Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kemalizm ve islam
çeşitli kesimlerce yapılan spekülatif ve koyu ideolojik tepkkisel yorumlar ve tartışmalar bir yana bırakılacak olursa, Kemalizm, batı Türklerinin tek bağımsız devleti olan Türkiye'de geniş ölçüde, felsefî kaynağını XIX. yüzyıl Batı pozitivist düşüncesinin oluşturduğu bir lâisizm anlayışı temelinde şekillenen cumhuriyetçi ve milliyetçi bir ideoloji olarak, İslâm'ı genç Türkiye'nin devlet yönetimi ve siyasetinden, hukuk sisteminden tamamiyle ve kesin olarak dışarı çıkarmış, ona yalnızca toplumsal ahlâk, inanç ve ibadet alanını bırakmış, ancak onu da sımsıkı bir şekilde devlet kontrolüne vermiştir." Hattâ daha cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak, Kemalizme, kendini İslâm'ın yerine koyduğu, yeni devletin İslâm'ın yerine geçen yeni resmî dini olduğu şeklinde, A. Adnan Adıvar gibi ileri gelen bir takım aydınlar ve Ahmet İnsel gibi günümüz araştırıcıları tarafından ciddî eleştiriler getirilmiştir. Kemalistlerin, Osmanlı döneminde İslâm'ın kişi üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmasına duydukları tepki sonucu, dini yalnızca bir vicdan meselesi şeklinde görmelerinin yanlışlığına işaret eden Ş. Mardin, bunun sonucunda oluşturulan katı lâiklik anlayışınin toplumda yarattığı boşlukları Kemalizmin dolduramadığına dikkati çeker ve haklı olarak, bu tutumun doğurduğu tepkinin Türkiye'de -lâik-Müslüman, iki ulus yaratma tehlikesine kapı açtığını belirtir.
Türkeş daha 1948'de, yani Soğuk Savaş'ın başında ABD'ye gitmiş ve burada "gerilla harbi" eğitimi almıştır, 1950'li yıllarda NATO' da görev yapmış, siyasete atıldıktan sonra CIA'in Ortadoğudaki en önemli adamlarından biri olan Ruzi Nazar'la yakın arkadaşlığını devam ettirmiş, Enver Altaylı üzerinden Soğuk Savaş'ın merkez ülkelerinden Batı
Reklam
Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
Aydınlar ve Resmi İdeoloji
Aydınlar, Osmanlı toplumsal formasyonunda egemen sınıfı oluştururlar. İdeolojik (meşrulaştırma işlevi), hukuki, bürokratik bir işleve sahiptirler. Kısaca hukuk, din, eğitim, yönetim alanlarını kapsayan bir kesimi oluşturuyorlar. Osmanlı İmparatorluğu'nda şeyhülislam, müftü, kadı, müderris, imam vb.'den bir dini hiyerarşi oluşmuştu. Söz konusu hiyerarşi sayesinde imparatorlukta hem ideolojik (şeriatın uygulanması) hem de idari fonksiyonlar (yargı) gerçekleştirilirdi. Hiyerarşinin yükseklerinde yer alanlar, büyük servetlerin de sahibiydiler.
Savaş sona erip de yeni uluslararası ortamın şekillenmesi gündeme geldiğinde, 20 milyondan fazla insan kaybı olan Sovyetler Birliği’nin, işgal sırasında Nazi propagandasının serbestçe yapılabildiği Türkiye’ye dost eli uzatması beklenmiyordu. İnönü başta olmak üzere Türkiye’deki yönetici kadrolar, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’yi savaş politikaları
Türkiye’de resmî çevrelerin modernleşmeci, milliyetçi ya da İslamcı kesimlerin düşünce dünyalarının asgari müştereklerinden biri, nedenleri farklılaşsa da komünizme karşı beslenen derin kuşku ve nefrettir. Erken Cumhuriyet döneminde komünizm düşmanlığının gündelik siyasetin başlıca gündem maddeleri arasına girmesi 1930’ların ikinci yarısına
Reklam
Çalışmanın son üç bölümünde Türkiye düşünce dünyasının farklı bölmelerinin; Soğuk Savaş’ı, ABD politikalarını, ABD’deki fikir tartışmalarını nasıl yorumladıkları ve Türkiye’de hemen her alanda varlığını hissettiren ABD’nin bu etkisini nasıl karşıladıkları üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda dördüncü bölümde, Türkiye’de siyasi düşüncenin önemli
Savaş sona erip de yeni uluslararası ortamın şekillenmesi gündeme geldiğinde, 20 milyondan fazla insan kaybı olan Sovyetler Birliği’nin, işgal sırasında Nazi propagandasının serbestçe yapılabildiği Türkiye’ye dost eli uzatması beklenmiyordu. İnönü başta olmak üzere Türkiye’deki yönetici kadrolar, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’yi savaş politikaları
Bu kitap Soğuk Savaş’ın en heveskâr yönetici sınıflarından birine sahip Türkiye’nin, Soğuk Savaş koşullarında yaşadığı entelektüel dönüşümü anlama çabasının bir ürünüdür. En genel haliyle ifade edilecek olursa, bu çalışmada Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında Türkiye fikir hayatının farklı kesimlerinin ABD’yle kurulan ilişkiye, Soğuk Savaş
188 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Sosyolojide Bir Köşe Taşı: Din ve İdeoloji
DİN VE İDEOLOJİ- ŞERİF MARDİN İletişim Yayınlarından 17. baskı olarak 2008 yılında çıkmış elimdeki kitabın “metodolojik not” başlıklı ilk bölümünde yazar temel olarak modern davranış bilimlerinin tarih bilimleri ile birleştirilebileceğini iddia etmiş. Burada sosyal antropolojinin yapı ile fikir arasındaki ilişkileri anlatan tetkiklerinden
Din ve İdeoloji
Din ve İdeolojiŞerif Mardin · İletişim Yayınları · 2015374 okunma
Reklam
entelektüellerin bir araç hâline getirilmesi süreç içinde yeni sınıfın iktidarına akıl hocalığını üstlenen bir rol/işlev üstlenmeye götürmüştür (Sartre, 2012). Aynı zamanda “pratik bilgi uzmanı” hâline gelen entelektüeller “özgür” düşünen değil sipariş üzerine bilgi üreten bir grup hâline gelmeye başlamıştır. Ancak burjuvazinin akıl hocası olan bu
35 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.