"Başını salladı fakat düşünce dolaşımı parlak bir saniye kadar sürebilen ama sonra sonlanan ani bir aydınlanma anına kadar daha da tuhaf, sivri kırılmalarla, atlayışlarla devam etti."
Sadece tek bir an vardır. İster onu yaşarsınız, ister öldürürsünüz. Onu yaşamayı başarabilenler ancak aydınlanabilirler. Yaşamak olmak demektir. Düşünmek ise anı öldürmektir. Zihin hep düşünür. Yarınlarda yaşar. Ancak aydınlanma mevcut olanın farkına varmaktır, içinde bulunduğun anı yaşamaktır.
Ani bir aydınlanma, insanın var mı yok mu diye bakmak istediği çok hafifi bir kızarmaydi,sonra kizirma genişledikce onun yayılmasına teslim olurdu insan....
Aydınlanma ani bir olaydır; kademeli olamaz çünkü o başarılacak bir şey değildir. O sadece unutulmuş bir şeyin keşfidir. O bir hatırlamadır, keşiftir.
Buna özel dönüşüm denilebilir. Bir şey gelmedi veya vuku bulmadı. Bu usta ve öğrencisi arasındaki ilişkinin mucizesidir. Bu varoluştaki en büyük mucizedir. Hiçbir şey onunla mukayese edilemez, o mukayese edilemez olandır.