Pablo Picasso'nun tablosunda hurdacılar çarşısında kaç para verirlerdi? Uzaya roket gönderme teknolojisinin yazılımlarını mahalledeki kasaba uzatsan acaba seni ne diyerek dükkandan döverdi. İnsan olarak senin de değerinin bilindiği ve bilinmediği yerler var. Değerinden anlayan, sana anlayış gösteren insanlar var. Ancak şunu unutma, değerini bilen insanları bulup onlarla yakınlık kursan da o insanlar senin ve benim gibi aciz insanlar. Yani değerini bilseler de devamlı değer vermeye kudretleri yok. Ölümü öldüremezler. Seni sırat köprüsünden geçiremezler. Ebedi bir hayatı vaat edemezler. O halde kıymetini bilecek olan kimsenin, kudreti de olmalı. Kıymet verenlerin kıyamet ile dümdüz olduğu bir gelecekte, yok olmayan ve ebedi âlemleri yaratmaya muktedir olan bir Allah var. Senin değerin O'nun yanında. Zor günlerinde, insanlar senin kalbinin derinliklerinde hissettiklerini tam olarak hissedemezler. Seni senin kadar anlayıp empati kuramazlar. Hiç portakal ve benzeri bir şeyi yememiş birisine portakalın tadını ve aromasını anlatırsan ancak 10'da 1'i kadar anlayabilir. Aynen öyle de kalbinden geçenleri okuyamayan, senin yaşadığını yaşamamış birisi de seni tam olarak anlayamayacaktır. Senin derdin sana özel. Seni, en iyi sen anlarsın. Senden daha iyi ise ancak Rabbin anlar. Yalnızlığının şiddetini, kırılmışlığını ve tükenmişliğini O bilir. Faniler seni anlasa ne fark eder düzeltmeye muktedir olmadıktan sonra? Ancak Rabbin, kalbinin en derinliğinde hissettiğin, tarif edemediğin duygularını, düşüncelerini en önemlisi de niyetlerini bilir ve bunlara kıymet verir.
Sayfa 34 - İndigo kitapKitabı okuyor
"Kızıl saçlı biri garaj yolumuzda arabadan iniyor." Vücudum geriliyor. "Hadley bizi buldu," "Eğer orada yalnızsa, bu bize yardım etmek için orada olduğu anlamına gelir. Sadece ne istediğine bak. Ciddiyim; ona zarar vermeyin." "Harika. Sen bir şerif yardımcısını ve bir yargıcı öldürürken ben de FBI ile iyi geçinirim," diyor kuru bir sesle. "Aynen öyle," diyorum telefonu kapatmadan önce.
Reklam
Eyvallah
Hürmet veya ikramlar karşısında tevazu maksadıyla da söylenir . Bazılarının söylediği gibi " aynen öyle " manasına hiç gelmemiştir, gelmeyecektir. Kelimenin sadece yazılışına bakan biri bile onda, Allah ve istiğfar kelimelerini görecektir.
Arapça'da " aynen öyle tastamam " kabul etme manasıyla kullanılan " eyvallah " tasavvuftaki ıstılahı sahasını " Hakla kabul ettik , haktandır " manasında bulur.
Hem -nakl-i sahih-i kat'î ile- muzır bir sahir olan Lebid-i Yahudi; Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı rencide etmek için acib ve müessir bir sihir yapmış. Bir tarağa saçları sarmış, üstünde sihir yapmış, bir kuyuya atmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Ali'ye ve sahabelere ferman etmiş: "Gidiniz, filan kuyuda bu çeşit sihir âletlerini bulup getiriniz!" Gitmişler, aynen öyle bulup getirmişler. Her bir ipi açıldıkça, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dahi rahatsızlığından hiffet buluyordu.
Sayfa 110
Hem mükerreren ihbar etmiş ki: "Benim Âl-i Beytim, benden sonra يَلْقَوْنَ قَتْلًا وَ تَشْر۪يدًا yani; katle ve belaya ve nefye maruz kalacaklar." Ve bir derece izah etmiş, aynen öyle çıkmıştır.
Sayfa 99
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.