Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öykü Otobüsü
Bir Detaylandırma (II) Bir kadın sesiyle yerimden sıçradım. Önümde oturan kadın muavine bağırmış, sıcak su dökmüş birisi herhalde. Cehennemi tanımıyorsun daha. Yanıma baktım, ev cücesi gitmiş, muavin gömleği giymiş uzun saçlı, nefesi içki kokan birisi gelmiş. Bana baktı ve “İkinci bir hayata başlamak istesen nereyi tercih edersin?” diye sordu.
Söyle Delâl Bir Yere Varmakta Ben Kadar Zorlanan Birini Tanıdın Mı ?
Tüy gibi hafif, berrak ve ele geçmez bir günde, güne hiç bir ağrım olmamasının mutluluğuyla başladım. Böyle güzel böyle duru günlerde daha fazla gitmek isteği duyarım. İçimden daha kalabalığım dışarda göründüğümden. Cümbür cemaat içimden gitmek isterim. Fiilen bir yere gitme imkanım olmadığında içimden düşerim yollara.Bu yüzden ben otogarlarda ve
Reklam
1 aylık Istanbul maceramızda Istanbul sahafları ile sıkı pazarliklar ardindan 250 tl ye alabildiğim kitaplar: David Copperfield, Marslı, Güneşi uyandıralım, Siliniş, Hades dehşeti, Usa 1913, Ikarus planı,
Öykü Otobüsü
Bir Nihayetlendirme (III) Öykü Otobüsü - #32743786 Önceki Bölümler Bir Başlangıç (I) - #33112707 Bir Detaylandırma (II) - #33663164 "Nihayet" diye bağırıyorum. Gözlerimi açtığımda otobüsteki herkesin bana doğru baktığını fark ediyorum. Ne oldu
Beklenen beklerken gelmez, Belediye otobüsü hariç..
Otogarlar üzerine deneme
Otogarlarda Sosyoloji Otogarlar nedense hep canımı sıkmıştır. Otogarların kendine has bir yalnızlığı vardır. Elbette burada kavuşan insanların sayısı göz ardı edilmeyecek kadar çoktur fakat nedense zihnim her zaman ayrılanları görmek istemiştir. Siz evinize dönmek için bıraktığınız sevgiliniz için üzülürken, bıraktığınız evinizmiş, gittiğiniz
Reklam
Yine bir acayip duygu rastlantısı, belki bir esinlenme. John Steinbeck'in Tutku Otobüsü, Aşk Otobüsü, Asiler Otobüsü gibi farklı isimlerle Türkiye'de yayımlanan romanı, ilkin Aşk Otobüsü ismiyle 1961 senesinde Türkiye'de yayımlanıyor. Kitapta Steinbeck, bir karakterin ağzından şöyle diyor: ''Kimsenin bir şeyleri fark etmeye zamanı yok.'' Sonra yıl 1964 yıl oluyor. Bitlis asıllı, ünlü Amerikalı Ermeni yazar William Saroyan Türkiye'ye geliyor. Yanında ünlü ressam, gazeteci ve yazar Fikret Otyam'ın rehberliğinde memleketi, anasının babasının doğdukları, yaşadıkları köyü geziyor. Saroyan'ın bu gezileri dönemin Türkiye medyasında geniş yer buluyor. Bürokrasiden, edebiyat çevrelerinden bazı isimlerle de denk geliyor. Bu isimlerden biri de Gülten Akın. Gülten Akın, o yıllarda eşi Yaşar Cankoçak'ın kaymakamlık vazifesi nedeniyle Van/Çatak'ta bulunuyor. Bitlis'e geliyor, Saroyan'la buluşuyor. Hatta Saroyan'a bir şiir kitabını hediye ediyor. Saroyan tek kelime Türkçe bilmemesine rağmen, Bitlis'ten arabayla dönüşte Fikret Otyam'a Akın'ın birkaç şiirini okutuyor. Amacı, şiirin o ezgisini, kelimelerin tınısını hissetmek. Ve "güzel" diyor, "sevdim şiiri.'' Saroyan ile Gülten Akın başka neler konuştular bilemiyoruz tabii. Amerikalı yazarlardan, belki Steinbeck'ten, Hemingway'dan konuştular. Fakat Gülten Akın 1971 senesinde, yani Aşk Otobüsü kitabından 10, Saroyan'la buluşmasından 7 sene sonra toplu şiirlerinden oluşan Kırmızı Karanfil kitabındaki şiirlerinden birinde, Steinbeck'in yukarıda yazdığım satırlarına benzer biçimde şu dizeleri yazacaktı: "Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya"
Steinback'in Aşk Otobüsü'ne binmeden önce, onun fikirlerinden birini buraya teyellemek istiyorum: ''Biz insanlar, tek yaratıcı mahluklarız, yaratma için de bir tek aracımız vardır: İnsanın kendi kafası, kendi ruhu. Hiçbir şeyi iki kişi yaratmamıştır. Ne musikide, ne resimde, ne şiirde, ne matematikte, ne felsefede ortaklama bir iş yapılmış değildir. Bir kere yaratma mucizesi oldu mu, ondan sonra insanlar bir araya gelip onu kurarlar, geliştirirler ama, kalabalık hiçbir zaman bir şey icat etmemiştir. Değer bir adamın tek başına düşünen kafasındadır.''
EN Bİ SEVGİLER
Ve o gece Zehra o kadar çok mutluydu ki onun mutluluğu parmağına takılan yüzüğün iç tarafında yazılan biricik sevdiceğinin ismiyle adeta izdivaç ediyordu. Bir gece vakti birden sevdiği adam gelmişti aklına. Tabi her zaman aklındaydı ama bu saatte onu hep rüyasında görürdü. Sıcacık yatağından kalkarak gecede o muhteşem yıldızına bakmak için bahçeye
Düşünce Akışı Bu otobüs durağında, kırk kilometrelik yolu ayakta gitmeyi protesto etme sakın! Yoksa çeyrek saat sonra gelen arabayla ayakta gitmeye bir de işe geç kalma eklenir bu durakta. Kendini fazla değerli de hissetme. Çünkü senin, gördüğün hizmet karşılığında ücret talep edilenin ötesinde vasıfların da başlar bu durakta. Örneğin daha çok
Reklam
“Beni sana ver Seni bana ver Mal senin Mülk senin Bu sevda senin Kalksın artık aşk otobüsü ‘inatçı durağı’ndan“
Yasin
Yasin
PİRUZ VE GENCO USTA..
‘’Ooooff off.. yine mi Allahım yine mi yaa !!! Bakiim yok hiç mesafe kalmamış janta kadar inmiş!! Gitmez bu benzinliğe kadar!! Sabah sabah hiiç uğraşma yürü baba!! Bekle beni sabah ayazı.. bekle beni öksüren, tıksıran merdivene kadar hınca hınç dolan belediye otobüsü !! ‘’ 06 LM 07.. LMem, yani Ankara Antalya arası Leyla ile Mecnun um,
İlk dersine girecekti. Elini kapının koluna atmış öylece bekliyordu. Heyecanının, bir sürpriz yapmasından korkuyor, derin derin nefes alıp veriyordu. Yaşayacakları, önceden çekilmiş bir film gibi zihninde canlanıyordu. İçeri atacağı ilk adımda, hafif gürültülü ayağa kalkacak çocuklar, ilk cümlesi, onlarla tanışma anı, onların tek tek ayağa kalkıp
Bekledikleriniz, bekletilen benliğinizden bu kadar mı önemli?.. Aynı duraklarda olmasa da aynı otobüsü beklemekten yorulmadınız mı?..
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.