Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dert etme iyiyim ben.. Ara sıra mahşer, Ara sıra yaşama hırsı...
İnsanoğlunda, doymak bilmez bir iktidar hırsı yaratan şey nedir? Yaşamsal enerjilerinin gücü mü, yoksa temelde yaşamı kendiliğindenliği içinde, sevgiyle yaşama yetersizliği ve zayıflığı mı? Bu karşı durulması güç isteklerin gücünü oluşturan ruhbilimsel koşullar nelerdir? Bu ruhbilimsel koşulların dayandığı toplumsal koşullar nelerdir
Reklam
İnsan hayatı, Ara sıra mahşer Ara sıra yaşama hırsı!
İnsanlar en fazla tedbir almakla uğraşırlar, halbuki her şeye güçleri yetmez . Bu kadar çok tedbire rağmen, hacetleri devam eder. İnsanlar , fakirlikten başka her şeye hırslıdır, fakirliğe yönelen kimse yoktur; çünkü herkes zengin olma peşindedir . Kimse kederli olmaya hırslı değildir, çünkü herkes mutlu ve refah içinde olma derdindedir. Kimse ölmeye heves etmez, çünkü herkes yaşama hırsı içindedir.
Lokman sûresi, âyet:34
"Hiç kimse nerede öleceğini bilemez." İşte bu âyete dayanarak şeytanın yaşama hırsı ve uzun vadeli ameller yolu ile üzerimde sağlayabileceği etkiyi kırdım.
Yaşadıklarından ve felsefesinden şunu çıkarmıştı. Bu dünya çok gülünçtü!...
Reklam
Onu ileri sürükleyen, içindeki yaşamın ta kendisiydi. Ölüme bir türlü boyun eğmek istemeyen yaşama hırsıydı.
Yine Benden Bahsetmişler
Anlatılana göre, işte bu sıralar koyuvermiş kendini. Yaşama hırsı tükenmiş, gözleri bir başka bakar olmuş.
Sayfa 30 - PDFKitabı okudu
İnsanda yaşama hırsıyla beraber her an ölmek hırsı da var.
Sayfa 166Kitabı okudu
Ben de hepinizden farklı bir soluncandım, kim bilir? Şimdi yarısı ezilmiş, yerde yattığı için belli olmuyor. Diğer yarısını yerden kaldırmak için çırpınan Günseli’yi bile acıklı gözlerle seyredemiyor. Gözleri, ezilen yarısında kaldı da ondan. Anlayışı da o yarıda kaldı; bütün ümitleri, yaşama isteği de, mühendislik diploması da, iyi durum kâğıdı da, çiçek aşısı kâğıdı da, altı tane vesikalık resmi de, İsa’ya sevgisi de, bilmem nesi de, yaratma hırsı da, bir türlü atamadığı değersiz evrakı da, Günseli’yi okşamak isteyen elleri, ona dokunmak isteyen derisi de hep ezilen yarısında kaldı. Bu yarısında sadece ölüm acılığı kaldı.
Sayfa 24 - İletişim Sinan Yayınları Üçüncü Bölüm
Reklam
“Burada oturmuş kendi kendime ne diyordum, biliyor musun: Hayata inanmasam, sevdiğim kadına sırt çevirsem, dünyanın gidişine inancım kalmasa, hatta tam tersine, her şeyin karmakarışık, uğursuz, belki de şeytanca bir kaos olduğuna iman etsem, insanların hayal kırıklığından uğradığı bütün korkulara tutulsam gene de yaşamayı isteyeceğim, hayat kadehini ağzıma götürünce bitirene kadar bırakmayacağım! Ama bilinmez, belki yaşım otuza gelince kadehimi bir yana fırlatıp bitirmeden çekilirim…nereye , onu da bildiğim yok. Otuz yaşıma kadar da gençliğimin her şeye, her türlü hayal kırıklığına, hayata karşı nefrete üstün geleceğini kesin olarak biliyorum. Çoğu zaman kendi kendime, “Dünyada , şu içimdeki azgın, belki de hayasızca yaşama hırsını yenecek bir umutsuzluk var mı acaba?" diye sorduğum oldu. Galiba böyle bir şey olmadığına, daha doğrusu otuzuma basmadan olamayacağına karar verdim. Çünkü bu umutsuzluğu tanıyınca içimde tek bir istek kalmayacaktır herhalde. Bu yaşama hırsını bazı sümüklü, veremli ahlâkçılar, hele şairler alçaklık diye adlandırıyor, öte yandan yaşama hırsı dediğimiz özellik az çok Karamazov’ların hepsinde var. Bu doğru her şeye rağmen sende de var; buna rağmen bunu neden alçaklık sayarız bilmem. Gezegenimizde herkes güçlü bir merkezcil gücün etkisi altında, Alyoska... Canım yaşamak istiyor, ben de, mantığım ne derse desin yaşıyorum. Varsın dünyanin gidişatına inancım olmasın, ama baharda yeşeren pırıl pırıl ağaç yapraklar, mavi gök, bazen inanır mısın, niçin sevdiğimi bilmediğim bir adam ruhuma öyle yakın geliyor ki!”
Sayfa 304Kitabı okudu
Eski İstanbul Aşk...
.....bu şehirde yine ölçülü ve saygılı bir imar düzeninin, evlerin birbiri ile uyumlu bir yerleşiminin doğabilmesi için, önce insanlarının hizaya girmesi, dünya görüşlerinde ve yaşama bakış açılarında tok gözlülüğün, kamu yararına dönüklüğün kısmetse tekrar egemen olması, herkesi alabildiğine dizginsiz bir kazanç hırsı yerine, komşuya saygı, çevresine sevgi, yoksullara ve düşkünlere yardım gibi, sıcak ve insancıl duyguların sarması gerekir. Bunlar da kendi başına durup dururken doğan şeyler değildir; iki ana kaynağın, yani ülkenin ekonomik alt yapısıyla, kültür üst yapısının birer ürünü, birer sonucudurlar
Ölüm ıstırap verici değildi, uyumaktı ölmek.
644 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.