O T O Y O L D A K İ K A V Ş A K T A K A V R U LM U Ş
R U H S A T IC I S I
Altmış sene yaşadım bir tek anım bile yok
Anılması korkulu yerlerdedir meşhedim
Faka bastım kaydı don çakar almaz çark amok
Oldum cennet aşısı binbir günah işledim
Anım yok. Bırakacak mirasım Hak getire
Rızkımla takometre sırf bu yüzden akraba
Müstantik olam dedim
1.Ölmüş tenime aşkı anın rûh değil mi
Gamzesi ile dil dahi mecrûh değil mi
2.Aşkıyla kavuştu gönlüm yoluna anın
Aşk ile kahılan kapu meftûh değil mi
3.Kirpiği ne kıldugunı sen sanma muammâ
Gönülde anın yâresi meşrûh değil mi
4.Bin yılda eğer Nûh yaşadı ise bin yaş
Ol yaş bana bir lahza-i memnûh değil mi
5.Ma'şûk ile âşık bir olur aşk odunuyla
Mâdih dâhi pes hem yine memdûh değil mi
(Kadı Burhaneddin)
Bir zamanlar, hem güzel , hem zarif ve çok maharetli bir kadına aşıktım. Gül pembesi yanakları, zambak beyazı alnı, mercan kırmızısı dudakları olan bu güzel kadının, inci gibi dişleri, nar gibi de memeleri vardı. Ufacık ağzı bir yüzük gibi açılır, dili mücevher gibi parlardı. Kısık, kara gözleriyle baygın baygın bakar, şeker gibi tatlı sesiyle
Bana sorarsanız yaşayanın bile ne olduğunu bildiği muamma.
"Sen merdivenin ilk basamaklarındasın, Allah'ın aşkına ulaşmak için insanın aşkını öğreniyorsun. Külli aşka ulaşmak için, cüzi olanı yaşıyorsun. Yaşamadan aşkı nasıl bileceksin ?"
Ölmüş tenüme aşkı anun ruh değül mi
Gamzesi ile dil dahi mecrûh değül mi
Aşkiyle kavuştu gönlüm yoluna anın
Aşk ile kahılan kapu meftuh değül mi
Kirpiğü ne kılduğunı sen sanma muamma
Gönülde anun yâresi meşrûh değül mi