Tanıyorum seni kadın hem de Adem'den değil Adam"dan beri...
Kimi zaman kalbinde Lilit'in yıkıcı ihtirası, dilinde Züleyha'nın aşktan sebep kendine dönen iftirası saklı...
Endamın; Aşıklar Piri Mem'e zindan olmuş Zine'den, erdemin ilahi lütuf sunulmuş olan; iffet timsali Meryem'den geliyor...
Tanıyorum seni kadın, hem de Kalu Bela'dan beri...
Bir yanın Firavun'a teslim olmayan Maşita kadar anaç, bir yanın Hamza'nin katili Hind kadar vahşi...
Kimi zaman bir Azize, kimi zaman ilahi bir mucize, kimi zaman çekilmez bir ceza ve kimi zaman da şarap ile ziyan olmuş meze gibisin...
Bir yanın Mecnun eyleyen umarsız Leyla, bir yanın arzı ve arşı yutmuş bir Kerbela ve küçük bir tebessümün bile o Kerbela'da eşsiz bir vaha..
Tanıyorum seni kadın hem de insandan ziyade, mayası olan o çamurdan beri...
Turabına Cennet serilmiş, ızdırabına Cehennem aht edilmiş.
Sen Amine ve Zübeyde kadar ana, sen hem Hatice hem de Asiye kadar avrat, sen Yusuf'lara zindan, Yunus'lara beraat, Süleyman'lara bile berat, kimine vicdan ve imkan, kimine intikam kıvamında imtihansın...
Tanıyorum seni kadın; hem de kedimi tanıdığımdan beri...
Sen bazen baştan ayağa şehvet, bazen zerreden kurreye şefkat ve bazen de her şeraitte karşı konulmaz bir şeriatsın...
Sen hem hayat ve memat, hem de aşk yolunda en zorlu Sırat'sın. Tanıyorum seni kadın....
Kays Mahfi