Önce kendimiz olmalıyız. Müslümanların temel sorunu budur. Müslümanların temel sorunu güçsüzlük, silahsızlık, parasız-lık değil, 200 yıldır kendimiz olmaktan çıkmamızdır.
Sanatçı, siyasetçi, yazar... Hiçbirimiz kendimiz değiliz. Kendimiz, yani kul olamıyoruz. Bunlar kullukla doğru orantılıdır, ama biz kulluğu sadece taat olarak anlıyoruz. Kulluk sadece bu değildir. Hadis-i şeriflerden daha çok Heidegger'den alıntı yapan İslamcı yazarlardan artık gina geldi. Bunları artık bırakalım. Ayet bilelim, hadis bilelim, bilmiyorsak da sükût edelim. Ama bilelim, bir de olalım. Bilmek, kılmak, olmak... Vazifemiz bu, kulluk bu!.. İşin esasında edeb var. Edebe dikkat edelim. Bugün âlim geçinenlerin tartışmalarına bakıyoruz. Hadis ve ayetleri sanki birbirlerinin kafasına vuruyorlar. Imam-ı Azam'ın oğlu babasına "Babacığım, bizim hâlimizi nasıl görüyorsun?" dediğinde, Imam-ı Azam ona şöyle cevap veriyor: "Hâlinizi hiç iyi görmüyorum. Bizim zamanımızda biz muhataplarımızı iman çizgisinde tutmak için çabalardık. Siz ise tartıştıklarınızı iman dairesinin dışına itmek için çabaliyorsunuz." Günümüzdeki durum da bu şekildedir. Yani her şeyimizi dar bir alana hapsetmemeliyiz; asıl meselemiz insan olmak, insan inşa etmek olmalı.