Yine bir acayip duygu rastlantısı, belki bir esinlenme.
John Steinbeck'in Tutku Otobüsü, Aşk Otobüsü, Asiler Otobüsü gibi farklı isimlerle Türkiye'de yayımlanan romanı, ilkin Aşk Otobüsü ismiyle 1961 senesinde Türkiye'de yayımlanıyor.
Kitapta Steinbeck, bir karakterin ağzından şöyle diyor:
''Kimsenin bir şeyleri fark etmeye zamanı yok.''
Sonra yıl 1964 yıl oluyor. Bitlis asıllı, ünlü Amerikalı Ermeni yazar William Saroyan Türkiye'ye geliyor. Yanında ünlü ressam, gazeteci ve yazar Fikret Otyam'ın rehberliğinde memleketi, anasının babasının doğdukları, yaşadıkları köyü geziyor. Saroyan'ın bu gezileri dönemin Türkiye medyasında geniş yer buluyor. Bürokrasiden, edebiyat çevrelerinden bazı isimlerle de denk geliyor. Bu isimlerden biri de Gülten Akın. Gülten Akın, o yıllarda eşi Yaşar Cankoçak'ın kaymakamlık vazifesi nedeniyle Van/Çatak'ta bulunuyor. Bitlis'e geliyor, Saroyan'la buluşuyor. Hatta Saroyan'a bir şiir kitabını hediye ediyor. Saroyan tek kelime Türkçe bilmemesine rağmen, Bitlis'ten arabayla dönüşte Fikret Otyam'a Akın'ın birkaç şiirini okutuyor. Amacı, şiirin o ezgisini, kelimelerin tınısını hissetmek. Ve "güzel" diyor, "sevdim şiiri.''
Saroyan ile Gülten Akın başka neler konuştular bilemiyoruz tabii. Amerikalı yazarlardan, belki Steinbeck'ten, Hemingway'dan konuştular. Fakat Gülten Akın 1971 senesinde, yani Aşk Otobüsü kitabından 10, Saroyan'la buluşmasından 7 sene sonra toplu şiirlerinden oluşan Kırmızı Karanfil kitabındaki şiirlerinden birinde, Steinbeck'in yukarıda yazdığım satırlarına benzer biçimde şu dizeleri yazacaktı:
"Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya"