Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
412 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
J. McNaught kitaplarını her zaman büyük bir zevkle okuyorum. Bu kitapta modern dünyada yaşanan çok güzel bir aşk hikayesiydi. Tavsiye ederim"
Gece Fısıltıları
Gece FısıltılarıJudith McNaught · Epsilon Yayınları · 2012540 okunma
412 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yazarın diger kitaplarından farklıydı.Günümüzde geçiyor bu tarzdada iyimiş doğrusu,diğer okuduğum kitaplari tarihiydi ve serilerdi.Sanırım bu kitapda serimiş ama bilmeden bundan başladım.Sloan karakterini çok sevdim idealist biri. Noah ğüçlü bir karekderdi .Macera,aşk,polisiye hepsi var Genede yazarın en cok sevdiğim kitabı düsler krallığidi.
Gece Fısıltıları
Gece FısıltılarıJudith McNaught · Epsilon Yayınları · 2012540 okunma
Reklam
“Kadın gözlerini yummuş, o düşlerin parıltıları içinde yüzüyordu. Eğer yummasaydı gözlerini, erkeğin yüzünü geren sinsi gülüşü ve bakışlarındaki alaycı ifadeyi görürdü.”
Sayfa 195 - İnkılap ve AKA KitapevleriKitabı okudu
Gece Fısıltıları
Dokunmak gerek  gökyüzünün ücra köşelerine Alışmalı gecede  konuşulanlarla yaşamaya Belki de duvarlara  anlatılmalı bazı sırlar Ziyaya uğratılmadan yaşatılmalı bazı gerçekler. Kalem susturulabilmeli bazen Ruh yalnızlığına  gömülmeli belkide Kalpten akan aşk seli kurutulabilmeli  Duraklar  konulmalı hayatın ücra köşelerine CG
412 syf.
9/10 puan verdi
Söylemeliyim ki yazar sağ gösterip soldan vurdu. Bunu neden diyorum.. Ben açıkçası arka kapağı okuduğum zaman dedim ki tamam Sloan ile Paul bir işbirliği yapacaklar ve bunun sonunda da birbirlerinden etkilenir, mutlu mesut geçinir giderler diyordum kii.. Karşımıza Noah çıktı :D İyiki de çıktı hani ;) Açıkçası yazarın bende 8 kitabı olmasına rağmen şu zamana kadar sadece Düşler Krallığı kitabını okumuştum. Bu kitapta bana nedense mesela malum ikili arasında gelişen seks sahnelerinin bu kadar üstü kapalı ve kötü yazabileceğini nedense düşünmemiştim. Düşler Krallığında böyle olduğunu hatırlamıyorum ama.. Bir de mesela yan karakterleri Paul ve Paris'in gelişimlerine de daha fazla şahit olmak isterdim. Sloan karakterini çok sevdim. Görevine bağlı, idealist biri. Noah ile tanıştığı ilk anda ondan etkilenmesine çok şaşırmıştım. Dedim ya ben esas adamımız Paul sanıyordum :) Özellikle Charlotte ile konuşmalarını okurken ayrı bir keyif aldım. Noah ise ayrı bir olay. Yazar hani uzun bir süre o adamdan bile şüphelendiriyor okuyucusunu :D Gerçi sonlarında Sloan'a dinlemeden etmeden yargısız infaz yapmasına biraz kızsamda.. Yine de yola gelmesine sevindim :) Kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Aşk, gerilim, macera, polisiye yazar hepsini tek elde toplamış ve sonunda okuyucusunu şaşırtmayı da başarmış :)
Gece Fısıltıları
Gece FısıltılarıJudith McNaught · Epsilon Yayınları · 2012540 okunma
412 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yine güzel kadın ve yakışıklı adam, yine ilk görüşte aşk, yine kadın erkeği kızdırıyor ve sonunda erkek affediyor ve yine kadın anne oluyor.üç kitap aynı şekilde ilerlemiş.
