Kampanya: Atsız Affedilmelidir!
Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
"Ölürken bağımsız ve özgür olmak ha? Lütfen söyle bana, Boşnaklar bugünleri de mi görecekti anne?"
Sayfa 37 - AlfaKitabı okuyor
Özgür bir kişi bağımlılıklarından özgür olmalıdır.
Sayfa 31Kitabı okuyor
Avrupa Birliği ölüm toplarının kan kustuğu bir günde, Bosna'nın bağımsız bir devlet olduğunu kabul etti, ne acı değil mi? Ölürken bağımsız ve özgür olmak..."
“Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in Ortadan Kaybolması”
29 ekim günü gazetenin gece nöbetçisi muhabir Sinan Onuş saat 19.20’de telefonu her zaman olduğu gibi, “Buyurun Aydınlık” diye açıyor.
Çok iyi Türkçe konuşan sakin bir ses, “Kontrgerillacı Ersever’i infaz ettik. PKK adına arıyorum, sıra Soner’de” deyip telefonu kapatıyor.
Aynı saatlerde Sabah ve Özgür Gündem gazeteleri de aranıyor. Meçhul kişi “Türk İntikam Tugayı adına arıyorum, Bitlis Paşa’nın katili Ersever infaz edildi” notunu bırakıyor.
Doğan KitapKitabı okudu
Üzerinde hiç çalışılmamış sabit fikir ve yargılar, artık değiştirilmesi pek zor, hatta çoğu zaman imkansız kalıplara dönüşebilir. İşte o kalıplar, özgür düşüncemizi daracık bir alana hapseden zihin hapishanemizin duvarlarını oluşturur.
-Hz. İbrahim Kabe'yi yaptırmış ama kabri burada değildir. Hz.
Muhammed Kabe'yi putlardan temizlemiş ama kabri orada değildir.
Tüm insanlık tarihinde sadece tek bir insan bu şerefe nail olmuştur. Bu
bir kadın, bir köle: Hacer annemiz. Allah, bir tek insanı özel evinde,
Kâbe'de defnedilmesi için seçmiştir. Bütün hacılar bu kabri tavaf
ederler. Bu, kadının makamının yüceltilmesidir. Bu din, kadınları böyle
özgür kılıyor. Peygamberimiz kızı Fatma'nın yüzünü ve iki elini
öpmeden dışarı çıkmazdı.
"Benim cürmüm ne ki canım?" diyerek çocukça, ölçüsüzce yaptığın o minik hareketlerin, o mesnetsiz dedikoduların, o duyduğun her şeyi tekrarlamaların var ya; onlar nelere sebep olur, ne umutları karartır, ne dünyaları yıkar bilmezsin. Önemsiz denebilecek hiçbir olayın vuku bulmadığı bu kainatta özgür iradeyle donatılmış olan SEN, her nefesinden sorumlusun aslında!
Ama bilmiyorsun, bilmiyoruz, bilmiyorlar ...
Sayfa 22Kitabı okudu
" böyle inanç olmaz" demekle büyük bir aptallık yapmış oluruz
"Ben başka türlü inanıyorum." demekte sonuna kadar özgür olmamız gerekirken, başkalarının inançları için " böyle inanç olmaz" demekle büyük bir aptallık yapmış olacağımızı da sıklıkla hatırlamamız gerekir. Uygulamaları eleştirebiliriz ama inançları asla!
"Altınla oyalanmaktansa toprakla ovalanmak yeğdir oğlum. Zira toprak altından değerlidir. Kim kendini toprak görürse yücelir, altın olur. Bu yaşlarda benliğini toprağa göm ki tohumun yeşersin, altın olsun. Unutma;umut kestiğin şeye karşı özgür, tamah ettiğin şeye karşı tutsaksın".
Sayfa 84Kitabı okudu
Anladım ki özgür olmak, ilk gelen dalgaya binmek, hazır paketlerden paket beğenmek değilmiş. Özgürlük özünde "seçim yapabilmek" demekmiş.
Sayfa 96Kitabı okudu
Anladim ki özgür olmak, ilk gelen dalgaya binmek, hazir paketlerden paket beğenmek değilmiş. Özgürlük -özünde- “seçim yapabilmek" demekmis. Seçim yapamayanin, akintiya kapilip gideceğini, şartlara ve kendi akıldışı isteklerine köle olmaktan başka seçeneği olmadığını ilk kez o gün adamakıllı kavramaya başladığımı söyleyebilirim.
Sayfa 98
Nefsin ilahlık iddiasına başladığı yerde ise diğerlerinden beklediği tek şey; itaat ve tapınmadır. Özgür iradenin olmadığı, insan onurunun ve hukukun birkaç kişinin lütfuna muhtaç olduğu yerlerde bırakın insanı, ot bile yeşermez.
