Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır.
Sayfa 53
❝ Bir Kalbiniz Vardır, Onu Hatırlayınız..
İsmet Özel’in çok sevdiğim bir şiiri şu dizelerle bitiyor: “Herkesin bir bahanesi var, senin yok / biraz bekleyebilirsin, daha sonra / burada kalamazsın, başa dönemezsin / ama dön / eve dön! şarkıya dön! kalbine dön! ... Ev deyince hepimiz yanından dere akan, yaz kış bacası tüten o tek katlı yapıyı resmediyoruz hâlâ. Eski şarkılarımız yenileri
Sayfa 18 - E-KitapKitabı okuyor
Reklam
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır.
Şimdi her şeyi aynadaki silik görüntü gibi görüyoruz, ama o zaman yüz yüze görüşeceğiz. Şimdi bilgim sınırlıdır, ama o zaman bilindiğim gibi tam bileceğim.
Erkek kendisini sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde, olduğundan en az iki kat daha büyük görmezse nasıl karar vermeye, yerlileri medenileştirmeye, kanunlar yapmaya, kitaplar yazmaya, giyinmeye ve ziyafetlerde nutuk çekmeye devam edebilir? Aynadaki görüntü son derece önemlidir çünkü canlılığı arttırır, sinir sistemini uyarır. Kaldırımdaki insanların yarısı bu hayalin büyüsü altında işe gidiyorlar diye düşündüm camdan bakarken.
Sayfa 53 - Indigo Kitap, 41. baskı, İstanbul, Ağustos 2020
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır. Erkek kendisini sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde, olduğundan en az iki kat daha büyük görmezse nasıl karar vermeye, yerlileri medenileştirmeye, kanunlar yapmaya, kitaplar yazmaya, giyinmeye ve ziyafetlerde nutuk çekmeye devam edebilir?
Sayfa 53 - İndigo Kitap
Reklam
127 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çünkü kadın gerçeği söyleyemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumluluğu yok olur.. Bu kitabı okurken kadın ve erkek arasındaki dengenin edebiyat dünyasına nasıl yansıdığını daha iyi gözlemlemiş oldum. Kitap , kadın yazarların sahip olduğu yahut olmadığı maddi ve manevi bir çok şeyin yazma stiline keza yazma türüne de nasıl yansıdığını göstermektedir. Hatta kadınların kendilerine ait bir odalarının olmamasından kaynaklı olarak şiirden ziyade roman türüne yöneldikleri gibi şaşırtıcı ama gerçeklik payı yüksek olan çıkarımlar mevcuttur. Toplumda kadının rolü o dönemler her ne kadar ev işlerini yapmak ve çocuk yetiştirmek olarak görülse de bu kabuğu kıran kadın yazarların ( Jane Austen ağırlıklı olarak işleniyor ) bu algıyı kırarak 16. yüzyıl İngilteresinde ki karanlığa bir nevi ışık olduklarını ve geleceğe dair diğer kadınlara da yazma konusunda cesaret vermeleri üzerine dair bir konu işlenmiştir. Kitapta bir çok cümle dikkatimi çekti fakat en çarpıcı bulduğum başta eklediğim cümledir. Hala günümüzde bir çok kadın erkeğin dış dünyada ki görüntüsünü yüceltmekte fakat bunu dillendirmediği ya da bu yüceltme kadına görev olarak dayatıldığı için kadına bu konuda bir faydası yokmuş gibi davranılmaktadır . Ta ki kadın gerçeği söylemeye başladığı ana kadar ki bundan sonra da erkeğin dev aynasında ki görüntü küçülmeye başlıyor ve gerçeği hem duymuş hem de görmüş oluyor ..
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202138bin okunma
Çünkü eğer kadın gerçeği söylemeye başlarsa aynadaki görüntü büzülür; erkek hayata uyum sağlayamaz olur. Kahvaltıda ve akşam yemeğinde kendini olduğundan bir kat daha büyük görmezse hükümler vermeye, vahşileri uygarlaştırmaya, yasalar koymaya, kitaplar yazmaya, süslenip ziyafetlerde nutuk çekmeye nasıl devam eder?
Sayfa 41 - Kırmızı KediKitabı okudu
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır.
Sayfa 53 - İndigoKitabı okudu
“Bir insanla kurduğumuz ilişkide -ki bu eş, arkadaş, erkek arkadaş, kız arkadaş, baba, anne, vs olabilir ama bu durum en çok karşı cinsle olan ilişkilerde belirgindir- onun aynasındaki görüntülerimizin birer görüntü değil bizatihi kendimiz olduğunu sandığımızda, kendimizi tümüyle o aynadaki görüntü ile tanımlarız. Oysa aynadaki görüntümüzü sadece bizim varoluş halimiz değil, üzerinde yansıdığımız aynanın özellikleri belirler.… …. O yansımaların biçimi değişebilir. İlişki içinde olduğumuz kişi de, her zaman bizi olduğumuz gibi yansıtmaz. Özellikle bizi olduğumuzdan daha küçük, daha değersiz yansıttığında, biz de gördüğümüz şeyin bir görüntü olduğunu unutup onu varoluşumuzun bizatihi kendisi zannettiğimizde bağımlı bir ilişki ortaya çıkar. Onun aynasından yansıyacak ‘değerli kendimizi’ görmek için çılgınca çaba sarf eder, kendimiz olmayan davranışlar içine gireriz.” … İnsanlar onlar tarafından sevilme çabamızı bir kere fark ettiklerinde, kendi ellerinde inanılmaz bir güç hissedebiliyorlar. Varoluşumuzu onların aynalarında yansıttıkları şeyle özdeşleştirdiğimizi anladıklarında daha da cimrileşiyor, bizimle oynamaya başlayabiliyorlar. Yani bağımlılığımızdan yararlanabiliyorlar.”
Sayfa 273 - Kapı yayınları 2021Kitabı okudu
719 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.