Âşık olma gereksinimi. Bazı şeylerin olacağını önceden sezinler insan; o sırada umarsızca bir aşk gereksinimi duyduğu için âşık olur. İçinde âşık olma isteği duyduğu zaman bastığı yere dikkat etmeli insan; aşk iksiri içmiş gibi ilk önüne gelene âşık olur.
Güzel ve hayat dolu bir dördüncü sınıf öğrencisi olan Pansy Parkinson, "O kız gerçekten çirkin," diyor. "Ama bir Aşk İksiri yapıyor olabilir, kafası epeyce çalışır. Bence işi böyle götürüyor."
Bazı şeylerin olacağını önceden sezinler insan; o sırada umarsızca bir aşk gereksinimi duyduğu için âşık olur. İçinde âşık olma isteği duyduğu zaman bastığı yere dikkat etmeli insan: aşk iksiri içmiş gibi ilk önüne gelene âşık olur. Bir maymuna bile.
Güzel ve hayat dolu bir dördüncü sınıf öğrencisi olan Pansy Parkinson, "O kız gerçekten çirkin," diyor. "Ama bir Aşk İksiri yapıyor olabilir, kafası epeyce çalışır. Bence işi böyle götürüyor."
İYİ ve KÖTÜNÜN SAVAŞI.
Yedi Kartal Efsanesinin seri halinde üç ayrı kitabı var. (Birinci Kitap: Zülfikar’ın Hükmü, İkinci Kitap: Erbain Fırtınası, Üçüncü Kitap: Aşk ve Bedel) Birinci kitabı olan Zülfikar’ın Hükmü’nü okuyarak başladım. Gerçekten çok beğendim. Zaten ben okuyacağım kitapları özellikle araştırıp okumaya başlıyorum. Yedi Kartal Efsanesi serisinin de methini çok duydum.
Kitap hiç sıkmadan sürükleyici bir şekilde devam ediyor. Kurgusu farklı olan fantastik bir kitaptı.
//DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.//
Kitapta Yediler adında Lokman Hekim tarafından yıllar önce kurulan her birinin farklı olağanüstü güçleri bulunun 7 insan var. Yedilerin karşısında kötü olan bir sürü örgüt ve özel güçleri olan insanlarda var. (Gececiler gibi) Solaklar ve Devletin 12. Daire personeli de Yedilere sürekli yardım ediyor. Yediler çok olağanüstü bir ölüm şekli olmadığı sürece ölmüyorlar. Hatta yaşlanmaları da çok çok yavaş. Bir nevi ölümsüzler. Bu durumun devam edebilmesi için her elli yılda bir Lokman Hekimin hazırlamış olduğu ve sırrı çok gizli bir şekilde saklanan iksiri içmeleri gerekiyor. Kitap akıcı bir dil ve heyecanla değişik konuları ile içine sürüklüyor okuru.
Şunu anladım Türkiye olarak bizim bir yazarımızda fantastik kurgu tarzında müthiş heyecan dolu bir kitap yazabiliyormuş. Hatta sabırsızlıkla ikinci kitaba geçmek istiyor insan. Demek ki güzel bir iş çıkarmış Saygın Ersin.
Yiğidim, aslanım, ha gayret eyle
Gaflet üstümüzde kalmasın böyle
İmanla yatıp-kalk, ihlâsla söyle
Kutlu mesaj verilmeyi bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.
Maveradan aşk iksiri sağ gayrı
Ellerinde şekillensin çağ gayrı
Çok arzulamak mı ki bilmiyorum,
Ama çokça da aşığım bayağıdır sana.
Kavuşmak mı hadi inşallah,
Belki Mayıs'a belki de Haziran'a.
Geç gelen dua mıdır?
Olur da bir günahtan set çekilir.
Bir tövbenin sihri var ya,
Haber saldım ya şimdi,
Belki güzelden belki kendi hâlimden,
Senin hayalinden.
Seni hep aklımda zikrederken,
Hep şarkılar tutturdu kalbim.
Bu caddelerden, sokaklardan sen mi geçtin aşk?
Biraz ilerisinde belki gerisinden,
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17