Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayvanlarda öğrenebilir
Peki hayvanlar yeni bir şey bulabilirler mi? Ben burada daha çok "yenileştirme" ya da " uyarlama" sözcüğünü kullanacağım. Zaten yaşamak, hep birtakım yenileştirmeler gerektirir. Büyük maymunlar bir sürü sorunu çözmeyi başarmışlardır: Kapı açmak, yüksekteki bir nesneye ulaşmak için sandıkları üst üste koymak, yapraktan yapılmış bir şemsiyeyle yağmurdan korunmak, biraz yaprak çiğneyerek sünger yapmak gibi . . . Hayvanlarda yeni çözümler bularak, yeni deneyimler yaşayarak ve bunun sonuçlarını yeni durumlara uyarlayarak bilinmeyen durumlara ayak uydurma yeteneği vardır. Bunun en ünlü örneklerinden biri, Japonya'da, Koşima Adası'nda yaşayan, tatlı patatesleri denizde yıkayan makaklardır. - Ne yapıyor bu maymunlar? - Günlerden bir gün, on sekiz aylık genç bir dişi, kum kaplı patatesleri denizde yıkamaya karar verdi. Küçükler analarına baktılar, yaptığına öykündüler. Öbür dişiler onları izledi, yeniliğe en çok direnen yaşlı erkekler de sonunda kervana katıldı. Üç kuşak sonra, patatesleri yıkamayan yavru şaplağı yiyordu. - Öğrenmeyi sağlayan şey gözlem mi? - Evet. Bu yüzyılın başında, martılar az kalsın yok oluyordu, ama kentlerin gelişmesi, kimi ailelerin çöplerle beslenmesini sağladı ve onları kurtardı. Kaydettiğimiz gelişmeler martılarda gerçek bir kültürel devrime yol açtı, bu devrim sonraki kuşaklara aktarıldı. Daha sonra, çöp yakma makineleri ortaya çıkınca, yetişkin martılar yavrularına yeniden balık avlamayı öğrettiler.
AZİZ PETRUS'UN MARTILARI
Ellis'in dediği gibi, martılar, başınızı gagalamanın yanı sıra, "dışkılarını hedeflemekte çok usta" olabilirler. Appledore Adası'nda yoğun bir kanyonu geçerken kendini korumayı umarak yağmurluk giyen ve kapüşonunu sımsıkı çeken bir öğrencinin hikâyesini paylaştı. "Bir martı doğrudan ağzına sıçmayı başardı."
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
¶¶ Salih de ağ örmesini biliyordu. Çabuk da örüyordu. Buradaki herkes ağ örme ustalığına şaşıyordu. Nasıl olmuştu, gerçekten bunu Salih de bilmiyordu. Belki altı belki yedi yaşındaydı. Bir gün, belki de bir gün ışırken, deniz apak olur o zamanlar, martılar uykudadır, Salih işte bu oturduğu kayalıktan, rıhtımla birleştirilmiş Zeytin adası kayalığından balıkçıların yanına inivermiş. Temel Reisin yanına sokulmuş, ondan bir iğne istemiş, delikli iğneyi ilk olarak eline almış, alır almaz da Temel Reis kadar düzgün, iyi, kusursuz, ağın yırtıklarını örmeye başlamıştı. ¶¶
Sayfa 21 - 1. baskı: 1976, Cem Yayınevi; YKY Yapı Kredi Yayınları, 6. baskı, İstanbul, Mart 2014Kitabı okudu
Şu son yıllarda dünya çok değişti.Herkes bir garip, herkes bir acayip.Olamaz dediğimiz şeyler oluyo hiç kimse de üzerinde durmuyor.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz oğul. Bunu bildiğim için adadan ayrılmadım.
Sayfa 153 - DüşkanatKitabı okudu
Sait Faik'in adası gibi hâlâ..
" (...) Burgazada'ya ayak bastığımızda nicedir tanık olmadığımız görüntülerle karşılaşmış, 'Sait Faik'in adası gibi hâlâ... ' demiştik. Balıktan dönen bir tekne sahile yaklaşırken, köpekler, kediler ve martılar bekleşiyor. Ne kavga var, ne kargaşa; hepsi de rızkına razı. Balık kasaları kasaya indirildiğinde, her biri payına düşeni alıyor, sessizliği bozan yaygaracı martıların çığlıkları sadece... "
Sayfa 309 - Everest Yayınları - Ayşe Sarısayın'dan..
Reklam
Dışarıda akıp giden bir hayat vardı.
Vapurlar insanlar taşıyacak iskeleye, insan taşıyacak iskeleden, martılar bağıracak çığlık çığlığa, Heybeliada hep yerinde duracak, Kaşık Adası da öyle.. Bir Sait varmış, bir Sait yokmuş demevecek hayat... Geleni kabul edecek, gidenin izini yıkayıp temizleyecek. Her zaman hep gelecek olana, yeni olana yer açmaya devam edecek.
Sayfa 289Kitabı okudu
Dışarıda akıp giden bir hayat vardı. Muhtemelen Sait olmadığında da hiçbir eksiklik duymadan olduğu gibi akmaya devam edecekti. Güneş küsmeyecekti Sait'in yokluğuna. Yine her sabah doğacaktı. Denizlerin kuruyacak hali yok. Çocuklar büyümekten vazgeçecek değiller. Avcılar her yar bıldırcın avlamaya devam edecekler burada. Faytonlar tepelerden hızla kayacak, atların nal sesleri çınlayacak yerde. Akşamları meyhaneler dolup taşacak. Vapurlar insanlar taşıyacak iskeleye, martılar bağıracak çığlık çığlığa, Heybeliada hep yerinde duracak, Sakız Adası da öyle... Bir Sait varmış, bir Sait yokmuş demeyecek hayat.
Sayfa 288Kitabı okudu
"denizciler, yakışıklı denizciler! kimbilir kaçınızın selamını aldım, kaçınızın sigarasını yaktım limanlarda... belki daha umutlarınız vardı, yaşayacak günleriniz.. denizciler, yakışıklı denizciler! ölmek için çanakkale'yi seçmeniz ne kadar da manalı. ya sen hakkı ağabey? daha geçen ay üsküdar'dan kadıköy'e beraber geçmedik mi vapurla? maltepe tarafına gidiyordun. bana askerlik işinde neden bu kadar geç kaldığımı sormuştun. hadi ben geç kaldım hakkı ağabey, senin acelen neydi?"