Zaman akar. Uzay akar. Ve sen akarsın. Bu bir yer değiştirme, bu bir yuvarlanmadır. Bunun dışında, hamdan olguna, olgundan ölmüşe ve ölmüşten doğacağa bin bir türlü, safha safha, birbirine zıt ve birbirinin içinde nice nice akışlar düşünürsün. Benzin yanar. Motor bir yürekleyin çırpınır, tekrar döner. Tekerin altında dünya, dünyanın etrafında evren döner. Ben ben olmaktan, ağaç ağaç olmaktan çıkar; böcek kozalaşır, koza kelebekleşir, yeraltında tohumlar filiz sürerler; her an bir konak, her konak başka bir konağa geçiştir
Ben hayata itaatkâr bir öğrencinin gözüyle bakıyor, onu insanın her katını olabildiğince çabuk, hatta nefes nefese çıkması, rakiplerini her zaman aşağısında bırakması gereken bir merdiven olarak görüyordum.
... Belki de hayat binasını, tıpkı şehirlerimizdeki sıradan yerleşkelerimiz gibi yeraltında insanın toprağın bağırsaklarından başlayıp nihayet çatı terasına, açık havaya, rüzgâra ve gün ışığına çıkabildiği bir şey gibi hayal etmiştim belli belirsiz de olsa.
Ama ne var, biliyor musunuz: Bizim yeraltı insanını dizginde tutmak gerektiği inancındayım. Yeraltında kırk yıl sesini çıkarmadan oturmasına oturur da, yeryüzüne çıkınca konuşur, konuşur, konuşur...
Tek kişilik bir ayaklanma. Bir an gülümsedi ama kapatıldığı son hücrenin gerçekleri ona durumunu hatırlattı. Bir sıçan gibi duvarları tırmalıyordu. Tarlalarda, yeraltında veya çatı odasında, Amerika gardiyanıdı hâlâ.
Doğaüstü güçlerin varlığına çok eski çağlardan beri inanılmakla birlikte, bu güçlerin tanımlanması, gruplandırılması, yeraltında hiyerarşik bir düzene oturtulması, düzenlenmesi ilk kez Mezopotamya da olmuştur.
"Yörü bire yalan dünya, sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekin misali, seni eken biçer bir gün
Yeryüzünde yeşil yaprak, yeraltında kefen yırtmak
Bastığımız kara toprak, boyumuzu aşar bir gün."
İnsanlar yeraltında hem korunaklı, hem çaresizdir. Kaçış yolu
olan tüneller aynı zamanda feci kapanlardır. Tünellerin ağzı kapandığında
tozdan boğulur insan.
Ama bisikletçilerde bir kabına sığamama hali var. İnsan, toplumdan dışlanmış bir biçimde yaşamaya zorlanıyor, sağlıklı kişiler için bile giderek daha motorize bir hale gelen yerleşik trafik sisteminin bir köşesine itiliyor. Bisikletçiler eziliyor; bizler sessiz azınlığız, avlanma alanlarımız giderek azalıyor, bize dar gelen bir kalıba sokulmaya çalışılıyoruz; kendi dilimizi konuşmamıza izin verilmiyor, yeraltında yaşamaya itiliyoruz. Ama kendinizi hazırlayın, çünkü mantıksızlık ortada; bisikletçilerin arlan öfkesi ve saldırganlığı kimseyi şaşırtmasın. Bir gün, bisikletçi olmayanlar şişkoluktan arabalarına zar zor inip binerken, bizler onları bütün gücümüzle geri püskürteceğiz.
...Mezartaşları kaya, Atuan Mezarları yeraltında korkunç ama boş bir delikti. Eğer elinden gelseydi Boş Taht'a tapınmayı kaldırırdı. Eğer cüret edebilseydi, İlk Rahibe'yi ortadan kaldırırdı.
Sayfa 186 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor