, Fars'la yapılan savaşlar sonucunda elde edilen ganîmetler Medine'ye getirildiğinde Hz. Ömer'in ağlaması ve müslümanların geleceği ile ilgili endişeleri, İslâm açısından büyük tehlikenin önceden farkedilmesi ve bunun ifadesi olur. O yüce zat, askerî zafer sonucunda sevinip şükür secdesine kapanması gerekirken, ağlamış ellerini açıp dua ederek, bu kavmin şerrinin Müslümanlara vereceği zararı defetmesini Allah'tan dilemişti. Hz. Ömer'in korkusu maalesef gerçekleşir, hem de çok kısa bir sürede.
Reklam
fakirin garibanın ihtiyaçlarını gidermek için gayret etmek bu kadar sevapli ise Ya muhtaçlarlara himmet eli uzatan, hayır sahibinin ve infak edene verilecek mükafatı yazıya, kitaba sığdıramayız. Buyrun aşağıdaki hadisi şerifi okuyalım: Sahabe-i kiramdan Hz. Abdullah ibni Ömer ve Hz. Ebu Hüreyre ikisi beraber rivayet ediyorlar ki, Rasulullah (sav) buyurdular: Kim ihtiyaç sahibi Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılama yolunda yürür , çalışır ve gayret ederse, Bu insana dua eden yetmiş beş bin melek ile gölgelendirilir. İşini bitirinceye kadar Allah'ın rahmetine dalar. Allah kendisine makbul hac ve umre sevabı yazar ( Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 454 )
Hz.Ömer (ra) demiştir ki :
"Tevazunun başı,karşılaştığın her müslümana ilk önce senin selâm vermen,meclislerde arkalarda oturmaya razı olman ve insanların senin iyiliklerin ve takvan hakkında konuşmalarından hoşlanmamandır." • Kibir kâfirlerin ve firavunların ahlâkıdır.Tevazu ise peygamberlerin ve salihlerin ahlâkıdır.
Hz.Ömer kendi mizacı başka bir tutuma davet etmesine rağmen hadise muhalefet etmez ve hadis istikametinde davranırdı.
Sayfa 103 - KetebeKitabı okudu
Kızını Allah'a iyi bir kul olarak yetiştirebilmeyi öncelikli hedef edinecek yerde, mahremiyet hükümlerini kariyer yalanına kurban eden çağın ebeveynleri bizi temsil edemez. Bizi ancak ne bir yiyeceğin ne de bir içeceğin olmadığı hicazda kocası İbrahim onu Kabe'nin avlusuna bırakıp giderken "Bizi buraya bırakmanı sana Allah mı emretti' sorusuna karşı "evet" cevabını alınca "öyleyse gidebilirsin. O bizi asla zayi etmez" teslimiyetindeki Hz. Hacer ruhlu İslam kadınları temsil edebilir.
Reklam
İlim ehli arasında meşhur ve sahih haberlerde kayıtlı olduğuna göre Hz. Ebu Bekir, gece namaz kıldığı zaman Kur'ân'ı alçak sesle okurdu. Hz. Ömer ise namaz kılarken yüksek sesle Kur'ân okurdu. Peygamber (s.a.), Ebu Bekir'e sordu: Neden alçak sesle (hafiyen) okuyorsun? Şöyle cevap verdi: Kendisine münacaatta bulunduğum zatı dinliyorum, ondan anlıyorum ki, O bana uzak değildir, O'nun işitmesine göre alçak sesle yüksek ses birdir. Hz. Peygamber, aynı konuda Hz. Ömer'e de soru sordu. Hz. Ömer: Uyuyanı uyandırmak ve şeytanı kovmak için böyle okuyorum, dedi. Bu, yani Hz. Ömer mücahedeye, o ise müşahedeye işaret etmişlerdir. Müşahede makamına göre mücahede makamı denize göre bir damla gibidir. Bundan dolayıdır ki, Peygamber (s.a.), Hz. Ömer'e: "Sen, Ebu Bekir'in sevaplarından bir sevap olmaktan başka bir şey değilsin", demişti. Kendisi sayesinde İslâm'ın izzet bulduğu Ömer, Ebu Bekir'in iyiliklerinden bir iyilik olunca: "dikkat et, (onun yanında) âlemdekiler nasıl kalır?"
Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir: "Hesaba çekilmeden evvel siz kendinizi hesaba çekin ve amelleriniz tartılmadan önce siz onları tartın."
Sayfa 2968
Âbdullah İbni Dirar şunu nakletmiştir: "Hz. Ömer'le birlikte Mekke'ye gidiyorduk. Akşam olunca bir yerde konakladık. Biraz sonra, bir köle çoban yanımızdan geçti. Hz. Ömer, kendisini denemek için ona: -'Bize bir koyun sat.’ dedi. Çoban: -'Koyunlar benim değildir, efendimindir.’ dedi. Hz. Ömer: -'Efendine, kurt yedi, dersin.’ dedi. Çoban: -'Ya ALLAH'a ne derim!’ dedi. Bu cevabı duyan Hz. Ömer, çarpılmış gibi oldu ve ağladı. Ertesi gün de onun efendisini bulup kendisini satın aldı. Ondan sonra da onu azat edip kendisine şunu söyledi: "Bana söylediğin söz, seni dünyada azat ettirdi. Umarım o, seni ahirette de azat ettirir."
Sayfa 2959
fakirin garibanın ihtiyaçlarını gidermek için gayret etmek bu kadar sevapli ise Ya muhtaçlarlara himmet eli uzatan, hayır sahibinin ve infak edene verilecek mükafatı yazıya, kitaba sığdıramayız. Buyrun aşağıdaki hadisi şerifi okuyalım: Sahabe-i kiramdan Hz. Abdullah ibni Ömer ve Hz. Ebu Hüreyre ikisi beraber rivayet ediyorlar ki, Rasulullah (sav) buyurdular: Kim ihtiyaç sahibi Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılama yolunda yürür , çalışır ve gayret ederse, Bu insana dua eden yetmiş beş bin melek ile gölgelendirilir. İşini bitirinceye kadar Allah'ın rahmetine dalar. Allah kendisine makbul hac ve umre sevabı yazar ( Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 454 )
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.