Olur tecelli-yi dîdâre nûr pervâne
Ne nûr belki o hurşîde Tûr pervâne
Görünce mihr-i cemâlin o şem‘-i hüsnün olur
Misâl-i zerre cinân içre hûr pervâne
Geleydi meclise bir şeb o şem‘-i tâze-zuhûr
Ederdi dilleri şevk u sürûr pervâne
Dilim hümâ-yı ferâğ-âşiyân iken oldu
Çerâğ-ı aşka yine bî-şuûr pervâne
Aceb midir o gül-i âteşin-izâra Halîm
Olursa bülbül-i dil nâ-sabûr pervâne
ABDÜLHALİM ÇELEBİ EFENDİ (v. 1090/1679)
Abdülhalim Çelebi Efendi'nin postnişinliği, Vani Mehmet Efendi’nin öncülüğünde tarikatlarda zikir ve ayinlerin yasaklandığı süre içinde vuku bulmuştur. 1050/1640 senesinde on beş yaşında iken on altıncı postnişin Karahisari Mehmet Arif Çelebi’nin* kızı Ayşe Hanım’la evlendi. Bu evlilikten 1055/1645’te büyük oğlu Bostan Mustafa ve 1060/1650’de küçük oğlu Abdurrahman-ı Sani doğdu.