238 syf.
·
Puan vermedi
Mimsiz Medeniyet
Tuvalet deyip geçmeyin! Tuvalet icat edilmeden önce milyonlarca insan hastalıklardan öldü. Mesela Ortaçağ Avrupa’sında tuvalet kültürü ortaya çıkmadan önce Vebadan 40 milyona yakın insan ölmüştür. Veba salgını o dönemlerde farelerden yayılmıştı. Aslında asıl veba mikrobunu taşıyan fareler değildi. Farelerin sırtında yaşayan pirelerdi. Tuvaletini
İslam ve Batı
İslam ve Batıİbrahim Kalın · İsam Yayınları · 20191,390 okunma
Türkler dünyanın en cesur, en asil, en eski bir milleti idi. Asırlarca bütün Asya'ya hâkim olmuşlar, Atillâ Avrupa'yı ezmiş, köpek gibi inletmişti. Türkler medeniyet yollarını açmış, her yere kahramanlık, temiz kan, saf ahlâk, yenilik ve temizlik götürmüşlerdi.
Reklam
Avrupa ve Batı Asya halklarını fel. eden büyük güç dalgalarının birinden kopan sayısız göçebe kabile arasında birbirinin yerine geçerek '' Tanrı'nın kırbacı'' rolünü oynayan iki ırk vardı: Moğollar ve Türkler.
Sayfa 15 - Say YayınlarıKitabı okudu
Şurası muhakkaktır ki, Türkler, Abbasî Hanedanı'ndan aldığı Tevhîd sancağını Avrupa içlerine kadar taşımakta önemli rol oynamışlardır. Ancak, Viyana önlerine kadar gidenlerin geri dönüşlerini hiç gündeme getirmeyenler, halifesiz bir toplumun ortaya çıkışındaki vebalin üzerinde de hiç durmamışlardır.
Sayfa 71 - Misak YayınlarıKitabı okudu
Lale
Tam anlamıyla bir Osmanlı çiçeği olan lâle kadar itibar görmüş başka bir çiçek yoktur. Allah'ın çiçeği değil midir o? Lâle ismi Arapça elifbayla, "Allah" kelimesindekilerle aynı harflerle yazılmaktadır. Bu nedenle sık sık dinsel simge olarak da kullanılmaktadır. Türkler lâleyi henüz göçebe çobanlar oldukları dönemde, Orta Asya platosunda, Pamir'in kuzeyinde yabani halde keşfettiler. Türk aşiretleri 11. yüzyılın sonunda Doğu Anadolu'ya girdiklerinde lâle bahçelerde yetiştirilmeye başlanmıştı. Sasaniler lâleye tapıyorlar, şairler Isfahan ve Bağdat bahçelerinde yetiştirilen lâlenin kusursuzluğuna şiirler düzüyorlardı. Türklerin ne zaman lâle yetiştirmeye başladıkları bilinmiyor, ama bu iş hızla kendini kabul ettirdi ve lâle ilk Osmanlıların en gözde çiçeği oldu.
Sayfa 130 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Yine tekrar ederiz ki, Arap hükûmeti mahv ve inkıraza mahkûm olmuş idi. Eger Arap hükûmetlerini istilâ ve imha edenler, İslâm'dan başka bir dine sâlik, meselâ Avrupalılar olsa idi, İspanya'da dehşet veren misâli görüldüğü üzere, İslam ile Arap milliyeti dahi mahvolur ve yalnız hüzün saçan eserleri bâki kalır idi. İşte Endülüs!.. Türkler Cezayir'i, Fas'ı, Trablus'u, Mısır'ı aldılar. Lâkin tarihi hakikatlerdendir ki, bu memleketleri Türkler almaya idiler, İspanyollar'ın riyaset ettiği Avrupalılar alacaktı. Acaba, Avrupa'nın yarısına mâlik İspanya hükûmetine, Andrea Doria'lara, o dehşetli donanmalara, Şimalî Afrika'daki küçük Arap hükûmetleri mukavemet edebilir mi idi? Asla.. İslâm medeniyetini mahv ü istilâ için belâ selleri gibi şarka akıp gelen vahşi Haçlı sürülerine karşı duran kim idi? Bir Kılınç Arslan, bir Nûreddin-i Zengi, bir Selâhaddin değil mi? O sıralarda, İslâm ve âlem-i İslâm, mahv ve inkıraz tehlikelerine düşmüşken, reis-i İslâm olan Halife-i Abbasî, sarayında vaktini eğlenceyle geçiriyordu. Hilâfet ve riyâset-i İslâmiye'nin başında, Kahire'de tekke şeyhi derecesine inmiş âciz bir zât bulunmasından ne İslâmiyet'in ve ne de Arap milliyetinin hiç bir istifâdesi tasavvur olunamazken livâ-yı Hilâfet, Yavuz'ların, Kanunîlerin, Murad-ı Râbi'lerin elinde, şeref ve şân ile dalgalanmıştır.
Sayfa 40
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.