Acele etme yoksun belki
Ben her şeyin bir bir yok olmasına o kadar alıştım ki
Ve her şeyin bir bir var olacağına o kadar alışacağım ki
Bilirsin neler için çarpmıyor bir yürek
Bir hüzün basıyor gene, ne kadar istemesem de
Çabuk geçiyor
Nerede okumuştum, hatırlamıyorum şimdi, birisi mi anlatmıştı yoksa
Mahpusunu kıskanan bir gardiyanı
Attila İlhan Ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin
eskisi kadar özlemiyorum seni
ve ağlamıyorum olur olmadık zamanlarda
adının geçtiği cümlelerde gözlerim dolmuyor…
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgun…
biraz kırgın…
biraz da kirletti sensizlik beni!
zaman ki,ardımda pervane şimdi
mekân defineler döktü yoluma
fırtınadan umut bekleyen kimdi
söyle deniz neden gömüldü kuma
zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir
benim olsan da bir, olmasan da bir
Tarih kitapları yazmaz aşk savaşlarını
bana verdiğin adreste hüznü bulamadım.
en çok yüreğimi yıkadım o zaman
şifon-güz pusu ile fırçaladım yüzümü
ikindi kana değerken ve kanattım gözbebeklerimi
-seni ben yalnız bıraktım-
sevdanın kaldırımlarına karanfilcikler attım
sevdanın kaldırımlarında çıplak bir leş hayaliyle yattım
kim bilir nerelerde şimdi
bir vakitler göğsünde çizdiğim bedii hatırası
-seni ben yalnız bıraktım…-