Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Asıl hevesimiz mesleğin kandan, ameliyatlardan, havalı ilaçlardan, pahalı tetkiklerden oluşan temel işleyişine dahil olabilmekti. Fakat bugün anlıyorum ki akademik anlamda en başarılı, sürekli okuyan ve en son araştırmalardan haberi olan, belli bir kan tahlilindeki belli bir pozitif sonucun olası bütün nedenlerini tek nefeste sayabilen veya neşteri büyük bir ustalıkla kullanabilen bir doktor olmanız iyi bir doktor olduğunuz anlamına gelmeyebiliyor. İnsani seviyede iletişim kurma, empatiyle yaklaşma, anlama, hastayla birlikte üzülebilme, hastayla (yüzeysel bile olsa) bağ kurabilme yetiniz olmadan iyi doktorluk yapmanın imkanı yoktur. Risklere, belirsizliklere ve verilmesi gereken önemli kararlara dair iletişim kurabilmek, işimizin önemli bir parçası. Bunu da karşımızda duran kişinin bir hastadan, hastalıktan ibaret olmadığını; muayene odasının dışında o insanın birilerinin annesi-babası, eşi, iş arkadaşı olduğunu ve sağlığını da sağlığı konusunda vereceği kararları da doğrudan etkileyen pek çok sorumluluğa ve psikolojik gerilime tabi olduğunu anlayarak yapabilmek gerekiyor. Empati ve iletişim olmazsa robottan farkımız kalmaz. Bir doktorun ağzından çıkan sözlerin acemice kullanılan bir neşter veya yanlış reçete edilmiş ilaç kadar zararlı olduğu pek çok duruma rastladım.
Sayfa 138 - Metis BilimKitabı okudu
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Türk öykücülüğüne ve düşünce dünyasına yeni fikirler ve boyutlar kazandırarak unutulmaz eserler veren Rasim Özdenören, öykü ve düşüncedeki istikrarlı ve güçlü konumuyla kendinden sonra gelen pek çok yazarı etkiledi. Türkçeyi doğru ve güzel kullanmadaki mahareti, insan ruhunun sırlarına vâkıf olması, gözlemciliği, ayrıntıları yakalamadaki ustalığı, dilde ve muhtevada yerli duruşu her kesimde kabul gördü. Öyküleri; özetlenemez oluşuyla, her defasında yeniyi ve yenilenmeyi yakalamasıyla dikkat çekti. Benliğimizi, bilincimizi tazeleyen, okuyucusunu tekraren kendine çağıran metinler ortaya koydu. Toplumdaki değişmeyi, yabancılaşmayı, uyumsuzluğu, modern çağın insanının dramını ve trajiğini sergilemedeki başarısıyla özgün bir yere sahip oldu. Bu özellikleriyle edebiyat ve düşün dünyamızın bilgesi olarak anıldı. Türk öykücülüğünün ve deneme yazarlığının gelmiş geçmiş en usta kalemlerinden biri olarak temayüz etti. Özdenören, gerek gözlemlerinin taradığı ufuklar, gerek çözümlemelerinin ulaştığı derinlik ve gerekse anlatımındaki başarısıyla okuyucunun yoğun ilgisini kazanmış durumda. Denemelerinde ülkemiz insanının sorunlarını sosyal, siyasal ve kültürel açıdan ele alan ve tüm bu açıları manevî bir perspektifle bütünleyen yazar, elinizdeki denemelerde de aynı yaklaşımı sürdürüyor. Eşikte Duran İnsan, özellikle İslâm maneviyatının temel kavramları üzerine yazılmış denemelerden oluşuyor. Dinin kendine özgü söylemi, tasavvufî tecrübe, teslimiyet ve özgürlük, hicret, fetih, tövbe, sabır ve arınma... gibi kavramlar bu denemelerde bir ‘düşünür edib’in yaklaşımıyla yeniden ele alınıyor.
Eşikte Duran İnsan
Eşikte Duran İnsanRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2015474 okunma
Reklam
Dinci ve bilimcileri sahneden alalım!
