Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamları
Hoyraattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
Attilla İlhan
Yalnız, terkedilmiş, özleyen bir adamın sevdiği kadın başkasını seviyordu. .
Acı ve kıskançlık bir gece yazıya döküldü
Beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldürecegimden korkardım felaketim olurdu ağlardım . .
Attilla İlhan
Zamana Değen Sorular, Duygu Asena'nın çeşitli gazeteler için yaptığı röportajlarının bir derlemesi. Okurken röportaj yapılan kişilerle birebir iletişimdeymişim gibi hissettim çoğu zaman ve harika bir okuma deneyimi oldu benim için.
Tabii ki yazarı Duygu Asena olunca mutlaka içerisinde feminizm ile alakalı bölümler bekliyoruz ve kesinlikle beklentiyi karşılayan türdeydi okuduklarım. İçlerinde en beğendiğim bölümler; Aziz Nesin, Attilla İlhan, Atıf Yılmaz, Müjde Ar ve Sezen Aksu oldu. Bazı bölümlerde gerçek anlamda insanların düşünce tarzları beni çok şaşırttı. Beklemediğim ve anlam veremediğim düşüncelerle karşılaştığımı söyleyebilirim.
Zamanında verilen mücadelelerin bazılarının kısmen bile olsa olumlu sonuçlarını görebildiğim için bir açıdan memnun olduğumu söyleyebilirim. En büyük temennim tam anlamıyla cinsiyet eşitliğine ulaşabilmemiz.
AĞUSTOS ÇIKMAZI
Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin, çocuğun olur
Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Elimi tutuyorlar ayağımı
Yetişemiyorum ardından
Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim
Yaptıklarını affettim
Seninle gelemeyeceğim
Beni koyup koyup gitme
Ne olursun...
Attilla İlhan
Yanıldığımız her şeyi birden istemekti
İsteği gerçekleştirmez isteğin yoğunluğu
İhtiyaç başka bir boyuta geçmekti
Devreden çıkarıp gereksiz sorumluluğu
Attilla İlhan
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor,
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor,
Sokak lambaları birden yanıyor.
Kaldırımlarda yağmur kokusu,
Ben sana mecburum sen yoksun.
Attilla İlhan
Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci
Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup ta
Beni sardığı bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun, siyah saçların ya da kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye değil
Fikirlerinle, konuşmandaki