Bir kimse ne kadar fazla okursa, okuduklarından kalan izler de kaçınılmaz olarak o kadar az olacaktır; zihin üzerine tekrar tekrar yazı yazılan bir tablete benzer. Derin derin düşünmeye zaman yoktur ve okunan şeyler ancak derin düşünmeyle hazmedilebilir, eğer bir kimse daha sonra üzerinde durup düşünmeksizin sürekli okursa okudukları kök salmaz, büyük bölümü itibariyle kaybolur. Gerçekten de bedensel gıdalarımızla zihinsel gıdalarımız arasında durum hemen hemen aynıdır: İnsanın yediklerinin beşte biri ancak hazmedilir, geri kalan buharlaşmayla, terlemeyle ve benzeri şekilde kaybolup gider.
"Bunca gürültü patırdı niye? Niye bunca itiş kakış, tepinme, korku,endişe ve dert? Sonuçta amaç, sadece her bir Mecnun'un kendi Leyla'sını bulması değil mi?"
İster trajik isterse komik bir anlam içersin her türden aşk ilişkisi, aslında, bir insanın hayatındaki diğer bütün amaçlardan daha büyük bir öneme sahiptir.