Romalı ozan Horatius “Bir insanın vatanı için ölmesi güzel bir şey” diye yazmış. Hemingway ise Horatius’un adını anmadan şöyle diyor: “Eski çağ ozanları, vatanı için ölmenin güzel bir şey olduğunu söylemiş. Modern çağın savaşlarında ölmekse ne onur kazandırır insana ne asalet getirir; bir hiç uğruna geberir gidersin.”
Birinci Dünya Savaşına gönüllü olarak katılan, İtalyan ordusu safında savaşırken yaralanan Amerikalı yazar, herhalde savaşın gerçekleriyle yüzleştikten sonra böyle düşünmüş olmalı...
Kahramanlık gösterisi sunmadan, savaşın gerçek yüzünü yansıtmaya çalıştığı, yaşadıklarını olduğu gibi resmettiği, zaman zaman uzun ve sıkıcı konuşmalarında yer aldığı eserinde sonu trajik bir aşk hikâyesine de yer vermiş, yazar...
Dünya klasikleri arasında gösterilen, Batı edebiyatının başyapıtları arasına giren eserleriyle tanınan, Nobel ödülü sahibi HEMİNGWEY, benim için asla bir TOLSTOY ya da DOSTOYEVSKİ olamayacak ama yine de okunmaya değer...
Gerçi; ne Alman, ne Fransız, ne İngiliz, ne de Latin edebiyatı, ne de tekmili birden Rus edebiyatı ile boy ölçebilmiş değil kanımca...