Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatını sevgilinin yoluna adayarak kazanmak; hayatını yaşayarak sevgiliyi kazanmakla aynı şey değildir. İnceliğin ve duyguların zirvesindeki ruh; sevgiliyi, hayatını ona adayarak kazanır. Maşuk yanına değil yarana gelen demekti. Benim üç yaram var. hayat yarası, ölüm yarası ve aşk yarası. Sen hangisine geleceksin Şems? Muhabbet ve sevgi dolu
Ölmüş tenüme aşkı anun ruh değül mi Gamzesi ile dil dahi mecrûh değül mi Aşkiyle kavuştu gönlüm yoluna anın Aşk ile kahılan kapu meftuh değül mi Kirpiğü ne kılduğunı sen sanma muamma Gönülde anun yâresi meşrûh değül mi
Sayfa 28 - Kadı Burhaneddin, GazelKitabı okudu
Reklam
'Ali Abi sana tamamen âşık olmuş ablacım. Sen de âşık olan değil, maşuk olansın. Kadına da bu yakışır zaten. Kadına aşk yakışmaz, kadın âşık olunandır. Âşık olan, âşık olunana elinde olmadan çekilir, iradesi azalır ve biter, gözü bir şey gör mez hale gelir. Âşık olan her erkek gibi, Ali Abi de şu anda sahip olma arzusuyla yanıp tutuşuyor;
Yaşadığımız âlem, kendinden var olan değil, var görünen (mümkün) alemdir. Çünkü Allahın, Ol! (Kün!) emriyle var olmuştur. Böyle bir sözle yaratılmış olduğuna göre, görüntünün (tecelli) öncesi söz'dür (kelamdır). Bütün bu oluşumun ana nedeni de aşk'tır. Aşk, Allahın niteliğidir, gizemidir. "Allah, varlık âlemini kendine duyduğu aşk nedeniyle yaratmıştır." Aşk da '2' türlüdür: Geçici - gerçek. Geçici (mecazi) aşk, insanlara karşı duyulur; gerçek aşk ise tanrı aşkıdır. Bu nedenle tasavvuf görüşünde maşuk, Allah demektir. Saki yani içki sunan, tanrı sevgisini isteyenlere sunan mürşit anlamında; kadeh, sunulan tanrı ilminin kalıbı; şarap (mey), tanrı ilminin özü; meyhane ise tanrı ilminin sunulduğu yer, dergâh, tekke anlamında kullanılır.
Sayfa 141Kitabı okudu
Yirmi altıncı Pencere (Hâşiye) Şu kâinatın mevcûdâtı yüzünde tazelenen ve gelip geçen cemâller ve hüsünler; bir Cemâl-i Sermedî cilvelerinin bir nevi gölgeleri olduğunu gösterir. Evet, ırmağın yüzündeki kabarcıkların parlayıp gitmesinden sonra arkadan gelenlerin gidenler gibi parlamaları, daimî bir şemsin şuâlarının âyineleri olduklarını
Sayfa 678 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu