İlk defa Şükrü Erbaş okuyan biri olarak çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Yazarın kalemi de dili de çok hoşuma gitmedi açıkçsı. Sanatı şiiri ele alış şekli özellikle bir aşk cümlesinde bile toplumun hassasiyetini dile getirmesi beni etkiledi desem olmaz.
Şiir alışılmış kalıpların dışına çıkmalı artık. Ve çoğu şairin genel problemi bu. Özellikle günümüz şairleri. Neyse şimdi linç yemeyelim durduk yere.
Şükrü Erbaş kalıpları yıkıp ve hatta ne söyleyecekse bunu da cesurca söylemekten kendinii hiç geri bırakmamış desem yalan olur ama bir şeyler yapmaya çalışmış. Katırlırsınız lakin katılmasınız ama gerçek budur...
Şiir biraz kendi içinde olmalı. Yani kendinde kalıp kendin özünü doğurmalı. Herkes için bir anlam ifade etmemeli bazen. Çoğu şair yapmıyor bunu. Toplumun seviyesine de inmek suç sayılmalı. Erbaş mesela pek bunu yapmamış. Şiirleri herkese hitap eden herkesin kendini bulacağı ya da bir duygudan sızlayacağı cümleler. Hoş yine hoş. Sevdim güzeldi. Ama bilmiyorum. Favori şairlerim arasında olur mu? Diğer şiirlerin de görürüz belki lakin ben yine Anday'ın çizdiği yoldan ilerlemeye devam edeceğim... Vesselam
Ahmed Arif ,Diyarbakır lı şair.Cumhuriyet Çocuğu.1923 doğumlu.
Hasretinden Prangalar Eskittim kitabı tek kitabı idi hayattayken onun.1968 de yayınlanmıştır bu kitap.Şiirlerinde doğuyu, Çukurova yı, serbest bir stil, samimi bir anlatım, yer yer yöresel bir ağız görürsünüz.Asıl adı Ahmet Hamdi Önal dır.Arif baba adıdır.Arapça, Zazaca, Kürtçe,Türkçe yi iyi bilir.Komunist önder
"LEYLİM" bir insan sevdiğine en güzel nasıl seslenebilir? Hem onun adından uzaklaşmadan hem de kendi kalbini katarak nasıl çağırabilir ki? Bir Ahmed Arif'in Leylim'i olmak nasıl bir duygu? Peki ya, Leylim'in Arif'i olamamak? Böyle diyordu Leyla Erbil'e, Leyla'sına Leylim, Sevgili Canım, Canım Leylâm, Ömrüm diye başladı mektuplarında
Tanrı, erkek ve kadını yarattı.
Bütün bu erkek ve kadınların her biri, kendine göre yüceydi ve herkes sevdiğinin yüceliği oranında yüceldi.
Kendisini seven kimse, kendisinde yüceldi ve diğerlerini seven kimse, kendisini adaması yoluyla yüceldi; ancak Tanrı'yı seven kimse, herkesten daha yüce hale geldi.
Herkes
William Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
Romeo ve Juliet, Othello, Hamlet, Macbeth ve Kral Lear gibi oyunların yazarı olan Shakespeare’in esas adı Şeyh Pir miydi ve gizli bir Müslüman mıydı? Hamlet'teki "To
Dün gece seni aradım.
Yastığımla gözlerim nedense bir aradaydı.
Gecenin ilerleyen saatleri ıslaktı.
Nemliydi dakikalar, saniyeler yorgundu.
Akreple yelkovan arasında savaş vardı.
Bizdeki aşkın ve kaderin galibi yoktu.
Belki.
Belki gelecektin, belki de geldin.
Ama yüreğim tutmadı, hatta uyanmadı.
Çare yok, bu sene de birbirimizden ayrı.
Belki de artık birbirimizden farklı.
Alıştıklarımız kendilerinden yoksun artık.
Aslında sevgilim,
Biz bu aşkı çok gerilerde bıraktık.
Merhaba sevgili okurlar.
"Her şeyi anlatmak gelir içimden"#82782415
Her şeyi anlatmak gelir içimizden, anlatmak... ve sonrada çekip gitmek.! lakin anlatamıyoruz işte, bazı şeyler ki ne yazıya dökülebiliyor, ne de dilimiz dönüyor anlatmaya.
Öncelikle kısaca değerli yazarın hayatına biraz değinmek
Romantik, lirik, sembolist, sürrealist, doğasever, halkçı, komünist… her bir tanım neruda için söylenilebilir.
Pablo Neruda henüz ilk zamanlarda dönemin bir edebiyat dergisi olan “selva austral’de” “Pablo Neruda” takma adıyla yazmaya başladı. Pablo: “neruda” ismini çek şair olan “jan neruda’nın anısına seçmiştir. Şöyle diyor: “adımı on dört