Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve Rahman ayrılıkları yarattı kavuşmaların kıymeti artsın diye... Aşk'ın Kalb'e Yolculuğu - Ahmet Doğan
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap aslında kitapta da sık sık geçtiği gibi benliğini bulma çabasıdır.Diğer bir ifade ile ikinci benliğiniz ile uzlaşarak iç huzuru bulma yolculuğu.Kitapta ki kişilerin kendi içlerindeki tezatlığa sık sık rastlayacaksınız.Bir başkasına ahlak bekçiliği yapan insanın,kendi ahlak duvarlarındaki deliklere nasıl sırtını döndüğüne hayret
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,8bin okunma
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
Konu: O gün Eleanor (kızıl saçlı ve biraz kilolu kız) yeni bir okul hayatına başlıyor olacaktı. Otobüs yolculuğunda yanına oturduğu Park'ın (siyah saçlı, hafif çekik gözlü ve asyalı bir çocuk) hayatını değiştirebileceğini bilmiyordu. Ta ki bunu birbirlerine olan önyargı ve nefretin son bulup, ortak noktalarını keşfedip, birbirlerine tanıma fırsatı verene kadar anca anlayabilmişti. Bu süren otobüs yolculukları ve bazı diğer bazı olaylar sonucu aslında birbirlerine ait olduklarını anlamışlardı. Ancak her aşk gibi onları da zorlu bir yolculuk bekliyordu. Acaba bu yolculuğu geçebileceklermiydi? Yorum: 80'li yıllarda yaşanan bu aşk çok güzel bir dille anlatılmış; sizi saf bir sevgi yumağı içinde bırakmıştı. Bu iki aşıgın, genç olmalarına rağmen birbirlerine olan sadık ve güçlü bağları insanın ilgisini çekiyordu. Hatta aşık olma duygusunu yaşamayan birine bile bu duyguları zor da olsa yansıtabildiğini düşünüyorum. Ancak benim için fazla sevgi pıtırcıkları ile dolu gibi geldi. Bu durum kişisel görüşe bağlı. Yazar, kitabın sonu ile sizi sevip sevmeme konusunda kesinlikle ikilemede bırakıyordu. Ben böyle bir son beklemiyordum. Aslında sonda yaşanan soru, çözülebilir bir sorundu. Biraz daha mücadeleyi gerektiriyordu yahu
Eleanor ve Park
Eleanor ve ParkRainbow Rowell · Pegasus · 20152,960 okunma
282 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
The Washington Daily gazetesi muhabiri Jillian Chambord, Senatör Williams hakkında ulaştığı bilgiler ile onun siyasi kariyerini sonlandırmaya yetecek kadar delil toplamasına rağmen haberi yarım bırakmak zorunda kalmıştı. Çünkü ikiz kardeşi Isla ortadan kaybolmuştu... Özel dedektif ve Jillian'ın eski erkek arkadaşı Samuel bu dava için özel bir müşteri tarafından tutulmuş ve olayı soruşturmaya başlamıştı... Jillian sakladığı geçmişi ve aile sırlarını da yanına alarak, Samuel ile birlikte kız kardeşinin kaybolduğu Fransa'ya yolculuğa çıkmış ve Isla hakkında bilmediği gerçekleri öğrenmişti. Kendi hayatının da tehlike de olduğunu anlaması uzun sürmeyecekti. Samuel ile buluşmak için Doğu Ekspres'ini kaçırmamak için önüne çıkan engelleri aşmayı başarmıştı... Trene binmeden önce onu karşılayan ve bir ayakkabı kutusunda aşk mektupları ile zümrüt bir yüzük veren gizemli kadının yanlarından ayrılması ile birlikte Samuel ile birlikte kendini 1937 yılında yolculuk yapan ve kardeşi gibi kaçırılan üç genç kadının masasında bulmasını zihinleri kabul etmese de zaman yolculuğunda olduklarını anlamaları uzun sürmeyecekti. Bu üç genç kadının kaçırılması ile kendinin ve ikizinin hayatının bağlantısını bulup geçmişini değiştirebilecek miydi? Isla ile telepati yolu ile kurduğu iletişim onu kurtarmaya yetecek kadar güçlü müydü? Kitabı beğenerek okudum, zaman yolculuğu ile günümüz arası bağlantı güzel kurgulanmış. Jillian ve Isla'nın çocukluğunu okurken ürperdim. Aşk, gizem, dram, geçmiş ve geleceğin içice geçtiği keyif ile okunacak bir kitap. Devamını mutlaka okuyacağım...
Siyah Kar
Siyah KarJuliette Sobanet · Arkadya Yayınları · 2016683 okunma
404 syf.
8/10 puan verdi
Yüzüncü Ad'ın bitişinin ardından henüz düşünceler tazeyken yorumlarimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle kitabın; Baldassare isimli kahramanımızın Ebu Mahir el-Mazandarânî tarafından yazıldığı ileri sürülen ve Tanrı'nın yüzüncü bir adının daha olduğunu iddia eden "Yüzüncü Ad" isimli esere ulaşmak için verdiği mücadelelerden oluştuğunu
Yüzüncü Ad
Yüzüncü AdAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20186,9bin okunma
359 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
İskender Pala en sevdiğim Türk yazarlar arasında. Bunda yazdığı tarihi romanların çok büyük etkisi var. Yunus Emre'nin köyünde çıkan kıtlık yüzünden ailesi ve köyü için Hacı Bektaşi dergahına buğday istemeye gitmesiyle, dergahta geçen meşhur konuşma sonrasında nefesi değil ille de buğdayı istemesiyle başlıyor roman. Bu olaydan sonra onun manevi yolculuğu başlıyor, Tapduk Emre dergahında odun toplamakla geçiriyor yıllarını. Doğayla bütünleşiyor, her şeye "Bilmem." diyerek kibrini kırmaya çalışıyor, her yerde Allah'ı arıyor, aşk oduyla yanıyor. Edebiyat hocamızın sufi dervişlerle ilgili söylediği bir söz vardı. "Derviş olmak kolay değildir, her şeyi terk etmeniz gerekir ama bu yetmez. 'Ben her şeyi terk ettim.' demeyi de bırakmanız gerekir. Yani terk etmeyi de terk etmeniz gerekir." demişti. Bir sufinin Allah aşkını arayışının anlatıldığı bu romanda bir yanda Yunus'un küçük oğlu İbrahim'in hikayesi anlatılır. Her yanda Moğol tehlikesi kol gezerken küçük İbrahim'in yolu binbir tehlikeyle kesişir. Sonunda yanında bulunduğu işkence ustasının da etkisiyle Allah'a inanmayı bırakır. İki farklı hayat iki farklı şekilde akıp gitmeye devam eder. Dönemin Anadolu atmosferi de gayet güzel verilmiştir kitapta. Moğol zulmü altında inleyen halk kitleleri bunca acıya katlanmayı ancak tasavvufa sığınma yoluyla bulabilmiştir. Dili biraz ağırdır ama Yunus Emre'nin anlatıldığı bir kitaba da böylesi yakışırdı zaten. Bu kadar cesur ve zor bir konuyu ele alabildiği için yazarı da tebrik etmek lazım. Keyifli okumalar...
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241,8bin okunma
888 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.