...Genel olarak kuzey ülkeleri insanlarının güney ülkeleri halklarından daha hünerli daha çalıskan olduklarını çünkü böyle olmaktan daha zor vazgeçebileceklerini doğanın böylece sanki toprağa vermeyi reddettiğu verimliliği zekalara vererek eşitlik kurmak istediğini gösterebilirdim. ...Ateşi yeniden yakmak sanatını elde edinceye kadar kaç defa çaresiz sönmeye bıraktılar! Ve bu sırların her biri kimbilir kaç defa keşfedenle birlikte öldü! ....ormanda hayvanlar arasında dqğınık bulunan insan türü nasıl ilerleyebilir?...bütün hayatları boyunca belkide 2 defa karşılaşan bu insanları birbirlerini tanımadan birbirleriyle konuşmadan hangi noktaya kadar yetkinkeşip olgunlaşabilir birbirlerini karşılıklı olarak aydınlatabilir? O ilkel durumda.... herkes rastgele bir tek gece için seçilmiş yerlerdr yatıp uyurdu,erkekler ile dişiler rasgele rastlantıya ve isteğe göre birbirlerine söyleyecekleri şeylere sözler çok gerekli bir tercüman olmadan birleşirlerdi; aynı kolaylıklada ayrılırlardı. Ana çocuklarını önce kendi öz gereksinmeleri bakımından emzirir oldu. Çocuklarda kendi yiyeceklerini arama gücüne sahip olur olmaz analarını terk etmekte gecikmezlerdi.
Ömer Seyfettin'e Sahip Çıkmak
Bence ölüsüne de dirisine de sahip çıkmayan bir dava sınıfta kalmıştır.
Sayfa 201 - Çoban Yayınları
Reklam
Hayalci, boşu boşuna külleri karıştırarak köz arar gibi, soğuyan yüreğini ısıtacak ateşi yakmak için eski hayalleri arasında bir kıvılcım arar. Yakacağı ateş kanını tutuşturacak, kurduğu alda­tıcı, renkli evrende yeniden kendini bularak, gözlerin­den yaş getiren hazzı tadacakır.
Hayalci, boşu boşuna külleri karıştırarak köz arar gibi, soğuyan yüreğini ısıtacak ateşi yakmak için eski hayalleri arasında bir kıvılcım arar. Yayacağı ateş kanını tutuşturacak! Kurduğu aldatıcı renkli evrende yeniden kendini bularak, gözlerinden yaş getiren zevkli tadacaktır.
281 syf.
10/10 puan verdi
Ömer Seyfettin'i Yaşatmak
Ömer Seyfettin tarihin içinden diriliğini koruyan kelimelerin müellifi... Kelimeler sadece canlı değil dokunduğunu dirilten birer efsunlu edebiyat parçacığı adeta... Belki böyle bir keşif edebiyatımızı, kültürümüzü, tarihimizi, kısacası bizi biz yapan değerleri diriltecek. Ve kültürel ölümsüzlüğü milletimize nasip edecek. Bir millet değerlerini unutmuyorsa onları okuyup iyi idrak ediyorsa... Ölümsüzlüğü sağlayan kevser suyuna dokunmuş, şuurla dirilen benliğini ebediyen yaşatacak demektir. Çünkü fikirler yüzyıllar aşarak günümüze gelir. Fikirler öldüğü zaman millet ölür. Mehmet Hayati Özkaya bu kitabıyla ölümünde kadavra muamelesi görmüş, kevser suyuna batırılmış fikirleri kimi zaman kıymet görmemiş bir yazarı ihya etmiş. Yazarın ihyası ihya değil; edebi ölümsüzlüğü arayanların kapılarından geçecekleri cennetin kapısına dönüşmüş. Keşke her milli değerimize böylesine kıymet verilse, keşke bizi biz yapan fikri tekamülümüzü sağlayan her değerimize böylesine vefa borcunu ödeyebilsek...
Ateşi Yeniden Yakmak
Ateşi Yeniden YakmakMehmet Hayati Özkaya · Çoban Yayınları · 201930 okunma
“Hayalci, boşu boşuna külleri karıştırarak köz arar gibi, soğuyan yüreğini ısıtacak ateşi yakmak için eski hayalleri arasında bir kıvılcım arar. Yakacağı ateş kanını tutuşturacak, kurduğu aldatıcı, renkli evrende yeniden kendini bularak, gözlerinden yaş getiren hazzı tadacaktır.”
Sayfa 63
Reklam
148 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.