Şiiri bir tür arkeoloji olarak düşündüğümü söylemeliyim. Aslında kendimizi kazıyoruz.
(Bu taş bugün, Hartugo kasabası arkeoloji müzesinde bulunmakta ve yalnız bilim adamları ve sanatkârlar tarafından görülebilmektedir.)
Sayfa 171 - İletişim Yayınları, 70. BaskıKitabı okudu
Reklam
Maden, sanayi, mimarlık, taş işleme sanatı Mısırlılarca geliştirildi. Mısırlılara borçlu olduğumuz şeyler arasında şunları sayabiliriz; Mimarlıkta sütun yapımı, daha sonraları Romalıların da benimsediği biçimde din adamlarıyla sivillerin örgütlenmesi, memur örgütünün kuruluşu, camın icadı; takvimin, su saatinin geometrinin, bezin bulunuşu, posta işlerinin yönetimi ve astronomi ile tıp alanında önemli gelişmeler. Bütün bunlar, insanların büyük bir bölümünün hâlâ ormanlarda ve steplerde dolaşıp durdukları bir çağda olmuştu. (Okuyucu yorumu : Bütün bu yargılara, bu günkü arkeoloji ve tarih bilgisi ile varılıyor. Bilinmeyenler öğrenildikçe çok daha farklı sonuçlara da varılabilir elbette. Örneğin; en eski sütunlara Mısırda rastlanmış olunması, Mısırlıların da bunu bir başka uygarlıktan öğrenmediklerini kesinlikle yalanlamaz. Veya arkeologlar daha sıkı çalışırlarsa belki daha eski cam işçiliği örneklerine veya bu konuda yazılı bilgilere başka uygarlıklarda da ulaşabilirler. Bu çok eski uygarlıkların halklarının bile, çok daha eski efsanelere sahip olmaları, hep daha eskiyi gösteren bir tabela gibi. Sümerlerin kral listelerini dahi net çözebilmiş değiliz henüz. Ve bunları da düşününce bu tabela sanki hep Nuh tufanı öncesini gösteriyor gibi!)
Arkeoloji Müzesi bugün hak ettiği ilgiyi görmüyor. Yanı başındaki Ayasofya ve Topkapı'ya gelen 10-15 bin kişinin onda biri bile buraya uğramıyor. Yerliler kadar yabancılar için de ortak bir vakıa geçerlidir. İnsanlar eski çağı bilmiyor ve ilgilenmiyor. Tabii bizim müzeyi tanıtamamamızın da büyük payı var. Önemli koleksiyonlar müzeye yığılıyor ve teşhire konamıyor. Para ve imkân meselesi; bir zamanlar Osman Hamdi Bey'in, Arif Müfit Mansel'in, Ekrem Akurgal gibi hocaların temsil ettiği meslek belki rağbet bulmuyor. Ama bulması lazım.
Aşina KitaplarKitabı okudu
Arkeoloji Konusu
"Ama asıl bugünü karanlıktan kurtarmak gerek. Bir halk karanlık ve zulüm içinde yaşarken, yalnızca geçmişi aydınlığa çıkarmak için uğraşmak yeterli değil." Esra bu düşünceye katılmadığını, bilimle politikanın ayrı şeyler olduğunu, dahası terörle hiçbir yere varılamayacağını söylemekistemiş, ama suskunluğu elindeki silahla daha bir ürkütücülük kazanan Azad'dan korkmuş, sesini çıkarmamıştı.
Sayfa 46 - Everest YayınlarıKitabı okudu
İkinci Dünya Savaşı'nda Monopoly
Sonunda bir Alman kadın, Jale İnan'ın soğukkanlılığına isyan eder: "Nasıl bir insansın sen? Böyle bir durumda nasıl ders çalışabiliyorsun?" Başını arkeoloji kitabından kaldıran Jale İnan, İkinci Dünya Savaşı'nda söylenen ama hiç bilinmeyen şu anlamlı söze imza atar: "Hanımefendi, sizin gibi bağırmakla bombaların yer değiştireceğine inansaydım, şu an en çok ben bağırırdım!"
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.