Ankara'dan, İstanbul Dolmabahçe Sarayı'na giderken, kitaplarının da ciddi bir kısmını yanında getirmiştir. Kitapların taşındığı sandıklar ise hayli ilginçtir. Kitaplar, cephane sandıkları içerisinde taşınmaktadır. Çok sembolik bir durumdur bu. Adeta özgürlük için verilen kanlı mücadelelerin ardından kültür ve gelişme için verilecek olan savaşın izleri vardır bu sahnede. Kitaplar cephane sandıklarında taşınır. Kültür savaşına kitap dolu cephane sandıkları ile gidilir.
Sayfa 49Kitabı okudu
Nuri Ulusu, Atatürk’ün ilk İstanbul seyahatinde yanında götürmek istediği kitapları kütüphanede karton kutulara koymaktadır. İçeri giren Atatürk’ün “Ne yapıyorsun?” sorusuna, karton kutular aldırdığını, istediği kitapları onların içine koyduktan sonra trene göndereceği karşılığını verir. Bunun üzerine Atatürk “ Dur, biraz bekle” dedikten sonra dışarı çıkar ve kısa bir süre sonra ellerinde iki cephane sandığı taşıyan ellerle geri döner. Nuri Ulusu’nun şaşkın bakışları arasında Atatürk’ün sesi duyulur:
“Savaşta bunlarla cephane taşıdık, sen o zaman çocuktun, bilemezsin. Bu sandıklar benim için çok önemli. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve o okumakla, kitapla olur; işte şimdi cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Canım Atam..
“1881-1893 arasında sadece Mustafa'ydı. 1916'ya kadar Mustafa Kemal'di.
192l'e kadar Mustafa Kemal Paşa'ydı.
1934'e kadar Gazi Mustafa Kemal'di.
1934'te Atatürk oldu.
Atatürk soyadını aldı.”
...
Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lideri kelimeler, cümleler, kitaplar ne kadar anlatmaya çalışsa da asla tam olarak anlatamaz ..
Fikirleri, hayatı, bilgisi, görgüsü, kazandırdıkları.. O kadar fazla ki..
...
Magazinsel kısmını bir kenarı bırakırsak; kalın olmasına rağmen sizi yormadan okuyabileceğiniz bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Sırası ile Mustafa Kemal Paşanın doğumundan başlayarak ölümüne kadar olan zamanı , adım adım ele almış elimizdeki kitap. İçerisinde muhtemelen ilk defa okuyacağınız pek çok “Atatürk” anısı mevcut .
Gerçekten keyifle ve severek okuyacağınız bir kitap olacak Y.Özdil kitabı;
...
ANCAK;
Fatih ın haklı olduğunu kabul etmek durumundayım. Gönül isterdi ki Özdil bu anlattıklarını “kaynakça” belirterek destekleseydi.. Okunanların hepsi maalesef havada kaldı ..
...
En azından okur olarak bunu hak ettiğimizi düşünüyorum:)
...
Ayrıca araştırmalarım sonucu çok daha iyi yazılan “Atatürk “ kitapları bulunduğunu, en azından okumaya onlardan başlayabileceğini tavsiye edip incelememi sonlandırmak istiyorum, Herkese keyifli okumalar ..
KÜÇÜREK ÖYKÜ BAĞLAMINDA
KENDİ İMDADINA DA KOŞUP GELEN HIZIR
VEYSEL ALTUNTAŞ
......................
Modern zamanlarda ortaya çıkan, öykünün alt dallarından sayılan "küçürek öykü" bu zaman yokluğunda ve hayatın karmaşasında kendine yer bulmuş, kısa ve özlü anlatımıyla "modern" insana bir
edebiyat ilacı olmuştur. Romanlarda veya uzun öykülerde var olan ayrıntılı betimlemeler, kurgulanan olaylar küçürek öyküde yoktur veva yok denecek kadar azdır. Yazar tek bir an. tek bir olay üzerinden vermek istediklerini aktanr. Bunu yaparken kullanılan kelime sayısı da
oldukça azdır.
...............................
1970 yılında Almanya'nın Düsseldorf kentinde dünyaya gelen 
Ahmet Sarı, 
Kendi İmdadına Da Koşup Gelen Hızır adlı yüz on sayfalık kitabında tam altrnış yedi küçürek öyküyü bir araya getirmiş.
............
Dünya edebiyatından Türkçeye birçok eser çeviren Ahmet Sarı aynı zamanda velut bir yazar. 
Edebiyat ve Suç, 
Edebiyat Nefreti, Kuş seslerinden Bir Çadlr, 
Kurmacanın O Kadim Unsurları adlı kitaplar, ondan fazla eseri bulunan Ahmet Sarı/kitaplar'nın bazı kitapları.
.........
20l6 yılında profesör olarak atanan 1000kitap.com/yazar/ahmet-sari, şu anda Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
............
Sayfa 77 - İZ YAYINCILIKKitabı okudu
Atatürk'ün Antonesku'ya Verdiği Mülâkattan Bir Bölüm (17.03.1937)
Vaktiyle kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı herşeyi kara görüyordu.
"Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız dünyadaki muvakkat (geçici) ömür esnasında neşe ve saadete yer bulunmaz" diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: "Mademki sonu nasıl olsa sıfırdır, bari yaşadığımız müddetçe şen ve şâtr olalım."
Ben kendi karakterim itibarıyla ikinci hayat telâkkisini tercih ediyordum, fakat şu kayıtlar içinde: Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir.
Atatürk'ün altını çizdiği satırlar.
Eşrefoğlu haberi duy: Bahçe biziz, gül bizdedir! Biz yiğit bir şahın kuluyuz. Yetmiş iki dil bizdedir!
Arı vardır uçup gezer, teni tenden seçip gezer, sofular bizden kaçıp gezer, arı biziz bal bizdedir!
Aşkın şarabını içmeyen kişi, sarhoş olup kendinden geçer mi? Aşkın zincirine vurulmamış olan soyunuk ve çıplak olabilir mi?
Sayfa 185 - cilt VI.Kitabı okuyor
"İnsanlar, mefkureleri ne kadar yüksek ise ve yapmağa azm ettikleri şeylerde ne kadar muvaffak olurlarsa o kadar büyük olurlar."
Sayfa 45Kitabı okudu
Sınıf arkadaşları olan Ali Fuat Cebesoy ile Asım Gündüz, öğrenciliklerinde Namık Kemal'in eserlerini nasıl gizlice okuduklarını ve M. Kemal'in N. Kemal'i "Türk ulusunun yüzyıllardan beri beklediği sesi" olarak değerlendirmekte olduğunu anlatmaktadırlar.
Sayfa 8 - Asım Gündüz, HatıratlarımKitabı okudu
Özetle insanları istediği gibi kullanan kuvvet, düşünceler ve bu düşünceleri sezinleyen ve bu düşünceleri genelleştiren kimselerdir.
Sayfa 2 - Atatürk'ün Askerliğe Ait EserleriKitabı okudu
