Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü eğer kadın gerçeği söylemeye başlarsa aynadaki görüntü büzülür; erkek hayata uyum sağlayamaz olur. Kahvaltıda ve akşam yemeğinde kendini olduğundan bir kat daha büyük görmezse hükümler vermeye, vahşileri uygarlaştırmaya, yasalar koymaya, kitaplar yazmaya, süslenip ziyafetlerde nutuk çekmeye nasıl devam eder?
Sayfa 41 - Kırmızı KediKitabı okudu
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır.
Sayfa 53 - İndigoKitabı okudu
Reklam
“Bir insanla kurduğumuz ilişkide -ki bu eş, arkadaş, erkek arkadaş, kız arkadaş, baba, anne, vs olabilir ama bu durum en çok karşı cinsle olan ilişkilerde belirgindir- onun aynasındaki görüntülerimizin birer görüntü değil bizatihi kendimiz olduğunu sandığımızda, kendimizi tümüyle o aynadaki görüntü ile tanımlarız. Oysa aynadaki görüntümüzü sadece bizim varoluş halimiz değil, üzerinde yansıdığımız aynanın özellikleri belirler.… …. O yansımaların biçimi değişebilir. İlişki içinde olduğumuz kişi de, her zaman bizi olduğumuz gibi yansıtmaz. Özellikle bizi olduğumuzdan daha küçük, daha değersiz yansıttığında, biz de gördüğümüz şeyin bir görüntü olduğunu unutup onu varoluşumuzun bizatihi kendisi zannettiğimizde bağımlı bir ilişki ortaya çıkar. Onun aynasından yansıyacak ‘değerli kendimizi’ görmek için çılgınca çaba sarf eder, kendimiz olmayan davranışlar içine gireriz.” … İnsanlar onlar tarafından sevilme çabamızı bir kere fark ettiklerinde, kendi ellerinde inanılmaz bir güç hissedebiliyorlar. Varoluşumuzu onların aynalarında yansıttıkları şeyle özdeşleştirdiğimizi anladıklarında daha da cimrileşiyor, bizimle oynamaya başlayabiliyorlar. Yani bağımlılığımızdan yararlanabiliyorlar.”
Sayfa 273 - Kapı yayınları 2021Kitabı okudu
Aynadaki görüntü son derece önemlidir çünkü canlılığı arttırır, sinir sistemini uyarır.
Dünya özneldir, kişiseldir!.. Varlığımızın aynadaki yansımasıdır... Görüntü ve gerçeklik aynı şeydir, özdeştir; yalnızca 'zaman faktörü' onları birbirinden ayırır.
İlişkilerinin bilinmemesinden yararlanıp çeşitli erkeklerle onun namusu üzerine bahse girmek, o erkekleri Françoise’ın üzerine salmak, teslim olup olmayacağını görmek, bir şeyler öğrenmeye çalışmak, her şeyi bilmek, bir odada saklanıp (daha genç yaşta eğlence olsun diye böyle bir şey yaptığını hatırlıyordu) her şeyi görmek istiyordu. Öteki adama bunu şaka yollu teklif ettiğinden o anda hiç istifini bozmayacaktı –başka türlüsü rezalet olurdu–; daha da önemlisi, Françoise’a ertesi gün, “Beni hiç aldatmadın mı?” diye sorduğunda, aynı sevdalı edayla, “Asla” diye cevap verip vermeyeceğini görmek istediği için ilk anda bir şey belli etmeyecekti. Belki Françoise her şeyi itiraf edecek, yani sırf Honoré’nin entrikası sonucu onu aldatmış olacaktı. O zaman bu başarılı ameliyat tıpkı bir parazit yüzünden hastalanıp ölen bir ağaç gibi onu öldürmekte olan (bundan emin olmak için mumun cılız ışığında aynadaki görüntüsüne bakması yeterliydi) hastalıktan onu kurtarmış olacaktı. Hayır, hayır, kurtulamayacaktı, çünkü hayalindeki görüntülerden çok daha güçlü, zavallı beynine kim bilir ne darbeler indirecek –bunu düşünmek bile istemiyordu– o görüntü tekrar tekrar zihninde canlanacaktı....
Sayfa 262 - Marcel ProustKitabı okudu
Reklam
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır. Erkek kendisini sabah kahvaltısında, akşam yemeğinde, olduğundan en az iki kat daha büyük görmezse nasıl karar vermeye, yerlileri medenileştirmeye,kanunlar yapmaya,kitaplar yazmaya, giyinmeye ve ziyafetlerde nutuk çekmeye devam edebilir?
Sayfa 53 - İndigo KitapKitabı yarım bıraktı
Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı. Hâlâ geyiklerin iskeletleriyle kırık koyun kemiklerini birbirine sürter, çakmaktaşı verip koyun derisi ya da gelişmemiş zevkimizi hangi basit süs eşyası tatmin edecekse onu alırdık… Çar ve Kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi. Bu da çoğunlukla kadınların erkeklere gerekli olduğunu kısmen de olsa açıklamaya yarıyor. Ayrıca erkeklerin, kadının eleştirisi karşısında ne kadar tedirgin olduklarını, aynı eleştiriyi yapan bir erkeğin verebileceğinden daha fazla acı vermeden, erkeği daha çok öfkelendirmeden kadının, bu kitap kötü, şu resim zayıf filan demesinin nasıl olanaksız olduğunu da açıklamaya yarıyor. Çünkü eğer kadın gerçeği söylemeye başlarsa aynadaki görüntü büzülür; erkek hayata uyum sağlayamaz olur. Kahvaltıda ve akşam yemeğinde kendini olduğundan bir kat daha büyük görmezse hükümler vermeye, vahşileri uygarlaştırmaya, yasalar koymaya, kitaplar yazmaya, süslenip ziyafetlerde nutuk çekmeye nasıl devam eder?
Aynadaki görüntü olağanüstü bir öneme sahiptir, çünkü yaşama gücünü canlandırır, sinir sistemini uyarır.
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başlarsa, aynadaki görüntü büzülüp küçülür, erkeğin yaşam sağlığı bozulur.
722 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.