“Aşk” kadına, “Arzu” da erkeğe düştü.
(...) artmamışsa, gözyaşlarını oluşturmaya kâfi gelmez. Hiçbir şey de bunu Aşk hissedildiğinde kalbe yollanan kan kadar artırmaz. Zaten hepimiz görmüşüzdür, insanlar kederlendiklerinde sürekli ağlamazlar, ancak taparcasına sevdikleri nesneler akıllarına geldikçe ara ara ağlarlar.
"...Kalbim sana ait olmak için ben inkar etsem de hep sana koştu..."
Sayfa 182 - Gülbey yayınları
“..Yıllarını başkalarının aşk hikayelerini okuyarak geçirdin ve bu gece benimkinin son bölümünü okudun…”
Sayfa 315Kitabı okudu
Sevgi bir alışkanlık, bir yükümlülük ya da bir borç değildir. Aşk şarkılarında söylenenler değildir. Sevgi sevgidir….Tanımı yoktur. Sev ve fazla soru sorma. Yalnızca sev.
Dilediğine gitsin aşk. Bana yakışmadı. Emanet gibi duruyor artık üzerimde. Kâh büyük geliyor kâh daraltıyor beni. Kalıbına uyacak iki bedeni arasın bulsun. Ben miadımı doldurdum.
Aşka esaret son bulsun. Adı aşk olanı azad ediyorum.
Sayfa 208
Onu öylesine çok, öylesine feci ve öylesine ümitsizce seviyordu.
Sayfa 118Kitabı okuyor
Sevgiye her zaman güvenilir, insanlara asla...
Derler ki; aşk, birine seni yok etme kudreti verip, bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş.
"Kalbini benim pazarıma getirip satmışsan,
Başkalarının pazarında satma aşkını."
