Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Du bakali n'olecak?
Boğaziçi’nin Karadeniz Boğazına yakın Anadolu yakasında, deniz kıyısı üstünde bir çayevi… O çay evinin hemen bütün müşterileri, hep o semtin insanları olduklarından ve oraya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar. Çoğu da emeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak geçim sıkıntısı, pahalılık, sürekli zamlar vb konular üstüne oluyor. O
Allah'ım! Sen nasıl miladi 6. asırda Ebû Eyyüb el-Ensari'nin hayatına bereket verdinse, bizlerin de hayatlarına bereket ihsan eyle. Nasıl Sen onun hedefine istikamet nasip ettinse, bizlerin de hedeflerine istikamet ver. Dün başka, bugün başka, yarın başka duruşların sahibi bizi etme. İmkânımız azken başka, gücümüz azken başka, cemaatimiz
Reklam
Du Bakali N'olecak
Boğaziçi'nin Karadeniz'e yakın Anadolu yakasında, deniz kıyısı üstünde bir çayevi... O çayevinin hemen bütün müşterileri, hep o semtin insanları olduklarından ve oraya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar. Çoğu da emeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak çoğunlukla geçim sıkıntısı, pahalılık, sürekli zamlar ve benzeri konular
Ecce Homo ve Mevlana
İşte, Friedrich Nietzsche'den 'Yeni beşer'in tasvir ve tavsifı: "Ecce Homo" (İşte Beşer); "Elbette! Biliyorum aslımı esasımı: Aynen alev, yanmaya doymayan, Yana yana kendini bitiren. Neyi tutarsam, ışığa kesiveriyor; Neyi bırakırsam, kömürleşiyor. Ben, muhakkak ki, alevim!" "Yeni Denizlere" açılan 'Yeni beşer'in durumuna gelince: "Gitmek istiyorum oraya; Güvendikce güveniyorum kendime ve kavrayışıma. Deniz uzanıp gidiyor alabildiğine; Cenevizli gemim almış başını gidiyor maviliklere. Her şey, yeni, gitgide daha da yeni gözüküyor bana. Yatmış zaman ile mekan öğle uykusuna. Yalnızca gözün -koskoca Bakıyor bana -sonsuzluk!” Bu nevzuhur tragique insan’ın ilşkilerinde gördüğümüz hercailiği, avami söyleyişle, “öküz öldü, ortaklık bitti” atasözüyle de özetleyebiliriz. Buna karşılık, ‘eski’ ‘inanmış insan’ınkilerini de yine Mevlana Celaleddin Rumi’den bir mısrayla dile getirelim: “Canın canıma karışmıştır; seni inciten her şey, beni de incitir.” Atasözümüz, confederatif, faydacı (Fr utilitariste) ilişkileri ele verirken, Mevlana’nın mısraı bize ‘içten bütünlüklü’ (Fr integrite intrinseque) olanları yansıtmaktadır.
Sayfa 83 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Almanya tehlikeli bir ülkedir. Sosyalizm maskaralıklarının orada alıp yürümesi yarın Almanya’yı yeni gelişmelerin eşiğine atacaktır. Adolf Hitler durup dururken değil, büyük ve kültürel bir millete karşı İngiltere ve Fransa’nın ahmakça siyasetleri yüzünden ortaya çıkmıştı. Bugün de başka bir Adolf un, Adolf von Thadden’in başkanlık ettiği
BENEKLİ KURDELA Karnım doyunca, eski defterleri karıştırdım. Sekiz yıldan beri dostum olan Sherlock Holmes’un yöntemlerini incelemekteyim. Notlarıma göz gezdirdiğim zaman, olağanüstü yetmiş meseleye rastlıyorum. Feci, komik, acayip olanları var, ama hiç biri sıradan, basit değil. Sebebi meydanda, Holmes herhangi bir işle uğraşmaz, o para
Reklam
BOHEMYA'DA SKANDAL Sherlock Holmes'a göre o, 'O kadın'dı. Onun için başka bir ifade kullandığını pek duymadım. Holmes'un gözünde, cinsiyetinin bütün özelliklerini gösteren tam bir kadındı. Holmes'un Irene Adler'a karşı hissettiği kesinlikle sevgi değildi. Bütün duygular, özellikle de bu duygu, onun soğuk, mükemmeliyetçi ama hayranlık uyandıracak
RIZA NUR'UN HAYATI AİLESİ RIZA NUR’un baba tarafı en aşağı 200 yıldan beri Sinop’ta oturan ve “İmamoğlu” adını taşıyan bir aileye mensuptur. Rıza Nurun bilinen ilk atası Sinoplu Hacı İbrahim’dir. Bunun oğlu Sinop Kalesi dizdarı Mustafa aynı zamanda Sinop’taki Hisar camisinin imamı olduğu için bu aile adı onlara yâdigâr kalmıştır. Bu İmam Mustafa
MAVİ SİNEKÇİL KUŞU Bir Yılbaşı sabahı dostum Sherlock Holmes’u ziyarete gitmiştim. Yanı başında piposu ile kanepeye uzanmıştı. Üzerinde ropdöşambr vardı. Yanında duran bir yığın buruşmuş gazetenin hepsinin okunduğu belli oluyordu. Gözüme bir şapka çarptı. Kanepenin yanında bir sandalye bulunuyordu. Sandalyenin arkasına bir şapka konmuştu. Bu,
45 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.