Roman tekke, tarikat, dergahları eleştirir. Bu dönemde bu gibi yerlerin sayısı fazlaydı fakat doğru bulunmayıp zamanla kapatılmış.
Açıkçası bu gibi yerlere bende karşıyım. Camilerimiz var toplanıp ibadet ettiğimiz, ne gerek var bu gibi yerlere. Ben bu noktada kendi görüşümü belirttim.
Roman 1921 yılında gazetede yayınlanmaya başlar ancak tepkiler
Bazı kitapların devamını okumayınca ben de hep bir yarım kalmışlık olur. Aklımda kalan soruların cevabını bulmak için mutlaka okumalıyım. Bu kitap da benim için öyle olanlardan. Serinin birinci kitabı olan Kılıç Yarası'nı okumamış olsaydım bunu da hiç merak etmeyecektim. Ama bir kere Kılıç Yarası'nı okumuş bulundum. İkincisinden kaçış yoktu benim
Ulu Önderimiz, Baş Kumandanımız Mustafa Kemal ATATÜRK 'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ölümünün 95.yıl dönümüdür bugün.Kendisi Ankara'ya yerleştikten bir süre sonra bu şehrin sert iklim koşullarının sağlığını olumsuz etkilemesinden dolayı tedavi amacıyla geldiği şehrimiz İzmir'de 14 Ocak 1923’de vefat etmiştir. Güzel İzmir'imin aşık olduğum semti
Nabi'nin Surnâmesi gibi eski büyük kalemlerin evlenme, düğün dernek, sünnet gibi önemli ve eğlenceli olayları anlatan, halkın katıldığı, masrafları bol, şölen, tören, eğlence ve gösterileri betimleyerek anlatan kitaplar geliyor. Zaten
Müslüman Kitaplığı Tavsiye Listesi
(300 kitap, Aydın Başar )
A. İMAN VE İSLAM
1. Ömer Nasuhi Bilmen, İslam İlmihali
2. Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslam
3. Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini
4. Muhammed Hamidullah, İslam’a Giriş
5. Necip Fazıl Kısakürek, İman ve İslam Atlası
6. Ümit Şimşek, İslam İnanç İlmihali
7. Ali Kemâl Belviranlı, İslâm
Ana Türk adlı kitapta yazar zübeyde hanımın hayatına, geçirdiği hastalıklara, aile yaşamına detaylı olarak eğilmez.
bunun yerine kitabın yazarı
Ümit Doğan zübeyde hanımın soyuna, ali rıza efendi ile evliliği ve çocuklarına, ali rıza beyin vefatına, zübeyde hanımın ikinci evliliğine ikişer üçer cümle ile değinip kitapta anlattıkları
Bir ramazan günü III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında yapılan sohbet esnasında Ragıp Paşa Şair Haşmet'e hitaben:
- 'Senin de borcun var mı Haşmet?' diye sorar ve ondan sonra şu cevabı alır:
- Evet efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş...
Ragıp Paşa sorusunun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla birlikte tekrarladı sorusunu:
- 'Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?'
Şair Haşmet bu soruyu şöyle cevaplamış:
- Paşam, oruç borcunu Allah sorar; sizin soracağınız kul borcudur.