Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sosyal devrim için sadece ulusalcı devrim(ler) bile yeter.Burada çok önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek gerekir: Bu teorik çözümlemede, sık sık yinelediğimiz gibi tek ülkede ulusalcı devrimden bahsetmiyoruz... Ancak evrensel bazda ulusal devrimci güçlerin birbirleriyle irtibat halinde olarak bu stratejik devrimsel hareketliliğin olması için harekete geçmesi ve bütün mazlumlar coğrafyasında ulusalcı devrim sürecinin oluşturulması halinde “ulusalcı devrim” teorisi başarıyla fiili­yata geçirilebilir, etkilileşerek pratikleşir. Tek ülkede ulusalcı devrimin her zaman faşizme kayma tehlikesi vardır. Biz Türk devrimcileri, Türkiye’nin ulusalcı devrim sürecinin kavramsal ifadesi olan Kemalizmi de, bu şekilde algılayarak, Avrasya perspektifinde, mazlumlar perspektifinde düşünmeliyiz. Yani sözgelimi, Recep Pekerci, faşizan, sözde Kemalizm ideolojisi yerine Mustafa Kemal’in öz düşüncesine çok daha yakın olan Kadrocu (dolayısıyla Galiyevci) Kemalist tavrı benim­semeliyiz. Bizi Türk dünyasına ve mazlumlar dayanışmasına götürecek tarz budur.
Buzda Şampanya
Çoğu insan sohbet esnasında size ne söylediğine dikkat etmez.Sözler bir kere ağızdan çıkınca unutulur gider.Ama bir dolandırıcı her ayrıntıya kulak kesilir.Terapide olduğu gibi,o insanın içine girmeye,küçük şeylerden kim olduklarını anlamaya çalışırsın.Ve hepsi küçük şeylerin içinde saklıdır.Şeytan ayrıntıda gizlidir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Hz Yusuf'un başından geçenler sinema ve roman tekniği bakımından da bize çok şey vermektedir. Süre, farklı mekânlarda, farklı zamanlarda çok farklı mahiyette cereyan eden ve birbirlerine etkili mesajlarla bağlanan olayların başarılı bir kurgusunu vermektedir sanki”, Hadiseler birbirinin devamı gibi olsa da arada okuyucuların kendi hayal dünyalarının zenginliği ölçüsünde doldurmasına imkân veren boşluklar bırakılmıştır. Bir olay baştan sona düz bir çizgi halinde anlatılmamış, araya başka bir konu konulmuş, tekrar bir önceki konudan kesit verilmiş ve sonrasında başka bir olaya geçilmiştir. Bazı çağdaş resim, fılm ve roman sanatlarında olduğu gibi insanın hayal dünyasına asla sınır konulmamış, okuyucu hayal gücünde ve yorumunda serbest bırakılmıştır. Kadının erkeği bir odaya kapatıp erotizmin zirvesi denilebilecek bir ifadeyle “Haydi, işte seninim” demesi bile, olayların ve konuşmaların bütünü içinde insanın nefsini sırılsıklam esir alacak mahiyette olmayıp insan yüzüne düşen bir yağmur tanesi gibi naif ve ilham vericidir. Üstelik burada kadının adı gizli tutulmak, bundan sonraki konuşmalara yer verilmemek ve hiçbir ayrıntıya girilmemek suretiyle olay daha da soyut ve gizemli hale getirilmiştir. Bütün bunlar kafiyeleri, cinasları ve ses uyumları ile şiirsel bir üslupta okuyucuya nakledilmiş, böylece sürenin başında dikkat çekilen kıssaların en güzel olma vasfı şekilsel olarak da gerçekleştirilmiştr.
