Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sırtımı yasladım eskimiş, yorgun bir banka gökyüzü gri ama şehre yaz gelmiş diyorlar insanlar gelip geçiyor önümden kuşlar geçiyor, kediler, köpekler, karıncalar ve zaman zaman geçiyor zaman geçecek zaman geçmiş
"(...) ama içinizin derinliğinde ne hissediyorsunuz?" Bu ısrarcı sorgulama beni uzun zaman gülümsetmiştir. Bu gün buna gülümsemiyorum artık. Çünkü bu bana insanlarda pek yaygın ve benim gözümde tehlikeli bir bakış açısının ortaya konuluşu gibi geliyor. Bana "içimin derinliğinde" ne olduğum sorulduğunda, bunda herkesin "içinin derinliğinde" ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma "kişinin derin gerçekliğinin", doğarken ebediyen belirlenen ve artık değişmeyecek olan "öz"ünün var olduğu inanışı yatıyor; sanki geri kalanın, bütün geri kalanın -özgür insan olarak katettiği yolun, benimsediği inanışların, tercihlerin, kendine özel duygusallığının, yakınlıklarının, sonuçta yaşamının- hiçbir önemi yokmuş gibi. (...)
Reklam
Seni Düşününce Gülümsemiyorum Artık Öyle İşte..
Seni düşününce gülümsemiyorum artık İşte öyle....
*O tez canlı yanım biraz daha uslandı artık. Olur olmaz şeylere gülümsemiyorum. İnsanlar buna büyümek diyor, ben ise yalnızlık diyorum.*
Gülüşlerimi sen bana kazandırdın. İçten gülümsemiyorum artık. Tekrar eskisi gibi olur muyum, hiçbir fikrim yok..
Reklam
Seni düşününce gülümsemiyorum artık...
Bilmiyorum
artık hiç gülümsemiyorum. buna takatım yok. ben ölü ve gömülüyüm. çocuklarım olmayacak. ölüler çoğalmazlar. ben kahvelerde insanların ellerini sıkan bir ölüyüm. daha doğrusu, insan canlısı ve çok üşüyen bir ölüyüm. sanırım, hayatımda karşılaştığım en mutsuz insanım
Sayfa 22 - doğan kitapKitabı okudu
"Eşsiz bir yeteneğin var. Kaleminden, fırçalarından çıkanları ben hayal bile edemem. Zarifsin. Sen yürüdüğünde ılık bir rüzgârda dans ediyor gibi görünüyorsun. Ben ise ayaklarımı sürterek yürüyorum. Üstündekiler bile biz özeliz diye bağırıyor. Odanda, ailenle gülümsediğin kocaman bir çerçeve var. Üstelik sadece fotoğrafta mükemmel görünmek için değil, gerçekten mutlu olduğunuz için böylesiniz. En önemlisi, o şahane bandana ve şapkalarını taktiğin saçların düz! Düz! İstediğin şekli verebiliyorsun. Bunun anlamını bilemezsin."-Işıl "Bir de, o gülümsediğimiz çerçeve... O, annem kaza geçirin ölmeden önceki son güzel yazımızdandı. O gülümseme bana kalan tek gerçek gülümseme. Artık her gülümsemem vicdan azabı dolu. Bu yüzden fazla gülümsemiyorum. Sanki çok fazla gülersem, onu unutmuş olacakmışım gibi geliyor. Kahkaha atarken suçluluk duyuyorum."-Livya
Sayfa 417 - Işıl/LivyaKitabı okudu
O tez canlı yanım biraz daha uslandı artık. Olur olmaz şeylere gülümsemiyorum. İnsanlar buna büyümek diyor, ben ise yalnızlık diyorum.
Sayfa 80 - Epsilon Yayınevi
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.