...Ardından Ayasofya'da ezan okutup kendisi de mihraba
yüz sürerek şükür namazını kılmış ve büyük kilisenin camiye çevrilmesini buyurmuştur.
Bu aslında geleneğin bir parçasıdır. Yüzyıllardır Müslüman Türklerde bir memleket ya da kale alındığında önce burçlara bir bayrak dikilir ve hemen ezan sesi yükselirdi. Kentin en büyük kilisesi ya da mabedi camiye çevrilir, ilk cuma namazı orada kılınırdı. İslam fıkhında da var olan kiliseyi camiye çevirme, İslam tarihinin birçok döneminde görülmüştür. Fatih hem bu uygulamalara, hem de "kılıç hakkı"na dayanarak Ayasofya'yı cami yapmıştır.
Ayasofya'nın müze olması kararını Cumhuriyet hükümetimiz ve ilk Cumhurbaşkanımız, Türkiye Mareşali başkanlığındaki bir heyet vermiştir: Ayasofya müze olacaktır, bunun uygunu budur. Burada yapılacak birtakım törenlere ve gösterilere lüzum yoktur. Kaldı ki caminin bir bölümünde namaz vakitlerinde ezan okunuyor, cuma namazı kılınıyor. Buna itaat etmek zorundayız; bizim kararımızdır, bizim devletimizin kararıdır. Çocuk oyuncağı değildir. Politikasının yapılmasını da hiç doğru bulmuyorum.
Ayasofya Camii’nde seksen altı yıl aradan sonra ilk Cuma namazının kılınacağı tarihin 24 Temmuz 2020 olarak belirlenmiş olması da, oldukça anlamlı mesajlar taşıyan bir karardır. Bu, bir zafer olarak takdim edilen 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması’nın zımnında bağımsızlığımıza vurulan en acı ve en yaralayıcı prangalardan birinin kırılıp atılması, diğerlerinin de peyderpey kırılacağının müjdesi olarak okunmalıdır.
| Abdullah Yıldız
"29 Mayıs 1453'te İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet, şehri bir ilim ve kültür merkezi haline getirmeyi planlamaktaydı.Fetihten sonraki ilk Cuma namazında ulemaya hemen eğitime başlanması emredince Ayasofya'nın kenarındaki keşiş odaları medreseye dönüştürüldü ve yeni kurulan medresenin müderrisliğine padişahın hocası Molla Hüsrev atandı.
(...)
İstanbul Üniversitesi Osmanlı başkentinde yapılan ilk eğitim öğretim faaliyetini kendisine kuruluş tarihi olarak almış durumda.
(...)
İstanbul Üniversitesi'nin kökeni ancak kuruluş çalışmaları 1845'e kadar uzanan ve son şeklini 1900 yılında alan Darülfünun'da aranmalıdır. "
(Gazi Üniversitesi, Ziya Gökalp Sempozyumu,
Ankara, 8 Mart 2004)
Seksen dört yıl önce, 25 Ekim 1924 tarihinde, Büyükada'daki
evinden sedyeyle getirildiği Taksim-Harbiye arasındaki Fransız
Hastanesi'nde öldü. Kesin bir tanı konulamamıştı, bir süredir devam
eden hastalığına aksi olsaydı bile ülkenin ve adı geçen sağlık
kurumunun o günkü
29 Mayıs 1453'te İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet, şehri bir ilim ve kültür merkezi haline getirmeyi planlamaktaydı.Fetihten sonraki ilk Cuma namazında ulemaya hemen eğitime başlanması emredince Ayasofya'nın kenarındaki keşiş odaları medreseye dönüştürüldü ve yeni kurulan medresenin müderrisliğine padişahın hocası Molla Hüsrev atandı.
(...) İstanbul Üniversitesi Osmanlı başkentinde yapılan ilk eğitim öğretim faaliyetini kendisine kuruluş tarihi olarak almış durumda. (...) İstanbul Üniversitesi'nin kökeni ancak kuruluş çalışmaları 1845'e kadar uzanan ve son şeklini 1900 yılında alan Darülfünun'da aranmalıdır. "
BU CUMA DİĞER CUMALARDAN COK FARKLI.. 86 YIL SONRA AYASOFYA DA ILK CUMA NAMAZI KILINIYOR... ELHAMDULILLAH..BUGÜN BIR TARIHE DAHA SAHITLIK EDIYORUZ.. RABBIM EMEGI GECEN HERKESTEN RAZI OLSUN.. ALLAH NURUNU MUTLAKA TAMAMLAYACAKTIR...BU CUMA AYASOFYA DA ..BIR DAHAKI CUMA INSALLAH KUDÜS TE MESCIDI AKSA DA KILARIZ..RABBİM O GUNLERI DE. GORMEYI NASIP ETSIN..BU CUMANIN FEYZINDEN NASIPLENMEYI AYASOFYA DA KI DUALARDA OLMAYI NASIP ETSIN... #AYASOFYADAILKCUMA