Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayalci, boşu boşuna külleri karıştırarak köz arar gibi, soğuyan yüreğini ısıtacak ateşi yakmak için eski hayalleri arasında bir kıvılcım arar. Yayacağı ateş kanını tutuşturacak! Kurduğu aldatıcı renkli evrende yeniden kendini bularak, gözlerinden yaş getiren zevki tadacaktır."
Sayfa 47 - İletişim Yayınları 14. Baskı 2009, Çeviri: Mehmet Özgül (PDF)Kitabı okudu
Eğer bir ateş sönerse onu yeniden yakmak zordur.
Yok eğer küllerin arasında bir miktar kıvılcım kalmışsa onu tutuşturmak kolay olur. Kürşad ve onun gibiler ateşi canlı tutanlardır. Bir bakıma onlar ateşin sönmemesi için öldüler.
Sayfa 96 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Sonun Sonsuzluğu
1 Acı, bir ırmak gibi Doluyor yüreğime Bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum Beni artık ne çiçekler Ne çocuklar kurtarır Ne de o her gün Yinelenen doğum.
415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Öncelikle hepinize güzel bir akşam diliyorum. Bugün sizlere çok sevdiğim bir yazarın, John Grisham’in 1988 yılında ilk kaleme aldığı ve yaşanmış gerçek bir olaya dayanan Adalete Susayanlar (orj. A Time To Kill) eserini ayrıca tanıtmak istiyorum. Haklı ile haksızı ayırmak zorunda kalanlar çoğu zaman tereddütte düşerler. Çünkü sonuçta düşünülen
Adalete Susayanlar
Adalete SusayanlarJohn Grisham · Altın Kitaplar · 199237 okunma
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Gönüller okuyarak demlenir,sohbet ederek şenlenir.
Sayfa 41 - Çoban
Reklam
Hayalci, boşu boşuna külleri karıştırarak köz arar gibi soğuyan yüreğini ısıtacak ateşi yakmak için eski hayalleri arasında bir kıvılcım arar.Yakacağı ateş kanını tutuşturacak; kurduğu aldatıcı renkli evrende yeniden kendini bularak gözlerinden yaş getiren zevki tadacaktır.
Özgürlüğüm kadar güzel kadın ! Yitik kentlerin,umut dolu kederini taşıyorsun sesinde Küllenmiş bir ateşi,yeniden yakmak ister gibi gözlerin Üstün başın,ellerin şimdi hep yıldız tozu.
Bu ülkücülük denen şey, ne menem bir şey ki her daim hazin bir son bekler insanı... Hiç mi değişmez bu gidiş, hiç mi değişmez?
...Genel olarak kuzey ülkeleri insanlarının güney ülkeleri halklarından daha hünerli daha çalıskan olduklarını çünkü böyle olmaktan daha zor vazgeçebileceklerini doğanın böylece sanki toprağa vermeyi reddettiğu verimliliği zekalara vererek eşitlik kurmak istediğini gösterebilirdim. ...Ateşi yeniden yakmak sanatını elde edinceye kadar kaç defa çaresiz sönmeye bıraktılar! Ve bu sırların her biri kimbilir kaç defa keşfedenle birlikte öldü! ....ormanda hayvanlar arasında dqğınık bulunan insan türü nasıl ilerleyebilir?...bütün hayatları boyunca belkide 2 defa karşılaşan bu insanları birbirlerini tanımadan birbirleriyle konuşmadan hangi noktaya kadar yetkinkeşip olgunlaşabilir birbirlerini karşılıklı olarak aydınlatabilir? O ilkel durumda.... herkes rastgele bir tek gece için seçilmiş yerlerdr yatıp uyurdu,erkekler ile dişiler rasgele rastlantıya ve isteğe göre birbirlerine söyleyecekleri şeylere sözler çok gerekli bir tercüman olmadan birleşirlerdi; aynı kolaylıklada ayrılırlardı. Ana çocuklarını önce kendi öz gereksinmeleri bakımından emzirir oldu. Çocuklarda kendi yiyeceklerini arama gücüne sahip olur olmaz analarını terk etmekte gecikmezlerdi.
176 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.