Bilimin bir problemi çözme aşamaları üç tanedir. Önce şey muayene edilir, muayenenin sonucunda olağanüstü olan durum tespit edilir. Tespit edildikten sonra sıra tedaviye gelir. Tedavinin ardında ise başarının teyit olarak ikinci bir muayene vardır. Bu muayene sayesinde olağandışı olarak tanımlanan illetten (hastalıktan) kurtulunup kurtulunmadığı
72 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Küçük Şeyler sıradan insanın başına gelmesi muhtemel sıradan olayları, acıları, ümitleri, hayal kırıklıklarını, yani kimi hayat gerçeklerini ve bu gerçekler karşısında yaşanan duyguları ele alıyor. Ağaçların kesilmesine üzüntü duymamız, kuş sesleriyle neşelenip aşk uğruna acı çekmemiz, bir tebessümle umutlanıp kurduğumuz hayallerin yıkılıvermesi
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201813,1bin okunma
Peki, nedir hafıza? Çoğumuz onu isimler, yüzler, telefon numaraları ile bağlantılı olarak düşünürüz fakat aslında hafıza bundan çok daha fazlasıdır. Biyolojik sistemlerin en temel özelliğidir. Hafıza, deneyimi zaman içinde taşıma kapasitesidir. Egzersiz yaptığınızda gördüğünüz değişiklikler gibi kasların bile hafızası vardır. Fakat en önemlisi hafıza beynin ne yaptığı, bizi nasıl oluşturduğu ve geçmişimizin geleceğimizi belirlemesini nasıl sağladığıdır. Hafızanın bizi biz yaptığını söylemek yanlış olmaz. Tina'nın önünde duran engelin büyük bir kısmı ise hafızasında yer etmiş taciziydi.
Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
Reklam
✍️✍️Ülkemizi kalkındırmanın temel şartı aydın insanlar yetiştirmek. Bunun için de ilk şart okuyan ,anlayan ,araştıran, kendi ayakları üzerinde duran bireyler yetiştirmek. Kitap okuyunuz ve okutunuz📚📚
İnsan, yaşamıyla ilgili olarak çoğunluğun tercihlerini örnek alma zorunluluğunu hissetmemeli, aklı temel almalı, akla karşı duran kalabalıktan kendini kurtarmalıdır.
Sofist felsefesinin bir çeşit kelime di­yalektiği olduğu ileri sürülmüştür. Ama asıl fark, "nesnelerin ve gerçeğin bağlantıları üzerine yürüttüğümüz yargılar zorun­ lu olarak çelişiktir" ilkesini gerçek diyalektiğin kabul etmesi­ ne karşıhk, aynı karşıtlık ilkesi üzerinde duran sofistlerin, bu ilkeyi tezlerini pekiştirmek için değil, başkalarının iddialarını çürütmek için kullanmalarından doğmaktadır. Sofistlerin var­dıkları temel sonuç, aynı nesne üzerine yürütülmüş iki çelişik yargıdan birinin doğru olmayacağıdır. Başka bir deyişle, sofist­ler aslında, özdeşlik ilkesine bağlı kalmakta ve karşıtlığı kabul etmemektedirler. Ama bunu, açıkça değil, kapalı bir biçimde yapmaktadırlar.
Dinin bugün pek ilgi çekmeyen birşey gibi görünmesinin nedenlerinden birisi, birçoğumuzun, artık etrafımızın bilinmeyenle çevrili olduğunu unutmuş olmasıdır. Bilimsel kültürümüz bizleri, dikkatlerimizi önümüzde duran fiziksel ve maddi dünyaya odaklaştıracak şekilde eğitmektedir. Dünyaya bu tarz bakışın büyük başarılara imza attığı inkar edilemez. Bununla beraber, bunun sonuçlarından birisi de, daha geleneksel toplumların her düzeyindeki insanların yaşamlarını kaplayan, bir zamanlar bu dünya yaşantımızın temel unsurlarından biri olan 'tinsel' ve 'kutsal' olana yönelik algı ve düşüncemizi silip atmış olmamızdır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.