Kádár "Bilmece"si
4 Kasım'a kadar, Nagy ile Kádár arasındaki anlaşmazlık dı­şarıya sızmamıştı. 30 Ekim'de Kadar, radyoda yayınlanan bir konuşmasın­da, Nagy, Tildy ve Erdei'nin ilan ettiği, tek parti sisteminin kaldırılmasını kamuoyu önünde kabul ediyordu. Onlar hak­kında konuşurken: "Onlar benim en büyük takdiri besledi­ğim dostlarımdır,
İhtilâl başarılamadı diye Çin boyunduruğundaki Türkler sinmedi. Bütün Türk illerinde, hiçbir kuvvet tarafından karşı konulmasına imkân olmayan bir istiklâl rüzgârı esti. 639 yılının karanlık ve fırtınalı bir gecesinde 40 Türk’ün hayalden dahi geçirilemeyen baskını, Çinliler’i kalplerinin derinliklerine kadar titretti. Türkler, Kür Şad’ın kardeşleri ve yeğenleri, pek şanlı Göktürk hanedanından yeni başbuğlar buldular. İstiklâl ülküsü, yeniden taşmak, bütün Çin’i basmak, yine Asya’nın efendisi olmak derecesinde coştu.
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Şeyda Bozkurt / Güzel Şeyler Kalpten Gelir Aşkı da, acısını da o kadar güzel anlatmış ki dizelerinde şairimiz, tüm hislerini yaşamış gibi hissettim. Aşık olunca esen rüzgar, dalındaki çiçekler, her şey gözünüze farklı görünür derler. Hayata toz pembe bakarsın denildikçe, aşık olmak ve o duyguyu yaşamak isteriz. Peki ya acısı! Şiirlerimiz biten bir aşkı ve terk edilişi anlatıyor. Bitti demek yetmiyor bazen. Nedenleri, niçinleri cevap olmuyor yaşanılanlara, ferahlatmıyor yürekleri. Tüm bunları yaşamış gibi dizelerindeki acıyı hissediyorsunuz. Gecelerin nasıl dert ortağı olduğunu, bir kokunun bile unuttuğunu sandığın anları nasıl hatırlattığını anlatmış. Ya aşkınız başkasının olursa? İşte o zaman geçen zamana tamamen sürgün kalındığını ve gidenin anıları emanet bıraktığını vurgulamış. Vazgeçişin, “unuttum artık yoluma bakıyorum” demenin hiç de kolay olmadığını ama zamanın buna da çare olabileceğini okuyoruz. “Aşk dümensiz kaldı Kaptana ne hacet Ne gemiler battı yürekte Limana ne hacet” Keyifli okumalar…
Güzel Şeyler Kalpten Gelir
Güzel Şeyler Kalpten GelirŞeyda Bozkurt · Parana Yayınları · 202335 okunma
Allah Teâlâ’nın kadınlara evinizde vakarla durun, mealindeki buyruğunun anlamı, “Çocuklarınızla kalın; aklınızı, ruhunuzu onlara akıtın, hanelerinizde Fatihler, Bâkiler, Sinanlar yetişsin.” diye anlaşılmalıdır. Ne var ki kadın dışardaki vâveylaya kulak verip insanlığa imdat etmek, sorunları çözmek için sokağa koştu. Sanki cemiyet, kurtulmak için ondan yardım bekliyordu. Fakat o, öyle zannetti. Yangın söndüren personel gibi bir öteye bir beriye koştu, pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Erkekler gibi iş aradı. Bir markette kasiyer, bir okulda müstahdem, bir fabrikada mühendise oldu. Bu defa kadınlıktan gelen güzel görünme duygusu onu istila etti, her gün hayli bir zaman “Nasıl daha çekici olabilirim?” üzerinde düşündü. Esvabı nereden alsa; hangi marka, hangi mevsime uygun kıyafet sunmakta? bunlarla meşgul oldu. Her gece eve yorgun döndü, çocuk ona; o, çocuğa baktı, ninniler, masallar çocuk bakıcısına havale edildi. Oysa çocuk anneciğine okuyacaktı masalını; mesai usûlü çalışmayan annesine, Allah’ın onu terbiye etmek üzere atadığı validesine… Şehirli anne ve mühendis valide, çorap ören köylü kadını cahil gördü, küçümsedi. Fakat onun çocuğuna yaptığını o, evladına yapamadı. Şehirde dev bir kalabalığın içine düştü. Ekmek arayan babaların, itibar peşinde koşan sosyetenin, terk edilmişlikten dolayı çalışmak zorunda kalan kadınların arasında buldu kendini. Onlarla yürüdü, yürüdükçe evinden, onu bekleyen çocuğundan uzaklaştı. Çok şey öğrendi, deste deste paralar kazandı, arabalar evler satın aldı. Fakat ninnileri, masalları, anneliği unuttu. Çocuğuyla onu birbirine bağlayan muhabbet dilini yitirdi.
Sayfa 118Kitabı okudu
Hatırlanacağı gibi Atatürk mektubunda Müslüman Arapların, "uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde tahrifat" yaptıklarını belirtip, "Bu zihniyetle hareket edenler, İslam'dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler," diyerek yazılacak İslam tarihinin bu doğrultudaki
Sayfa 86 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
176 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
#kitapyorumu #kitapalıntıları ️ 10/10 Mine Söğüt’ün kitapları daha önce karşıma çıkmıştı ve çoğu kişi beğeniyorsa ben de şans vereyim demiştim. Ve iyi ki okumuşum. Kitapta bir çok hikaye bulunmakta ve benim gözümde hepsi “Bir kadın neden delirir?” sorusu etrafında yazılmış. Bazı hikayeleri insanın yutkunmasını zorlaştırıyor ben önceden uyarımı yapayım. Ayrıca kitapta resimler bulunmakta ve bu kitabın moduna uyduğunu düşünüyorum. ALINTILAR Ben unutmak istiyorum doktorcuğum. Eskiden olan her şeyi unutmak. Ve adam ölü kadını terk etti. O aşkı terk etti. İnsanlar ölünce zaman yavaşlar. Bu mümkün mü? Tavana asılı bir bedeni incitmeden boynundan çıkarmak mümkün mü? Bu şehir öyle bir şehir ki, küçük bir kız üzülür, üzüldüğü anlaşılmaz. Kuşlar cehennem çığlıklarıyla ötüşür, duyan olmaz. Bir ağaç acıkır, kimse… hiç himse umursamaz. Ölüden avucuna hiç şarkı döküldü mü daha önce? Benim döküldü. Küçük oğlum öldüğünde, avuç avuç ninni döküldü avucuma. Bir zamanlar ona söylediğim ninniler…
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20199bin okunma
Reklam
269 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.