“Çile çeken insan tuhaf bir biçimde kendini zorluyor, ruhunu asilleştiriyordu. Aslına bakılırsa, küllerinden yeniden doğan Zümrüdüanka kuşunu andırıyordu.”
Atlıkarınca
Bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor Dedim ki en iyisi kucağında dursun Şu kravatımı çiviye as gel Sigaramı yak birlikte at arabalarını düşünelim Sarı pirinçten pırıltılı koşumlarını düşünelim Bir zamanlar bilerek unuttugum "küçük deniz sokağını" Denizi odun depolarını demli çayları
Reklam
hani bir gülümsemen vardır sanki istanbul gözlerin gözlerimi bulur bulmaz içimde bütün şehir atlıkarınca gibi döner ha döner ışık renk ve pul
Sayfa 15 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı
“Benim kefenim mor, tabutum ucuz bir günah teknesi, Göklerinde sevgimin utanç kanları, Sevgi utancımın dibinde leşimin kalbine tükürüyor Ter kokan mezarımda Sapsarı yük kadının yüzü Kızılca kıyamet sevginin nefret rengi Gözleri ölgün ağlamıyor Yüksünmüyor dahası. Öpüyorum alnını yaralarından İniltim sıvazlıyor bedenini Sevgi paramparça” #Atlıkarınca
Altı bekçili atlıkarınca
Karşıdaki elektrik tellerine bir uçurtma takılmış... Bir çocuk ağaca tırmanıp, uçurtmayı almak için, ağaçtan elektrik direğine geçerken... "Susun!" dedim. Pencereden baktım. Kuyruğu elektrik tellerine dolanmış uçurtma, hâlâ rüzgârda pırpır edip duruyordu. Koro Çocukken içimden hep derdim ki: Uçurtmalarım olacak büyüyünce. Bi dolu, bi dolu... biçok, biçok... uçurtmalarlarlar... üüüü, dünyalar kadarlarlarlar... Final Benim memleketimde ancak zenginler yaşayabilirler... Yellelli yelelelli, yelelelelniiii... Yeeeeeeeleleli...
Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Altı bekçili atlıkarınca
Geri kalmış ülkede prolog Benim memleketimde ancak zenginler çocukluklarını yaşayabilirler. Benim memleketimde ancak zenginler, gençliklerini yaşayabilirler. Benim memleketimde ancak zenginler, yaşlılıklarını yaşayabilirler. Benim memleketimde... Yellelli yeleliiiii... Yellelli yaaaar yaaaaa...
Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.