Sayfa 1224 - Nusret ÇamKitabı okudu
Dante’nin islâm literatüründen ilahi adalet kavramını, şeytanın kimliğini ve araf konseptini araklamasının dışında, bu ana kategorilere girmeyen diğer ufak amma önemli bazı ayrıntılar var. Bunlar da insanı gülümseten, ’’Artık bu kadar da olmaz!’’ dedirten türden ayrıntılar. Örneğin, Dante’nin Cehennem’inde hiçbir şekilde sağa dönülemediğini biliyor muydunuz? Hristiyanlar bu ayrıntıya pek dikkat etmemiş olabilirler amma biz Müslümanlar biliriz ki ‘’sağ’’, İslâm’da hayırdır. Hakeza, amel defteri, cennete gideceğe sağdan verilir. Yine İbn Arabi, Fütühat’ında bu konulara değinmektedir. Yine bazı miraçnâmelerde Hz. Peygamber’in (Sav.) yolu kurt ve aslanla kesilir. İlahi Komedya’da da Dante’nin yolu aynı bu iki hayvan tarafından kesilir, Dante bunlara ek bir de Leoparı ekler. Zira o, eserinde her şeyi üçe tamamlamaya çalışır. Dante’nin miraçnâme anlatılarında yaptığı en önemli değişiklik de budur. Eserinin omurgasını Hristiyanlığın Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesine, yani Teslis inancına uygun olarak çatar. Eserinin her bir bölümünün 33 kantodan, mısraların 3’er satırdan ve cehennemin katmanlara ayrılırken 3 ve katlarından oluşmasının arkasında yatan espri budur.
Sayfa 192Kitabı okudu
Örneğin, "Bir Asi Keskin Nişancının Yurdu, Gettysburg" başlığı verilen fotoğraf, aslında savaş alanında düştüğü yerden alınarak daha fotojenik bir mekana, kayalardan bir barikatla kuşatılmış birkaç taş blokla kıyıda bir girintiye taşınmış olan ve Gardner'ın cesedin yanında, barikata yasladığı sahte tüfeğiyle ölü bir Konfederasyon askerini göstermektedir. (Fakat iyice incelendiğinde, silahın, bir keskin nişancının kullanacağı türden özel bir tüfek değil, sıradan piyade erine verilecek cinste bir tüfek olduğu anlaşılmaktaydı; Gardner ya iki silah arasındaki ayrımı bilmiyordu, ya da bu ayrıntıya hiç dikkat etmemişti.) Burada gözlenen tuhaflık, geçmişe ait ikonik değerdeki haber fotoğraflarının İkinci Dünya Savaşı'nın en çok akılda kalan resimlerinin bazıları dahil olmak üzere- önemli bir kısmının düzmece olması değildir. Tuhaf ölan, bizim onların kasten tasarlandıklarını öğrenince hayrete düşmemiz ve böyle her olayda derin bir hayal kırıklığına uğramamızdır.
Sayfa 54 - Agora Kitaplığı, çeviri: Osman AkınhayKitabı okudu
Aşk ve kadın, pek çok Necip Fazıl okuru için üzerinde pek durulmayan bir konudur. Hatta bu konunun konuşulması bile 'Üstad'a saygısızlık olarak değerlendirilir. Kafa Kâğıdı kitabında, kadın konusuna değinir: "Ve aşk... İlk aşkım... Türkiye'ye en uzak arap illerinden birinin Meşrutiyet sonrası Mebusân Meclisi' âzasından
Reklam
Bir evi ayakta tutmak için ne çok ayrıntıya dikkat etmek gerekiyor ve para ne çabuk tükenen bir şey!
Ayrıntıya dikkat!!!
Aşk ayrıntılarda gizlidir, çoğu zaman kadere boyun eğer Ama bazen de bir armağan olarak gelir, yüzleri güldürür.
Kafalarında soru, beyinlerinde merak olan çocuklar hazine arayan defineciler gibi en küçük ayrıntıya bile dikkat edeceklerdir.
Sayfa 145Kitabı okudu
Odak
İnsanlar karşılarındakinin üzerindeki en dikkat çekici ayrıntıya kilitlenir ve sorulduğunda çoğunlukla yalnızca bu ayrıntıyı hatırlar.
Sayfa 55 - Mylos kitapKitabı okudu
99 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.