Gece Fısıltıları
Gece FısıltılarıJudith McNaught · Epsilon Yayınları · 2012540 okunma
Reklam
...Ta yerin altından, ilerleyen ve gerileyen dalgaların sağır gürültüsü, küçük piyanolar, aşk fısıltıları, kanat çırpışları, şıpırtılar, hülasa bilinmeyen varlıkların, yalnız günün bu saati yaşayan, akşamla gecenin arasındaki geçiti doldurduktan sonra kim bilir hangi sedef kabuğunda, balık pulunda, kaya çukurunda, ay ve yıldız aksinde uyuyan binlerce varlığın sesleriyle kenarları pul pul, akisleri renkli büyük davetler onu çağırırdı. Nereye çağırırlardı? Mümtaz bunu bilseydi, belki bu davete koşardı. Çünkü suyun sesi, aşkın, ihtirasın sesinden kuvvetlidir. Karanlıkta su sesi insanın içindeki ölüm mayasının dilini konuşur.
Sayfa 35 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
537 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bakire ve çocuk heykeli anlamı:"Notre Dame de Paris"
Yapmayacaktım. . Yazmayacaktım .. Bundan böyle kelimeler ile öldürmeyecektim kendimi. Dayanamadım :)) " ’A N Á Γ K H " #spoiler
Notre-Dame'ın Kamburu
Notre-Dame'ın KamburuVictor Hugo · Can Yayınları · 201832,7bin okunma
Doktor bey : Sevildiğini hissedebiliyor musun dedi: Doktor bey sevilmek nasıl bir şey dedim; bilmediğim, tatmadığım, hissetmediğim, uzaktan dahi olsa göremediğim bir şey hakkında nasıl bir cevap verebilirim sana dedim insanın tatmadığım bir şey hakkında nasıl bir beyanı olabilir diye ekledim. Doktor bana tattığım duyguları sor hisleri sor;
Neden genç ruhlarının bütün ilgisi geçmiş tarihlerin, dönemlerin ve geleceğin belirsiz zamanları üzerinde yoğunlaşıyor? Bütün o masallarda, hikayelerde, tarihsel rivayetler ve deneyimlerde neyi arıyorlar? Son derece basit biçimde basılmış o ucuz kitapların sayfaları arasında neyi bulacaklar? Neden göç, katliam, gidiş, ayrılık, keder, acı, ölüm, dilek, umut, heyecan ve mücadele sözcükleri bu kadar ilgilerini çekiyor? Neden çaresiz kadınların soğuk bakışları, ezilen adamların alın teri, yoksul çocukların ağlaması, yaşlı seslerin ezgileri, umutsuz kalabalıkların muhalif fısıltıları, perişan insanların haykırış ve isyanları bu derece güçlü biçimde etkiliyor onları? Ya savaş, mücadele, direniş, başkaldırı ve devrim gibi şeyler hakkında sağdan soldan toplama, yarım, eksik, ama dalga dalga üstlerine doğru yürüyen yeni düşünceler? Neden tok ve zengin ailelerden gelmelerine rağmen bu düşüncelere bu kadar açık olabiliyorlar? Neden akılları fikirleri her zaman uzak, bilinmeyen yerlerde, tehlikeli gidişler ve yolculuklarda? Ruhlarının aradığı şeyler nerede? Uzakta mı, yakında mı? Yolculukların sonunda mı? Belki de hiçbir yerde, belki de onlar bir düşün peşindeler sadece...
Reklam
İlk uyanış
Neden çaresiz kadınların soğuk bakışları, ezilen adamların alın teri, yoksul çocukların ağlaması, yaşlı seslerin ezgileri, umutsuz kalabalıkların muhalif fısıltıları, perişan insanların haykırış ve isyanları bu derece güçlü biçimde etkiliyor onları?
