Gerçek dünyanın sınırları vardır düşsel dünya sonsuzdur birini genişletemiyorsak ötekinin daraltalım çünkü bizi gerçekten mutsuz kılan acılar yalnızca bunların farkındalığından doğar.
Bin yıllık Fransa'da tohumların, bu 1789 yazında olduğu kadar çabuk boy verdiği görülmemiştir. Saplar büyüyüp başaklanmıştır ama, bir kere kanla gübrelendi ya, devrimin sabırsız hasadı daha da çabuk olgunlaşmıştır. Onyılların ihmallerini, yüzyılların adaletsizliklerini tek bir kalem darbesi silmektedir ve şimdi de, Fransız halkının haklarının kralları tarafından zindanda tutulduğu öbür, o görülmez Bastille yıkılmaktadır. 4 Ağustos günü, dinmek bilmeyen sevinç çığlıkları arasında feodalizmin ezeli kalesi düşer, asiller angarya ve öşürden, kilise babaları harç ve tuz vergisinden vazgeçer, köylülerin serbest, şehirlilerin özgür, basının özgür olduğu bildirilir, insan hakları ilan edilir; o yaz Jean-Jacques Rousseau'nun bütün rüyaları gerçek kılınmıştır.
Liberal demokrasi eleştirmenleri sık sık,kamusal olan ile özel olan arasın
da yapılan ayrımları,ya da her zaman
olmasada zaman zaman aynı anlama gelen,politik olan ile toplumsal olan
arasındaki ayrımı hedef almışlardır.
Liberallerin hükümete getirdikleri yalnızc bireysel özgürlükleri korumak değil,demokrasinin kendisini gülünç
duruma düşürebilecek eşitsizliği ayakta tutar.Örneğin eşit oy hakkı,politik kararlar üzerinde eşit bir etkiyi garantilemez, para, ilişkiler, eğitim, vakıf bazı gurupların lehinedir.
Seçimle oluşmayan organların ekono
mik ya da bürokratik gücü;önemli kararların onların belirlediği koşullar
da alınmasını sağlar.Jean Jacques
Rousseau servet eşitsizliğinin özgür
lüğü ve rızayı yok ettiği;bu kişi başka birini hizmetçi yapacak kadar zengin,öbürü ise boyun eğmek zorun
da kalacak kadar yoksul olduğu sürece,onlar gibi eşit derecede bağım
sız ve özgür sayılamaz
Sağlam insanların yiyip içtiği şey hastalara nasıl iyi gelmezse, ahlakı bozulmuş bir halkı, ahlakça sağlam bir halkın yasalarıyla yönetmeye kalkışmak da iyi olmaz.
Şehir duvarlarının, tarla evi yıkıntıları üstüne inşa edildiğini unutmayın. Başkentte yükseldiğini gördüğüm her saray, tüm ülkemin harabeye döndüğünü görüyormuşum gibi hissettirir bana.