Monster
His little whispers. Onun küçük fısıltıları; Love Me. Love Me. Sev beni , sev beni, That's all I ask for. İstediğim herşey bu Love Me. Love Me. Sev beni sev beni He battered his tiny fists to feel something. Wondered what it's like to touch and feel something. Birşeye dokunmanın ve hissetmenin ne olduğunu merka ederek ufacık yumruklarını
Ne güzel tasvir
Bazen de daha ilerilere, denize çok yukarıdan bakan kayalıklara kadar gider, orada yosun bakışlı uçurumun kenarında, durulmuş suyun yeşil ve somakî bir ayna gibi akşamın son ganimetlerine açılışını, bir anne rahmi gibi bu ışık parçalarını alışını ve yavaş yavaş onların üstüne kapanışını, örtülüşünü seyrederdi. Ta yerin altından, ilerleyen ve gerileyen dalgaların sağır gürültüsü, küçük piyanolar, aşk fısıltıları, kanat çırpışları, şıpırtılar, hülâsa bilinmeyen varlıkların, yalnız günün bu saati için yaşayan, akşamla gecenin arasındaki geçidi doldurduktan sonra kim bilir hangi sedef kabuğunda, balık pulunda, kaya çukurunda, ay ve yıldız aksinde uyuyan binlerce varlığın sesleriyle kenarları pul pul, akisleri renkli büyük davetler onu çağırırdı. Nereye çağırırlardı? Mümtaz bunu bilseydi, belki bu davete koşardı. Çünkü suyun sesi, aşkın, ihtirasın sesinden kuvvetlidir. Karanlıkta su sesi insanın içindeki ölüm mayasını dilini konuşur.
Sayfa 35 - Dergah
Ne doymaz bir varlıktır insan. Ulaştığı her tatmin yeni bir arzunun tohumudur.
Sayfa 117
Sevmek, yüreği hiç bilmediği yerlere götürür. “Aşk, tanımadığımız birine sahip olmadığımız bir şeyi vermektir.” Ebediyetin ruha değdiği, zamanın akmadığı o geniş ana taşır kişiyi. Aşk kendinden gitmektir, bazen kendine gitmektir, bazen yolda kaybolmak. “Gitmek daima aşina olanın bir parçasını; yabancı olan, aşina olmayan ve önceden kesinlikle bilmediğimiz bir parça için, bir yer için, yaşamın bir parçası için terk etmektir. Gitmek söz konusu olduğu zaman bizi bekleyenin ne olduğunu asla bilemeyiz” der Jean-Luc Nancy. Sevdiğimize göç ederiz. Sevdiğimizin yüzünde kendi hikâyemizi yeni baştan yazmak isteriz. Sevilen insan hayatını kaderin salvolarına karşı direngen bir ruh, kendi yatağını deşen muzaffer bir nehir gibi yeniden yazar. Madem bir âdemoğlu onu sevilmeye değer bulmuştur bu karanlık dünyada, boşuna yaşanmış bir ömür olmayacaktır hayatı. Başı sıkıştığında, boğulacak gibi olduğunda onu kurtaracak bir can simidi, tökezlediğinde yaslanacağı bir koltuk değneği vardır artık. Sonra birden kendimizi seyrettiğimiz o ayna kırılır. Aynanın ardındaki sır dökülür. Ardını gösteren bir cam, sevgilinin bütün kusurlarını serer ortaya. İşte en zoru burası. Yaşadıklarımın bir serap, kocaman bir yanılsama olduğu gerçeğiyle nasıl baş edeceğim? Bu bensem, o sırılsıklam âşık kadın da kimdi? O buysa, bir deniz feneri gibi bana kalbimin yolunu bulduran o adam kimdi? Şimdi payımıza ıstırap düşüyorsa, bizi kanatlandıran o sevinç nereye buharlaştı? Aşkın fısıltıları hangi bilinmez âlemde izini kaybettirdi?.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.